
Şeyma Şahin
Kahrın da hoş lütfun da
Yayınlanma:
İnsan doğuyor ve büyüyor, gençlik çağını da aşınca kendini iş kapısında buluyor. Alnından damlayan terlerle çalışıyor, çabalıyor, ekmek alıyor ve karnını doyuruyor. Bütün bir hayatını bedenini rahat ettirme pahasına harcıyor. Tam da burada 'ben ne için yaratıldım?' sorusu geliyor akıllara.. Hayatının sokaklarında Kur'an levhası olsa şu uyarıyla karşılaşacak; 'Ben insanları ve cinleri ancak bana kulluk etsin diye yarattım (Zariyat-59)'. Evet unutalı, hatırlamayalı bir hayli zaman olmuş. Küçücük bedenini doyurmak için ömrünü ortaya koyan bizler, ruhumuz için zaman ayırmayı kendimize çok görmüşüz. Acaba asrın en yaygın hastalığı depresyon niye çalmıştır kapımızı ?.. Niye sıkıntılar omuzlarımıza dağlardan ağır gelmiştir?.. Gönderilme sebebini unutan bizler, nasıl bir hayat yaşamayı hayal ediyoruz? Okumayı yazmayı erken yaşta öğrendik ama hayatı okumayı öğrenemedik bir türlü!.. Allah katında mümine sıkıntı, musibet yoktur aslında. Allah sadece şunu demek ister: Kulum, benim sana sunduğum hayatı yanlış anladın. Dur! Ben sana yardım edeyim; egonu yenmek, kendini aşmak zorundasın. Benim sana gönderdiğim musibetler sana olan aşkımı anlatıyordu. Niye bana güvenmedin?.. halbuki ben bu dünyayı senin için yaratmadım mı? Sen bana geleceksin, temizlen de gel!
Uyanmak gerek artık! Bütün kitaplar, bütün yıldızlar, bütün gezegenler, bütün insanlık sadece Allah için vardır. Şevkatli ve merhametli rabbimiz sadece kendine çağırmakta. O güzeldir, güzel olan nasıl çirkini verebilir ki.. Bütün hayat iyisiyle kötüsüyle çekip gidiyor. Geriye sadece Allah kalıyor. Amaç teslim olmaktır, ona güvenmektir. Her haliyle Allah'a bırakılan hayat, yaşamının her alanında Allah olan hayat, her haliyle MUHTEŞEM bir hayattır. İşte kalbinin ince yerinde bu duyguları hissetmektir Cihad-ı Ekber. En büyük cihadı kazanmak, ekmek parası kazanmaktan daha az zaman almaz! Bütün ömrünü fani bedenine ayıran bizler içimizde çırpınan, adeta yalvaran ruhumuza bir el uzatalım artık. Kalbimizi dinleyelim, o bizi Allah'a götürecektir. Her acı bize zevk verecektir. Ondan geldiğini bilince kederleri bile sevmeye başlayacağız ve Yunus Emre gibi diyeceğiz ki :
Gelse celalinden cefa
Yahut cemalinden vefa
İkisi de su cana sefa
Kahrında hoş, lütfunda...
Uyanmak gerek artık! Bütün kitaplar, bütün yıldızlar, bütün gezegenler, bütün insanlık sadece Allah için vardır. Şevkatli ve merhametli rabbimiz sadece kendine çağırmakta. O güzeldir, güzel olan nasıl çirkini verebilir ki.. Bütün hayat iyisiyle kötüsüyle çekip gidiyor. Geriye sadece Allah kalıyor. Amaç teslim olmaktır, ona güvenmektir. Her haliyle Allah'a bırakılan hayat, yaşamının her alanında Allah olan hayat, her haliyle MUHTEŞEM bir hayattır. İşte kalbinin ince yerinde bu duyguları hissetmektir Cihad-ı Ekber. En büyük cihadı kazanmak, ekmek parası kazanmaktan daha az zaman almaz! Bütün ömrünü fani bedenine ayıran bizler içimizde çırpınan, adeta yalvaran ruhumuza bir el uzatalım artık. Kalbimizi dinleyelim, o bizi Allah'a götürecektir. Her acı bize zevk verecektir. Ondan geldiğini bilince kederleri bile sevmeye başlayacağız ve Yunus Emre gibi diyeceğiz ki :
Gelse celalinden cefa
Yahut cemalinden vefa
İkisi de su cana sefa
Kahrında hoş, lütfunda...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.