Zor zamanlar. İnsanın her gün acısının arttığı vakitler. Etrafınız kan gölü olmuşken, bu katliamları çok önce planlamış pis güçler, Müslümanların yaşadığı bu topraklara, müdahale edelim mi etmeyelim mi, edersek rejim değişikliği olsun mu olmasın mı gibi” adi bir bakışla olaya bakarken sizin çaresizliğiniz bu olaylara katlanılacak boyutları çoktan aşmış oluyor.
Öte yandan 28 Şubat sürecinde Türkiye’de Baas rejimli bir ülke hayalini kuranların, bugünlerde o hayalleriyle hesap görülüyor. Davalar sonuçların elbette hak eden cezasını çekecek ancak o günlerde masumca, okullarında okurken sadece hayalleri değil hayatları yıkılanlara nasıl bir diyet ödenecek? Yeni yürürlüğe giren yasayla o günlerde mağdur olan başta öğretmenler tüm kamu görevlileri yerlerine geri dönebilecek.
Geçtiğimiz hafta Konya’ya gelen o dönemin parlak bir siyasetçisinin anlattıkları aslında Türkiye’nin nasıl bir iç savaşın eşiğinden döndüğünün işaretlerini taşıyor. Şöyle diyor O meşhur siyasetçi, “ Asker o günlerde, muhafazakar insanları memuriyetten çıkarmayı kolaylaştırmak için hükümetten bir yasa istedi. Kurumuyla ilgili iki müfettiş bir memurla ilgili laikliğe aykırı iş yapıyor, dediği anda mahkeme imkanı olmaksızın memuriyetten atılması sağlanacak bir yasaydı bu”
Olayın vahametini görüyor musunuz? Tüm ülkeyi kan gölüne çevirecek bir şeytani plan. Neyse ki Türkiye o süreci atlattı, tabiî ki bu bir bedel ödeyerek oldu.
Şimdi o dönemin failleri yargılanıyor ancak sanki bu işte hiçbir sivil yokmuş gibi, bu davada Kemal Gürüz dışında bir sivil zanlı yok. Neden acaba?
Oysa Merve Kavakçı’nın yemin etmesinin engellenmesi tümüyle sivil bir hareketti. Tabi işin medya ayağına hiç girmiyorum bile. O günlerde başörtülü milletvekili olmasının engellendiği Türkiye’den şimdi bu olaylara sebep olanların yargılandığı bir Türkiye’ye geldik çok şükür.
Evet Türkiye artık, başörtülülerin milletvekili olmasının bir hak olduğu ülke haline geldi. Bu konuda bir yasal boşlukta yok gördüğüm kadarıyla. Şimdi soru şu acaba ilk başörtülü milletvekili kimler olacak?
2015 genel seçimleri için 2 yıllık bir süreç var önümüzde. 2014 Mart ayında ise yerel seçimlere gidecek Türkiye. Ak Parti bu dönem çok sayıda başörtülü adayı belediye meclislerinde ve belki de başkanlıklarda aday gösterecek, milletvekilliği için ise karar kesin. Teşkilatta uzun süre çalışmış, tecrübe kazanmış başörtülü isimlerin şansının yüksek olduğunu söylemeye gerek yok sanırım.
Ak Parti’nin kuruluş gününde Konya il Başkanı Ahmet Sorgun’la da bu konu üzerinde durduk. Aslında bir İmam-Hatipli olarak Konya milletvekili Gülay Samancı’nın en uygun aday olduğunu düşünüyorum. Başkan Sorgun’da öyle ifade etmiş Samancı’ya, bu iş en çok sana yakışır diye.
Kanımca 2015’teki seçimleri beklemeden böyle bir dönüşümü bekleyebiliriz Gülay Samancı’dan. Yeni yasama yılında vekil Samancı bir sürpriz yaparak başörtülü gelebilir meclis genel kuruluna. Öyle ya hep kapalıyken açanları değil, açıkken kapatanları da görmeli bu meclis.
Öyle görünüyor ki bu yasama yılında bakan değişikliğinden ziyade bu değişim daha çok gündemimiz olacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.