
Konya'da hayat bulmak!
Son günlerin en önemli gündemleri Milli Eğitim Bakanlığı açıklama ve icraatları. Açıkçası bu gelişmeler çoktan yapılması gereken açıklamalardı.
19 Mayıs gününde yapılan kutlamaların bakanlıkça yapılan açıklama ile sadece Ankara’da yapılması, diğer illerde artık 19 Mayıs törenlerinin sadece okullarda kutlanması, statlarda kutlanmasına gerek olmadığı bildirildi.
Türkiye’nin çok büyük bir kesiminden destek alan bu açıklamaya tepkiler beklendiği gibi muhalefet partilerinden geldi.
Gerçekten bu değişikliğe tepkilere anlam vermek pek mümkün değil. Çünkü; sadece muhtemelen Kuzey Kore gibi dünyadan kopuk ve diktatörlükle yönetilen ülkelerde bu etkinlikler kalmıştır.
19 Mayıs’ın kapsadığı misyon açısından bir değişiklik olmayacağını zaten bakanlık açıkladı. Üstelik bence şimdilerde asıl üzerinde durulması gereken konu da bu. Bir emperyalist işgale karşı çıkmanın işaret fişeği ise 19 Mayıs, şimdi kim nasıl bir işgal içinde buna bakmak lazım. Yeni nesillere dünyada değişen sömürü modellerini anlatmak ve bunlara karşı çok daha dikkatli olmanın dersleri verilmesi gerekmez mi?
Kabul edelim, 19 Mayıs kutlamalarının stat boyutu hiçte öyle albesini yüksek kutlamalar değildi. Bir birinden kopuk gençlerin kısa sürede bu tür bir etkinlikte başarılı olmamaları da zaten doğal. Şimdi bu ulusal dinamikler, cumhuriyet kazanımlarına bağlamak inandırıcılıktan uzak.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer hafta sonu Konya’da “Okullar hayat olsun” projesini açıklarken duyduğu heyecanı herkes duymalı. Okulların iyice tabulaştığı, öğrencilerin hapise gider gibi zorla gittikleri yerler olmasından kurtulması gerekiyordu.
Bakan Dinçer tamda bunu düşünmüş. Okullara hayat vermek. Okullardan hayat bulmak. Zaten okullar birer hayat yerleriydi, şimdi bu resmi bir boyut kazanacak. İsmi ise Konya’dan. Konya’da müstakil evlerde bahçeye, avluya hayat derlerdi eskiler. Hala hayat derler bu bahçelere ama ne kadar bu evlerden kaldı o ayrı mesele. İşte evlerin Hayat’ı olan bu alanlar şimdi okulların dolayısıyla tüm çocukların hatta tüm mahallenin hayat alanı olacak.
Bu hayat alanında, okulun gerçekleri hem de hayatın gerçekleri bir arada olacak. Çocuklar toprakla teması da internetle teması da burada yapacaklar. Özeti bence bu projenin; çocuklar kontrol altında hayatla tanışacaklar. Hem kontrol hem hayat. Çocuklar için bu acımasız dönemde başka ne istenebilir ki. Üstelik bu proje çocuklarla birlikte mahallenin tüm bireylerini de kapsıyor. Gerçekten iyi planlanmış müthiş bir proje bu.
KAR YOK AMA KONYA HAVAALANI KAPALI
Konya havaalanına Pazar gecesi uçaklar inmedi. Pazar günü Konya’da ne kar vardı ne de sis. Peki neden inmedi uçaklar? Çünkü pist buz tutmuş, buzlanma uçaklarının inmesini engellemişti.
Ee ne var bunda denebilir. Bizde peki Erzurum’a Malatya’ya, Nevşehir’e uçaklar her şekilde inerken neden Konya’ya inmezler diye sorarız.
Alacağımız cevap çok manidar olur maalesef. Konya havaalanında DHMİ buzlanmaya yönelik çözüm üretmiyor. Buzlanmayı çözecek ilaçlama tertibatı Konya Havaalanına alınmıyor veya kullanılmıyor. Çok ilginç değil mi? Gerçekten öyle.
Pazar akşamı yüzlerce yolcu ya Ankara’ya inmek zorunda kaldı veya o gece Konya’ya dönemedi. Bunun en kısa sürede çözümü için kime seslenmemiz gerekiyor.
Buradan sesleniyoruz hava meydanları yetkilileri Konya’ya buz çözücü cihaz ne zaman gelecek?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.