Olup biteni tüm yönleriyle anlamaya çalışıyorsunuz. Nasıl bir yönlendirme nasıl bir kirlilik var şaşıyorsunuz. Bu Gezi Parkı olayları algılarınızı doğru yöne çevirmenizi de sağladı. Hoş, Türk milleti pazar günü Başbakan Erdoğan için yaptığı karşılama programlarıyla tüm gizli hesapları altüst etti.
Pazar günü Yusuf Kaplan şu cümleleri hatırlattı bize; “Küresel sistemin lordları, dünya büyük bir ekonomik krizin eşiğinden geçerken Türkiye'nin istikrarlı bir şekilde büyümesinden, küresel sermayenin uzantısı faiz lobisinin, 'karanlık çevreler'in, 'İstanbul dükalığı'nın iplerinin kesilmesinden fenâ hâlde rahatsız oluyorlar. 28 Şubat soruşturmalarında sıra faiz lobisine, Türkiye'nin finans, medya ve kültür dünyasına keyiflerince hükmeden İstanbul dükalığına geliyor çünkü…”
Bu olayların Konya boyutuna ise biz dikkatinizi çekelim. Cuma günü Japon, dün de bir Fransız gazeteci Konya’ya gelerek hem olaylar ve bağlantılı olarak bu iktidar döneminde Konya’nın ekonomik gelişimini öğrenmek istediler.
Cuma günü Japonya’nın önde gelen gazetelerinden The Asahi Shimbun’dan bir muhabir Taksim olayları konusunda MÜSİAD Başkan Vekili M.Ali Korkmaz ile görüşerek ısrarla Bu olayların içinde Konya’nın neden olmadığını sorguladı.
Aynı şekilde “Ak Parti iktidarı döneminde Konya’nın çok ciddi bir gelişme içinde olduğuna vurgu yaparak, hükümetin en büyük desteği Konya’ya verip vermediğini öğrenmeye çalıştı.
Hatta bir ara şöyle bir konuşma geçti M.Ali Korkmaz ile gazeteci arasında.
Türkiye’de AK Parti’ye en büyük desteği Konya veriyor.
Evet doğru Konya Ak Parti’ye önemli destek veriyor.
En büyük yatırımları da Konya’ya yapıyor, en büyük kaynağı Konya’ya ayırıyor.
Yoo, Konya Türkiye’de her il kadar yatırım alıyor. Bize özel bir ayrıcalık yok. Bursa, İzmir, Antalya, Gaziantep ne kadar almışşa Konya’da o kadar almıştır.
Peki o zaman niye %70 oy veriyorsunuz?
Sözün bittiği yer burası işte.
Fransa Devlet TV’si TV2 de görüş almak için geldi Konya’ya. Görüş veren M.Ali Korkmaz ama bu sefer İttifak Holding başkanı olarak konuştu. Bu defa hem ekonomik hem sosyal içerik vardı. Bir Müslüman hem işadamı hem dindar olabilir mi, Zekatlarınızı (kurumsal) nereye veriyorsunuz gibi…
Aslında varmak istedikleri yer aynıydı. Bu hükümet iktidarı dönemimde, kendine yakın şehirlere çok büyük kaynak ayırdı, o şehirleri ve oradaki işadamlarını çok büyüttü. Ayrıca kendi yaşamını da bu sermaye gücüyle diğer şehirlere dayattı, bu eylemlerin sebebi bu olmalı.
Yorum bana ait ama sorulardan çıkacak tek mantıklı sonuç bu. Yoksa bir Japon ve Fransız gazeteci Konya’da bu eylem bağlantısını ne diye araştırsın.
Pazar akşamı Star Medya Grup Başkanı Mustafa Karaalioğlu aradı, O’da “Konya bu olaylara nasıl bakıyor” diye sordu. Genel olumlu kanaatin yanında, yabancı gazetecilerin Konya’ya ilgisini, sermaye olarak Anadolu’da büyümeye iz aradıkları tahminimi söyledim. Bir gülüşle yarınki yazıma (pazartesi) bak dedi.
Şunları yazmış dün Karaalioğlu; Bütün bunlar olurken yakın çevremden yakınmalar duyuyorum… Bazıları “Muhafazakar sermaye” olarak tarif edilen şirketleri soruyor. Yani, “ Ak Parti kendi yandaşlarını zenginleştirdi, onlar nerede” diyenler oluyor.
Bütün kritik zamanlarda elini taşın altına koyan orta ölçekli Anadolu şirketleri hariç, siyasal sınıf bilincine sahip yüksek hacimli bir “muhafazakar sermaye” kesinlikle yoktur.”
Sonrada gerçek iktidarı oluşturanlara hatırlatmada bulunuyor, haklı bir uyarıyla;
“Bu kaydedilsin, Kaydedilsin de gerçek iktidarı oluşturan güç odakları tasnif edilirken hata yapılmasın.”
Aklıma geldi baktım. İSO ilk 100 listesi son 10 yılda nerdeyse hiç değişmemiş. Gece gündüz canını dişine takan M.Ali Korkmaz Selva’yı ancak 832. sıraya taşımış 86 milyon TL cirosuyla. İlk 100 içindekiler ise 1 milyar TL’den aşağı düşmemişler.
Sizce de bu işte ciddi bir gariplik yok mu? Sermayesini 10 yılda ona katlayanlar bu işe neden destek veriyor acaba? Global efendiler mi öyle istiyor? Bu durumu hem güçlü, hem suçlu diye açıklamazsak nasıl açıklarız?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.