Türkiye tarihinin en hızlı genel başkan operasyonu tamamlandı. Bay Baykal hala kendini partinin başında sanıyorsa yadırgamamak lazım zira ne olup bittiğini biz de anlayabilmiş değiliz. “Komplo” olarak ifade edilen hadise malum. “Bacak kılları” bile Baykal’ı kurtaramadı, öyle bir tezgaha geldi ki evinden çıkamıyor. Utandığından değil, 40 yıllık politikacıyım nasıl böyle tufaya düştüm diye kaldıramıyor kafasını. Acizane kanaatimi de belirtivereyim: Bay Baykal “Komplonuz” patlak verdiğinde birilerine danıştınız değil mi? “Şimdi ne yapmalıyım” diye sorduğunuzda aldığınız cevapları gözden geçirin. “Başkanım istifa edin on gün sonra biz ortalığı ayağa kaldırır size yine koltuğunuza oturturuz” diyeni hatırlıyormusunuz, hani bunu söylerken çenesini sıvazlayıp pis pis sırıtanı diyorum, geldi mi aklınıza? Geldi değil mi? Hah işte o arkadaş Brütüs oluyor. Bu günkü konumuz Bay Baykal’a açılan üçkağıt değil. Bu gün CHP’nin yepyeni, genç, dinamik genel başkanından bahsedeceğiz. Tamam 62 yaşında ama Sav’a, Baykal’a, Elekdağ’a göre daha çocuk sayılır. 62’i dediğin nedir ki, bir 18 sene de o taşır CHP’yi. Bay Gandi iteleme kakalama adayım dedi ya, bir anda fırtınalar koptu. Türkiye’nin konuşmayı beceremeyen en ünlü haber spikeri M. Ali Birand (MAB) lafları yuttu, kelimeleri yamulttu sevincinden. O halini görenler komplonun arkasında MAB mı var diye düşündü. Meğer ne severmiş Bay Gandi’yi. En büyük rakibi ise NTV’di. Gece gündüz 24 saat konuşuldu Bay Gandi. “Cumhuriyetin Kurucu Partisi” diye anonslar yapıldı. CNN Türk ve diğerleri de öyle. Anlayacağınız malum medya operasyonu. Ama hiçbiri “Parti eski parti, Gandi gelse neyi değiştirebilir ki” sorusunu yöneltmedi. Özgür basın diye buna derim… Kurultay boyunca gazetecileri izledim. Her zaman ki gibi MAB en komikleriydi. Hani bir şeyden anlarmış gibi ciddi bir bakışı vardır ya; hep öyle “Mel mel” baktı. Oğuz Tongsir, Fatih Çekirge’de en az diğerleri kadar garipti. Baykal’ın belagatinin yanından geçmeyecek Gandi konuşması için Fatih Çekirge yerlerde yuvarlandı. Gazetecilerde gözlediğim duruş; taktik verdiği topçunun oyununu izleyen teknik direktör tavrıydı. Sanki bir gece önce oturup çalıştırmışlar bu gün de oyununa not veriyorlardı.
En tuhafı ise herkesin gariban Kemal’e isim bulma merakıydı. İlla birine benzeyecek ve o isimle anılacak. Kemal yetmiyor anlayacağınız. En Komiği Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Bay Faraç’ın değerlendirmesiydi. “Ecevit ile Erdal İnönü arasında bir tarzı var” diyor Faraç. O zaman oldu bu iş, hemen başbakan yapalım… Abiler yapmayın Allah aşkına. Bu Kemal’in kendine has bir duruşu, tarzı, fikri yok mu? İlla birine benzerse mi beğeneceksiniz? Karaoğlan olmadı şekeroğlan… bırakın bunları. Yaptığınız yorumlar bizler tarafından “Kemal’de bir numara yok” başka birinin isminin ardına gizleyip millete yutturalım taktiği olarak algılanıyor. Yoksa Kemal’in defosu çok da sizler gizlemeye mi çalışıyorsunuz? Bu Gandi’nin torunu değimliydi 10 aylık sigortalı Bebek... Üstelik yavrucak 40TL kazanmış iki gün çalışıp. Kazandığına da ithal mama almıştır kesin. Bir de konuşmasında ifade ettiği “Herkesin inancına saygılı CHP” vurgusu var. Son günlerin reklam kokan tabiriyle “Oldu canım” diyeyim buna da… Sen önce o Peygamber’e saygıyı Önder’inden gör, ondan sonra parti teşkilatlarından bekle. Baykal harcanacakmış, harcandı. Benim oyumla gelmediği için arkasından yas tutacak değilim. Oy verenlerin ise gıkı çıkmıyor, hatırlamıyorlar bile, Atilla abi dünden havaya girmiş Gandi de Gandi diyor. Bir Gandi güzellemesiyle bitireyim o zaman: “Yelle gelen, selle İndra Gandi!”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.