Lokman Koyuncuoğlu
Lokman Koyuncuoğlu

Haydi Buyrun Selçuklu'ya

 

İstikbal köklerdedir, kudretli ve şefkatli bir devletin duruşu köklerindedir. Selçuklu Medeniyeti günümüzü aydınlatan en önemli kaynaklardan biridir. Haydi öyleyse Çarşamba başlayacak “Selçuklularda Bilim ve Düşünce Sempozyumu” na hep beraber merhaba demeye.

Hazırlıkları başlayalı on ay oldu bu sempozyumun. Takvime gün gün uyulduğu içinde, tebliğler ve program açısından en az hatayla gerçekleşeceğine eminim bu organizasyonun.

 Ahmet Hamdi’nin, “Selçuklu rönasansı, vakitsiz bastıran kar fırtınası altında kalmış baharlara benzer” sözleri bu medeniyeti o kadar güzel anlatıyor ki. Bayıldım bu ifadelere.

12. yüzyıla gidip Moğol ve Haçlı saldırılarına bir bakacak olursak, Ahmet Hamdi’nin ne demek istediğini daha iyi anlarız. Şuan o döneme gidecek imkanımız yok tabi, ancak o dönem bu sempozyumla bir şekilde günümüze gelecek.

21 ülkeden 120 bilim adamının tebliğ sunacağı sempozyumda herkesi ilgilendiren konular var. Tarih benim neyime, Selçuklu uzakta kaldı söylemlerini bırakıp sempozyumun içeriğine www.selcuklusempozyumu2011.com  adresinden en azından bakmak gerekir.

Bu vakitsiz bastıran karda kalmış baharı tam algılayamazsak, açıkçası şimdilerdeki “Bahar”ları hiç anlayamayız.

Pazar günü sempozyum konusunda  Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay bir basın toplantısı düzenledi. Yanında Konya Üniversitesi rektörü Muzaffer Şeker, yardımcısı Birol Akgün ve programın düzenleme kurulu başkanı Mustafa Demirci vardı.

Başkan Altay, sempozyum için “Bu gün modern dünyanın yaşadığı problemlere baktığımızda Selçukluların bize söyleyeceği çok şey olduğunu görüyoruz. Bu sebeple birlikte Selçuklunun daha iyi anlaşılabilmesi ve hiç değilse günümüze ulaşan maddi manevi mirasının dünyanın ortak değeri olarak kabul edilmesini sağlamak için çaba sarfediyoruz.” Derken, yine Ahmet Hamdi’nin o sözüne atıf yapıyordu.

Rektör Muzaffer Şeker ise daha “Selçuk”lu bir duruşla “Konya’da bilim bizim işimiz”  tarzıyla sempozyuma nasıl katkı sağladıklarını aktarırdı. Bu işin ekibiyle birlikte tüm yükünü çeken Mustafa Demirci’nin sözleri ise bu sempozyumun neden mutlaka takip edilmesi gerekliliğine cevap veriyor.

Mustafa Hoca diyor ki; Selçuklu medeniyeti sadece kültür ve sanat eserleri olarak algılanmamalı.Asıl Selçuklu medeniyeti, bugünkü sosyal ve inanç temellerinin o günlerde yoğrulduğu bir dönem olarak bilinmeli.

Özellikle bugün anladığımız ve yaşadığımız çerçevede Hanefi Mezhebi öğretisi ve Maturidi itikadına bağlı bir millet olma geleneğinin temelleri Selçuklu’ya dayanır ve hiç bozulmadan bugünlere ulaşmıştır.

Sadece bu konuyu tam anlamak için ve mezhepsel sapmaları nasıl engellediğini öğrenmek için bile bu sempozyumu görmek gerekir. Madem bu konuyu işaret ettik. O oturumun bilgisini de verelim. 20 Ekim Perşembe günü, Ramazan Altıntaş’ın başkanlığını yürüteceği “Kelam Okulları” oturumu saat 16.00 da Dedeman Otel Selçuklu salonunda dinlemek gerek. Birde 21 Ekim Cuma saat 14.00’te Birol Akgün’ün başkanlığındaki “Selçuklularda siyasi düşünce” oturumunu dikkatlerinize sunayım.

Diğer tüm programa sempozyumun internet sayfasından bakmak mümkün.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün himayelerinde gerçekleşecek sempozyumun açılış programına ise Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu katılıyor, tüm Konya ise dinleyici. Ne de olsa hepimiz Selçukluyuz.

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Lokman Koyuncuoğlu Arşivi