Ramazan ayı birkaç yıldır Konya’da beklenen şekliyle geçmiyor. Nasıl bir beklenti içinde olunduğu tabiî ki kişiye göre değişecek göreceli bir durumdur. Ancak gözlemim o ki, Ramazan gibi toplumsallıkta zirve olması gereken bir ay Konya’da bireysel bir hal alıyor.
Bir bayram dönüşü mutlu bir anda şehrin Ramazan psikolojisini tartışmakta nereden çıktı denebilir. Aslında Ramazan ayı içindeki sönüklük ve durağanlık bayrama da yansıyınca bu konudan bahsetmem gerekti.
Nerede o eski bayramlar sloganı ne kadar kişisel olsa da, Konya için nerede o eski Ramazanlar hiçte bireysel olamayacak kadar tartışmaya açık. Bu yıl Ramazan’a ait Konya’da bir program duyanınız oldu mu? Selçuklu Belediyesi’nin bazı organizasyonları çıkarsanız, Konya top yekün sağır ve dilsiz bir Ramazan geçirdi. Aslında hem inanç bağlamında hem de kültürel yapı gereği Konya’nın Ramazan’da Türkiye’nin konuşacağı işler yapmalıydı. Değil Türkiye’nin konuşacağı bizim haber yapacağımız sıkı bir konu bile olmadı. O muhteşem Kadir Gecesi bile geldi geçti. Bizden ses soluk çıkmadı. Neler yapılacağını buradan anlatacak değiliz ancak Konya’nın gelenekleri bu şehrin belli konularda duruşunu ortaya koymuştur. Bunu hatırlatmak istedim.
Ramazan Bayramlaşması için Mevlana Kültür Merkezi’ne gittiğimde de beklentim daha yürekleri kuşatan bir bayramlaşmaydı. Ramazan’ın acısını çıkaracak bir dayanışma gösterisiydi. Ancak sırayla herkesin bir birinin elini sıkması dışında bir şey olmadı. Tabiî ki bu da iyi bir şeydi. Ancak o kadar insan bir araya gelmişken çok daha sıcak bir ortam hazırlanabilirdi. Hemen herkes bu iş bitse de gitsek der gibiydi. Zaten toplam 45 dakika süren program da bunun işaretiydi.
Bu protokol bayramlaşmasının, öyle anlaşıldı ki protokol dışında bir işlevi yoktu. Benimki zayi bir beklentiydi. Neyse gün içindeki diğer bayramlaşmalar en azından çok daha sıcak daha anlamlıydı.
Saadet Partisi’nin bayramlaşmasında, siyasi mesaj yerine toplumsal mesaj öne çıkmıştı. Onu da Genel Başkan Yardımcısı T. Rıza Güneri verdi. SP’nin çok daha dinamik olması gereken bayramlaşması, orta yaş üstü eski partililerin çoğunlukta olduğu bir görüntüdeydi. Yeni nesilden yüzler orada yoktu, belki bireysellik burada da kendini gösteriyordu. Ancak bu durum SP’nin taban tutması ile ilgili önemli bir handikap olarak görünüyor.
Ak Parti’nin bayramlaşmasına ise Başkan Seyit Mehmet Sümer ev sahipliği yapıyordu.(Siyaset sakinleşmişken, yeni bir tartışma başlatmayalım. İl Başkanı Mustafa Çevik Umre’de olduğu için Sümer Başkanlığa vekalet ediyor) İktidar Partisinin bayramlaşma programına Konya Milletvekili Sami Güçlü’nün söylemleri damga vurdu.
Uzun zamandır Konya’da hemen herkesten “Demokratik Açılımı” dinleyen Güçlü, bu kez konuşan taraftı. Çok özet şu denebilir, bölgeye Türkiye’nin harcadığı güç ve enerji, bu işin çözümünün silahla olmayacağını göstermiştir. Çözüm başka bir yoldur. Hükümet bu yolu halkla birlikte bulmak için çalışıyor” Ne diyelim gerçekten doğruda yapıyor.
Günün en sıcak bayramlaşması işadamlarının MÜSİAD Konya şubesinde yaptıklarıydı. Hem fiziki ortam, hem katılımcıların söylemleri sıcak bir ortam oluşturdu. Sami Güçlü’nün buradaki anlattıkları ise demokratik açılımın yanında Ermenistan ilişkileri merkezliydi.
Ermenistan meselesinde temel konular hükümet açısından şöyle;
*Ermenistan ile bütün görüşmelerden Azarbeycan’a bilgi veriliyor. Onların hayır diyeceği bir konu yok.
*Bu meselenin çözümünde sınır açılması ve Karabağ sorunu eş zamanlı olacak.
*Kapıların açılması Türkiye’den çok Ermenistan’ın işine gelecek. Dolayısıyla Ermenistan’ın Kars anlaşması sınırlarını tanıması kendisinin dünyaya açılması anlamına da geliyor. Diaspora’nın sözde soykırım tezi de düşmüş olacak. Üstelik bunu şimdi, Ermenistan’dan belki daha çok Rusya ve ABD de istiyor.
*Ermenistan meselesi 6 hafta içinde meclis gündemine gelecek.
Konya’da bayram notları kısaca bunlar. Temennimiz, Kurban Bayramına bu meselelerin büyük çoğunluğunu çözmüş bir Türkiye ve yeni dönemde topyekun hareket edebilen bir Konya olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.