Bugünlerde ulusal basında bir köşe kapmaca yarışı var sormayın gitsin! Kim kimin yerine nasıl geçecek geyikleri. Aslında fenada olmuyor bu empati. Türkiye’nin bu vesile ile biraz rahatlaması kendine gelmesi gerekir. Ulusal basın köşe yazarlarının uç gazetelerde kendilerine ya da yayın yönetmenlerine koltuk devşirmesi, hareketlenen siyasi atmosferinde biraz gazını alıyor açıkçacı. Neyse biz gene de geçen haftaki siyasi hareketliliğe şöyle genel bir bakış yapalım.
Geçtiğimiz hafta Cuma günü hem sabah hem akşam MHP yöneticileriyle beraberdik. Sabah kahvaltıda il Başkanı Ali Yücel ile milletvekilleri Faruk Bal ve Mustafa Kalaycı’nın medya yöneticileri ile yaptıkları sohbet toplantısında bulunduk. Faruk Bal’ın genel siyasi ve dış politikayı içeren açıklamaları ile hükümet eleştirilerini merkeze koyması yerine yeni dönemle ilgili kendi projelerini dinlemek isterdik. Faruk Bal’ın en önemli tespiti Ergenekon davası çevresinde söyledikleriydi. Oldukça makul bir duruş sergilemeleri Türkiye açısından oldukça sevindirici. Mustafa Kalaycı’nın ekonomik sıkıntıları dile getirmesi elbette anlaşılır bir durumdur. Ancak çok acil bir ekonomik çözüm paketi ne olmalı soruma tatmin edici bir cevap alamadım. Çok genel şeyler söyledi. Bunun yerine acil eylem planı ve 5-6 maddelik tedbir paketlerini söylemesini beklerdim.
O günün akşamında ise MHP Konya Büyükşehir ve ilçe adayları MÜSİAD Konya şubesinde projelerini anlattılar. Türkiye’de genel sıkıntı işsizlik olunca, başkan adayları da bu bağlamda projeler sundular. Sunumları ve söylemleri ile MHP’nin seçime çok fazla asıldığı belli. Açıkçası Ali Yücel il başkanı olduktan sonra MHP’nin şehirle iletişimde ciddi bir fark oluşturdu. Başkan Ali Yücel’in ekibini çok iyi yönettiğini belirtmeliyim. Konya’nın en güzel dondurmasını yapan Yücel’in siyasette de önü açık görünüyor.
Cumanın gecesinde ise Konya TV’de SP Büyükşehir adayı Mustafa Özkafa’ya sorularımızı sorduk. Her ne kadar uzun süre Konya siyasetinin dışında olsa da Özkafa formunu koruyor. Konya ile ilgili hemen her şeye hakim. Belediyecilikte zaten çapı bellidir. Ancak hemen her konuda halkın fakirleştiği, Türkiye’nin sömürüldüğü gibi, subjektif konulara girmesi genel inandırıcılığını zayıflatıyor. Bu konuda SP’nin daha farklı açılımlar geliştirmeleri gerektiğini düşünüyorum.
Hem MHP’li vekillerin hem de Mustafa Özkafa’nın ilginç bir şikayeti var; “tüm şehirlerde belediye başkanlarıyla değil de Başbakan Erdoğan ile yarışmak zorunda kalıyoruz” Faruk Bal ayrıca ekliyor; Ak Partili Başkanlar Başbakan Erdoğan’ın karizmasından faydalanıyorlar” Bu konuda ne denir bilemiyorum. Herhalde Türkiye’de karizmatik liderlerin sayısının artması dilenebilir.
Konya Büyükşehir Başkanı Tahir Akyürek, geçen haftayı ulusal kanallarda projelerini anlatarak geçirdi. Öyle ki, biz cep telefonumuza gelen mesajlarda Başkan Akyürek’in katılacağı TV programlarını okumaktan yorulduk! Kendisinin halini tahmin edemiyorum.
Ak Parti ise bu cuma günü Konya’ya gelecek Başbakan Tayip Erdoğan’ı bekliyor. Aslında 27 Mart günü yapılacak miting SP’ninde aynı gün miting için başvurması sebebiyle kura sonunda belli oldu. Bir Konyalı olarak Başbakan Erdoğan’ın Konya’ya, yerel seçimlerin finali niteliğinde olan 27 Mart günü gelmesini isterdim.
Türkiye’de son mitinglerin o tarihte yapılacak olması, tüm medyanın Konya’ya odaklanmasını sağlardı. Hem 17 Aralık dışında Konya için iyi bir tanıtım fırsatı olur hem de Mevlana’nın hoşgörüsü havasıyla Türkiye’ye önemli bir mesaj verilebilirdi. Olanda hayır var diyelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.