
Lokman Koyuncuoğlu
İnsanlığın namusunu kurtaran adam
Yayınlanma:
Bazen biri çıkar tüm insanlığa ses verir. Bazen biri çıkar tüm insanlığa cesaret verir. Bazen biri çıkar tüm insanlığa; insanlık gösterir.
Başbakan Tayip Erdoğan’ın Davos’ta gösterdiği tepki aynen böyleydi. Biri çıktı ve insanlığa uzun zamandır kimsenin veremediği bir insanlık dersi verdi. Bunu başka biri yapsa da alkışlar, tebrik eder, desteğimizi gösterirdik. Ancak bizden biri ülkemizin Başbakanı olunca olay çok daha başka anlama bürünüyor. Vicdanınızın yumuşaklığı o anda pek çok kere gözyaşı dökmenizi sağlıyor.
Bu konu başlı başına bir olaydır ve Türkiye için yeni bir dönemin başlangıcı olacaktır. Tek başına siyaset veya Türkiye’nin diplomasi geleceği açısından bakılamayacak kadar önemlidir üstelik. Evet Türkiye burada çok önemli diplomatik bir kazanım elde edecektir. Pek çok kişinin düşündüğü gibi bunun kesinlikle bir bedeli de olmayacak. Üstelik şimdiden görünmeye başlanan, Türkiye’nin çok önemli kazanımları olacaktır. Hem bölgesel güç anlamında hem de kendimize özgüven ve adalet duygumuzun şaşmazlığı anlamında.
Bunları yakın zamanda göreceğiz ve bu günlerde “Başbakan’ın ve partisinin Batı’daki imajı ise ağır yara almıştır. Ortadoğu’dan ABD’yle ilişkilere uzanan bir dizi alanda bunun Türkiye’ye faturasını hafifletmek için Erdoğan’ın “monşer” diye aşağıladığı ülkesini seven Türk diplomatları yine çok çalışacaklardır” diyenler nasıl bir pişkinlik içinde hem dünyayı hem Türk insanını hiç tanımadıklarını fark edeceklerdir.
Yukarıdaki alıntı, Türkiye’de çıkan bir gazetede yayınlandı. O’nun gibi pek çok grup yazarı da buna benzer ifadelerle taraflarını gösterdiler. Dünyanın pek çok yerinden insanlık mesajları gelirken; içimizdeki İsrailli sayısı hiçte az değilmiş; bunu gördük.
O satırların yazarı olay gecesi, Başbakan Erdoğan’ın Perez’i payladığı ve tüm insanlığın coşkuyla her şeyi unutup o anın mutluluğunu paylaştığı saatlerde de; “Başbakan Erdoğan diplomatik olamayan bu hareketlerle Türkiye’ye zarar vermiştir. Bunun bedeli çok ağır olacaktır” diyebilmiştir. Bunları saygın ve objektif olduğu sanılan bir haber kanalında söylemiştir. Bir konuyu açıklığa kavuşturalım. Önemli olaylarda insanların ilk tavrı çok belirleyicidir. Herhangi bir etkileşim olmadan verilen tepki gerçektir, samimidir. O saatlerde bu cümlelerin yayınlandığı kanalın iki saat boyunca kaos oluşturan öngörülerini bunun için önemsiyorum. Aynı kanalın 27 Nisan muhtırasında da tavrı aynıydı.
O saatlerde aynı kanalı izlediğimiz anlaşılan Sabah Yazarı Haşmet Babaoğlu’da bu konuya çok bozulmuştu. Cumartesi günkü yazısına bu bağlamda bir bakmalısınız. Tam da benim ve o gece o kanalı seyredip kızan herkesin hislerine tercüman olmuştu şu satırlarıyla “Onları dinledikçe... Onların küçük hesapları ve zavallılıklarına tanık olunca... Kalkıp Erdoğan'ın Davos konuşmasındaki eksik ve gediklerden, tavrındaki yanlışlardan söz açmanın anlamsızlığını kavradım. Bir de CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen'in ''Davos ve medeni dünya Erdoğan için bitmiştir'' demesi vardı ki!.. O an mümkün olsa da, ''medeni dünya'' denilen her neyse, bir çöp torbasına koyup kapı önüne bıraksam istedim!”
Davos gerçeğine aklı-selim her insanın bakış açısı bellidir. İnsan olanların bakışı bu olmalıdır. Zira Başbakan Erdoğan, siyaset sahnesinde nice zamandır ayaklar altına alınıp çiğnenen insanlık şeref ve haysiyetini, ahlak ve fazileti, insaf ve adaleti bir bayrak gibi yükselterek, İsrail’in nerdeyse 50 yıldır bölgede yaptığı küstahlığa gık çıkarmayan münafık yapıyı bozmuş, insanlığın namusunu kurtarmıştır.
Başbakan Tayip Erdoğan’ın Davos’ta gösterdiği tepki aynen böyleydi. Biri çıktı ve insanlığa uzun zamandır kimsenin veremediği bir insanlık dersi verdi. Bunu başka biri yapsa da alkışlar, tebrik eder, desteğimizi gösterirdik. Ancak bizden biri ülkemizin Başbakanı olunca olay çok daha başka anlama bürünüyor. Vicdanınızın yumuşaklığı o anda pek çok kere gözyaşı dökmenizi sağlıyor.
Bu konu başlı başına bir olaydır ve Türkiye için yeni bir dönemin başlangıcı olacaktır. Tek başına siyaset veya Türkiye’nin diplomasi geleceği açısından bakılamayacak kadar önemlidir üstelik. Evet Türkiye burada çok önemli diplomatik bir kazanım elde edecektir. Pek çok kişinin düşündüğü gibi bunun kesinlikle bir bedeli de olmayacak. Üstelik şimdiden görünmeye başlanan, Türkiye’nin çok önemli kazanımları olacaktır. Hem bölgesel güç anlamında hem de kendimize özgüven ve adalet duygumuzun şaşmazlığı anlamında.
Bunları yakın zamanda göreceğiz ve bu günlerde “Başbakan’ın ve partisinin Batı’daki imajı ise ağır yara almıştır. Ortadoğu’dan ABD’yle ilişkilere uzanan bir dizi alanda bunun Türkiye’ye faturasını hafifletmek için Erdoğan’ın “monşer” diye aşağıladığı ülkesini seven Türk diplomatları yine çok çalışacaklardır” diyenler nasıl bir pişkinlik içinde hem dünyayı hem Türk insanını hiç tanımadıklarını fark edeceklerdir.
Yukarıdaki alıntı, Türkiye’de çıkan bir gazetede yayınlandı. O’nun gibi pek çok grup yazarı da buna benzer ifadelerle taraflarını gösterdiler. Dünyanın pek çok yerinden insanlık mesajları gelirken; içimizdeki İsrailli sayısı hiçte az değilmiş; bunu gördük.
O satırların yazarı olay gecesi, Başbakan Erdoğan’ın Perez’i payladığı ve tüm insanlığın coşkuyla her şeyi unutup o anın mutluluğunu paylaştığı saatlerde de; “Başbakan Erdoğan diplomatik olamayan bu hareketlerle Türkiye’ye zarar vermiştir. Bunun bedeli çok ağır olacaktır” diyebilmiştir. Bunları saygın ve objektif olduğu sanılan bir haber kanalında söylemiştir. Bir konuyu açıklığa kavuşturalım. Önemli olaylarda insanların ilk tavrı çok belirleyicidir. Herhangi bir etkileşim olmadan verilen tepki gerçektir, samimidir. O saatlerde bu cümlelerin yayınlandığı kanalın iki saat boyunca kaos oluşturan öngörülerini bunun için önemsiyorum. Aynı kanalın 27 Nisan muhtırasında da tavrı aynıydı.
O saatlerde aynı kanalı izlediğimiz anlaşılan Sabah Yazarı Haşmet Babaoğlu’da bu konuya çok bozulmuştu. Cumartesi günkü yazısına bu bağlamda bir bakmalısınız. Tam da benim ve o gece o kanalı seyredip kızan herkesin hislerine tercüman olmuştu şu satırlarıyla “Onları dinledikçe... Onların küçük hesapları ve zavallılıklarına tanık olunca... Kalkıp Erdoğan'ın Davos konuşmasındaki eksik ve gediklerden, tavrındaki yanlışlardan söz açmanın anlamsızlığını kavradım. Bir de CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen'in ''Davos ve medeni dünya Erdoğan için bitmiştir'' demesi vardı ki!.. O an mümkün olsa da, ''medeni dünya'' denilen her neyse, bir çöp torbasına koyup kapı önüne bıraksam istedim!”
Davos gerçeğine aklı-selim her insanın bakış açısı bellidir. İnsan olanların bakışı bu olmalıdır. Zira Başbakan Erdoğan, siyaset sahnesinde nice zamandır ayaklar altına alınıp çiğnenen insanlık şeref ve haysiyetini, ahlak ve fazileti, insaf ve adaleti bir bayrak gibi yükselterek, İsrail’in nerdeyse 50 yıldır bölgede yaptığı küstahlığa gık çıkarmayan münafık yapıyı bozmuş, insanlığın namusunu kurtarmıştır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.