Konyasporu nasıl düşürdüler

Cumartesi akşamından beri Konya’nın üzerinde bir hüzün var. Nasıl olmasın ki. Şehrin neredeyse tek eğlencesi ve önemli markası sınıf kaybetti ve bir alt lige düştü. Evet, Konyaspor yeni sezonda, eski adıyla 2. lig yeni adıyla Bank Asya liginde mücadele edecek.

İşe önce doğru yerinden bakmamız gerekirse, kabul etmek gerekir ki, Konyaspor bu ligin en kötü futbol oynayan takımıydı ve eğer adaletten bahsedeceksek, ligin düşmeyi en başta hak eden takımı ne yazık ki Konyaspordu. İşin diğer tarafı ise tam bir ibretlik hadise.

Lig başladıktan sonra otoritelerce, düşmeye yakın takımlardan biri hiç olmadı Konyaspor. İkinci yarı başladığında da bu kanaat değişmedi. Son 10 haftaya girildikten sonrada Konyaspor’un düşeceğine kimse pek fazla ihtimal vermedi. Son 3 hafta bile ligde kalacağı varsayılıyordu. Fenerbahçe maçının ilk yarısı 0-0 bitse Konyaspor ligde kalabilirdi. Son maçta bile umut bitmemişti, taki dakikalar 72 yi gösterip maçların bitmesine çeyrek saat kala düşmeye başladı Konyaspor. Gerçekten de fikstür avantajı göz önüne alındığında, Konyaspor iğne deliğinden geçerek küme düştü. Akıl almaz bir beceriksizlik anlayacağınız. Gerçi başta söyledim, eğer adaletten bahsedeceksek, bu yıl ligde her şey yerli yerindeydi. Herkes hak ettiğinin karşılığını aldı.

Konya kamuoyu haklı olarak bu beceriksizliğin hesabının sorumlular tarafından verilmesini istiyor. Gerçekten bu hesabı ağır ama mutlaka verilmesi gereken bir durumdur. Çünkü bir şehrin psikolisini bozmaya, moralini sıfırlamaya, orada yaşayanları 2. sınıf vatandaş hissettirmeye kimsenin hakkı yoktur.

Aslında suçlu bellidir. Herhangi bir kurumu yönetmeye talip kişiler, bir başarısızlık ortaya koyarsa, bunun bedelini öder. Bu spor kulüplerinde de böyledir. Ancak Konyaspor’da durum nasıl gelişecek, bekleyip göreceğiz.

Yıl boyu genel bir kanaat içindeydim. Sivasspor’un şampiyonluğa koştuğu bir ligde Konyapor’un rotası belli olmadan savrulup durmasına ciddi tepki gösterip, nedir Konya’daki sıkıntı, sorun nerede diye soruyordum.

Açıkçası şu soruların cevabı yok, varsa da ben bilmiyorum. Sivasspor gibi bir takım 300 bin dolara aldığı futbolcuyu 10 katına İstanbul takımlarına satacak iş bilen kişileri buluyor da Konya’da böyle futbolcudan anlayan yönetici neden hiç bulunmaz. Soruyu şöyle de sorabiliriz. Mesela kendi işinde 500-1000 daireyi, bir çırpıda bitirip ciddi paralar kazanan adamlar, neden Konyaspor’a tek kuruş kazandıracak beceriye sahip olmazlar. Bu kişiler madem işlerinde başarılılar, Konyaspor meselesinde neden hep beceriksizdirler. Diyelim iyi niyetle, futboldan anlamazlar, o zaman neden bu kadar insanın ahını alacak, bilmedikleri işe hırsla saldırırlar? Belki de bu spor endüstrisinde bizim bilmediğimiz başka hesap işleri vardır.

Evet bence sorun bu. Futboldan gerçekten mantalite olarak anlamayan insanlar şahsi hırslarıyla bu işe girmeleri Konya’ya bu faturayı ödemek zorunda bırakmıştır. Antrenör seçiminde yaşanan hatalar tümüyle mantalitedir. Hoca işinin kısa süreli olmayacağını bir türlü anlamadılar.Hele tüm hırsını kaybetmiş, belli bir yaşa gelip doyuma ulaşmış futbolculardan yar olmayacağını bilmek için yönetici olmaya gerek yok ki, Pazar akşamı spor yorumlarını seyretsinler yeter. Veya Uğur Meleke’yi okusalar olurdu. Bunu da mı yapmıyorlar. Haşim Bayram’ın 10 yıl önce bu takıma trilyonlar döküp, hep yanlış futbolcu satmış bizi kandırmışlar dediğini de mi duymadılar.

Şimdi bu işi hayra yorup, “Anadolu’dan bir şampiyon çıkacaksa bu Konyaspor olmalı” felsefesince, çok ciddi düzenlemelerle gelecek beş yılın planı yapılmalı. Bu tabiî ki yönetimden, futbolcuya, alt yapıdan stada, markalaşmaya kadar top yekün bir organizasyon olmalı.Onlarca sektörde, müteşebbis ruhla dünyaya meydan okuyan Konya sanayicisi, bu spor işini başaramaz mı? Yok başaramadı mı, sağlık olsun der, Avrupa takımı yerine “Asya” takımı olmakta varmış kaderde, diyerek önümüze bakarız.