Seçimlerden bu yana altı aydan fazla süre geçmiş, bu sürede Konya siyaseti ciddi bir durgunluk yaşadı, yaşamaya da devam ediyor. Bunun gerekçeleri uzun uzun konuşulacaktır elbette.
Siyasette hareketlenme olmasa bile, hafta sonu Konya milletvekillerinden Sami Güçlü ve Ali Öztürk’le iki ayrı programda birlikte olduk. Her iki vekilinde Konya köylerinde doğup büyümeleri taşrayı daha fazla önemsemelerin temel sebebi bence. Biri Sarayönü diğeri Cihanbeyli doğumlu. Ovanın verdiği tarımsal yaşama rahatlığına rağmen okumayı tercih eden iki kişi.
22 Temmuz seçimlerinden önce adayların sıralaması da çok konuşuldu, tartışıldı. Mesela Sami Güçlü’nün seçilen listenin ilk sırası Ali Öztürk’ün ise son sırasında olduğunun şimdi artık hiçbir önemi yok. Ne yaptıkları ve ne yapacakları daha çok konuşuluyor vekillerin. Bizde onlarla bunu konuştuk.
Gazeteci arkadaşlarla bir araya geldiğimiz Eski bakan Sami Güçlü’nün gündelik olaylara genel bakışını aldık ilkin. Gündelik derken, Mevlana haftası etkinlikleri çerçevesinde devletin Konya buluşması mesela. Şeb-i Arus gecesinde özellikle protokol konuşmaları konusunda aynı düşünmüyormuşuz meğer Sami Bey’le. Oysa en çok Sami Güçlü’nün devlet erkânının Konya’da Mevlana bağlamıyla mesaj vermesini, bunun uzun ya da kısa olmasına bakılmaksızın desteklemesi beklenirdi. Gerçi o çok uzun olması ve karşılıklı cevap verme şekline karşı; ama olsun yinede devlet Konya’da bir şey söyleyecekse bunun sınırı olmamalı.
Üniversite konusunda ise ciddi paralel kanaat taşıyoruz Sami Bey’le.
Rektör Süleyman Okudan’la görüşmesinde üniversitenin bölünmesi kanaatini paylaşmış Sami Bey. Bu bölünmenin en kısa zamanda olması Konya’nın faydasına. Diğer onay bekleyen Konya’nın özel üniversitelerinde ise, yeni YÖK başkanı ile fazla beklemeden “okey” alınacak gibi görünüyor.
Üniversite Hocası olan Sami Bey’in özellikle gençlerin eğitimi konusundaki titizliği bilinen bir durum ancak; Konya’da üniversite sayısı artması konusunda Sami Bey’in daha çok şey yapabileceği de bir gerçek.
Konya Milletvekili Ali Öztürk’le görüşmemiz ise zaten üniversite öğrencileri içindeydi. Altınekinliler Derneği’nin aylık öğrenci buluşmasında konuk olan Ali Öztürk, kendi okuma ve eğitim serüvenini anlatırken o günleri tekrar yaşar gibiydi. Aslıda Ali Öztürk’ün anlattıkları hem hayatta başarı için tesadüfe yer olmadığının hem de bir şeyi istedi mi insanın başarmamasının mümkün olmadığının kanıtıydı.
Cihanbeyli, Taşpınar’da Ortaokul 2. sınıfta tekrara kalıp, okumamak için bunu mazeret gösteren birinin babasının o tembelliğe şiddetli tepkisiyle, hukuk fakültesine oradan da hâkimliğe giden yol bu olsa gerek. Devamı ise şanslı bir tercihle vekillik.
Aslında herkesin hayatında vardır böyle kırılma noktaları. Eğer Ali Bey, Ortaokul ikinci sınıfı bir kaçamak olarak görseydi, şimdi en fazla Taşpınar Belediye Başkanı olurdu. Oradaki gençlere verilen temel mesaj da buydu. Ucuz hayat yok. Kısa yoldan zengin olma yok. Çalışmadan başarmak hiç yok. Bunun için inanç ve irade şart. Gerisi kendiliğinden olur zaten.
Sami Güçlü ve Ali Öztürk’ün hafta sonu verdikleri ortak mesaj; “Türkiye yeni dönemde nitelikli insanların yetiştiği bir ülke olmalı. Bunun için herkes standardını yükseltsin, çalışmaya baksın, gemileri yaksın, bundan geri dönüş yok”
Mevlana diyor ki; Allah yüz binlerce kimya yarattı; ama insan sabır gibi bir kimya görmedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.