
Kullanma tarihi geçmiş bir konu ama...
Referandum sonrası Türkiye gündemini meşgul eden iki olay son günlerin tartışma konusu olmaya devam ediyor.
İstanbul Tophane’de sanat galerisinde yaşanan olaylarla, Mardin Kasımiye Medresesi'nde yapılan defile günlerdir medyanın en önemli haberlerinden.
Tophane ve Mardin’deki defilede mahalle baskısı adı altında, mahallelilere nasıl baskı yapıldığına şahit olduk. Türkiye gerçekten değişiyor!
Referandum sonucu tartışmalarla konu buraya gelince, Konya olmadan bir mahalle baskısı! Nasıl olabilir ki diye düşünürken, bir TV programı imdadımıza yetişti.
Tarafsız Bölge’den bahsediyorum. Gazeteci Can Ataklı ile Sosyolog Binnaz Toprak’ın katıldığı programda Konya’da içki içilen yerlerin olmadığı, içki içenlere baskı yapıldığı, kadınlı erkekli Konya’da dolaşılmadığı ve en önemlisi de Konya’nın içki tüketiminde Türkiye’de ilk sırada yer aldığıyla ilgili iddialar ortaya atıldı.
90’lı yılların sonlarından beri medyanın en güzel malzemelerinden biri olan Konya-İçki ikileminin hala sıcaklığını koruması şaşırtıcı gelmesin. Üzerinde çok durulacak bir mevzu değil bu. Artık son demler bu mevzuların, arkası gelmez, malın sonu anlayacağınız.
Bu garip ve tutarsız iddialara kimsenin inandığı yok elbet. Artık değil yıllık günlük Türkiye’de hangi şehir ne yiyor ne içiyor öğrenebilirisiniz. Ararsın bir x marka içki firmasını, nerde ne kadar satıyor hemen verir sana bilgilerini. Bunu yapmak yerine bir 28 Şubat efsanesini yeniymiş gibi sunmak, gerçekten birilerinin iyice malzemesiz kaldığını gösteriyor.
Bu konuyu alakasız bir şekilde Konya üzerinden vermek gibi çirkin bir harekete temelden karşı çıkmak gerekiyor. Benimde üzerinde durmak istediğim konu bu.
Her şehir istediği gibi yaşama hakkına sahip olmasın istiyorlar. Dahası kendileri nasıl yaşamak istiyorsa, Konya’da öyle yaşasın Mardin’de öyle yaşasın demek istiyorlar. Ancak unuttukları bir şey var, tekrar hatırlatalım; Türkiye artık eski Türkiye değil!
O gece Tarafsız Bölge’de tarafını seçen Yasin Aktay Cumartesi günü yazmış, özetle diyor ki hoca; “Konya'ya gidip orada İstanbul'u yaşamak isteği bu trendin emperyal bir fantezisi gibi. Konya'da girdiği her lokantada içki servisi almak istemek veya Konya'nın her semtinde İstanbul'un Nişantaşı'nda yaşayabildiği her şeyi yaşamayı istemek tipik mahalleye baskı sürecini işletmiş oluyor. Sonra Konya'ya varıp İzmir'i bulamayınca "Konya'da mahalle baskısı" diye ortalığı velveleye verenler oluyor. Neden İzmir'de Konya bulmaya kimse çalışmıyor da herkes tersini yapıyor?”
Konya’nın nasıl bir yaşam profili olduğunu herkes bilir. Bunda bir gariplikte yok, bir ayıpta. Bu şehre gelenler bunu bilerek geliyorlar. Yaşayışlarıyla bunu da gösteriyorlar. Uçlara kaymadan genel insani değerlerle şehrin havasına ortak oluyorlar. Bundan hemen hepsinin mutlu olduğu da ortada.
Gerçekten üzerinde çok durulacak bir konu değil bu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.