
Lokman Koyuncuoğlu
Hakkını verelim hakkını!
Yayınlanma:
2006 yılının çok hızlı geçtiği kesin. 2007’nin ise önceki yıldan çok daha çabuk tükeneceğine herkes hem fikir.Yılların çabuk geçmesinin başka bir boyutunda bizim zamanı hoyratça kullanmamız da yatıyor olmalı. Artık geçtiğimiz yıllardan ders alıp, günü kendimiz dışında da yaşamayı öğrenmeliyiz.
Geçen yılı Konya’nın nasıl geçirdiğine bakmamız, 2007 yılının da nasıl geçeceğine işaret olur mu dersiniz. Lafı fazla uzatmadan girelim o zaman konumuza. Geçtiğimiz yılın ilk günlerinin gündemini hatırlıyor musunuz? Hemen hatırlatayım size! Türkiye’ye yatırım yapması beklenen Hyundai’nın, bu yatırımı Konya’ya çekmek için yoğun bir çabanın içindeydik. Şehrin her kesimi bu isteğe destek vererek, bu çorbada tuzu olsun hesabındaydı.Bu hoş birliktelik, ilgili ilgisiz herkesin desteğini alınca biz dahil çoğunluk, Konya’ya hayırlı bir iş yapılıyor beklentisini yükseltmişti.
Olmadı. Yatırım ne Konya’da kaldı, ne de Türkiye’de. Bir başka bahara kalan umutlarımızla hayatımıza devam ettik. Ancak bu yatırım konusunda ki istek ve işbirliği bir hoş seda olarak kalmıştı hep yüreklerde.
Yılın sonuna geldiğimizde ise hayal olmayan, tümüyle gerçek bir yatırım zincirleri için Konya hiçte hazırlıklı değilmiş ne yazık. Hatta bu işin asparagas bir organizasyon olduğu falan da iddia edildi. Şehrin atar damarı olan bu yerler için spekülatif söylemler anlaşılır gibi değildi, sanki bu açıklamaları başka yerlerin insanları yapıyordu. Bu konuda teşekkür mahiyetinde açıklamalar beklenirken, vazifesi olmayanların yapılanlara ters bakmaları size de garip gelmiştir.
Konuyu yeniden ısıtmak niyetinde değildim, fakat geçen yılki arşive bakarken bunu belirtmeden geçmemeliyim dedim. Konya’da insanların bir birilerine sevgisi, yapılanlara saygısı, hep hayal kurulan işlerde mi olacak? Gerçekte sevgimizi hep mi esirgeyeceğiz bir birimizden, yapılan güzel işlerde hep mi bardağın boş tarafını göreceğiz?
Yeni bir yıl deyince çok uzun süredir konuştuğumuz, “Mevlana Yılı”na da 2007 ile birlikte start vermiş olduk. Bu başlangıç Konya’ya çok farklı bir kazanım getirecek mi? Bunu bilemiyoruz; ama beklentimiz kesinlikle böyle olması. Mevlana Yılı’nın şehir halkı içinde kazançları olmalı. Başka bir deyişle bu şehirde yaşayanlar, bu yılın hakkını vermeli.
Mevlana Yılı sebebiyle hemen her yayıncı Mevlana’dan seçme eserler serisi çıkarıyor. 2007’nin yükselen değeri en azından yayıncılıkta
Mevlana, belki dolayısıyla da Konya olacak. O zaman bu yılın hakkının nasıl verileceği de açık seçik beliriyor. Mesnevi, Divan-ı Kebir, Fihi ma fih, Mektubat, Mecalis-i Seb’a; Mevlana’nın bu eserlerinden en az birini okumak, okutmak Konya’da 2007’de yaşamanın bedeli olmalı.
Hz. Pir diyor ya; Sevgiden acılar tatlılaşır, sevgiden padişahlar kul olur. Mevlana yılının ekonomik getirileri, şaşası, prestiji Kültür Bakanlığı’nın olsun. Biz bu yılda hiç değilse bir birimizi tam olarak sevmeyi, karşılıksız iyilik yapmayı ve bu şehri yüceltmeyi öğrenelim. İnanın bize tek faydası 2007’nin bu olsa bile yeter de artar.
“Güzel bir ağaç dalı kötü bir ağaca aşılansa, o güzellik kötü ağacın tabiatını da gazelleştirir” sözüne matuf bir şehir olmalı Konya. Güzellikler bir bir yanlışlıkları, kötülükleri örtmeli. 2007 yılının bu derin manasını kaçırmadan, fırsatı değerlendirmeliyiz. Yoksa Konya’ya değil 1 milyar dolar 10 milyar dolarlık yatırımda yapılsa bir eksiğini mutlaka buluruz.
Geçen yılı Konya’nın nasıl geçirdiğine bakmamız, 2007 yılının da nasıl geçeceğine işaret olur mu dersiniz. Lafı fazla uzatmadan girelim o zaman konumuza. Geçtiğimiz yılın ilk günlerinin gündemini hatırlıyor musunuz? Hemen hatırlatayım size! Türkiye’ye yatırım yapması beklenen Hyundai’nın, bu yatırımı Konya’ya çekmek için yoğun bir çabanın içindeydik. Şehrin her kesimi bu isteğe destek vererek, bu çorbada tuzu olsun hesabındaydı.Bu hoş birliktelik, ilgili ilgisiz herkesin desteğini alınca biz dahil çoğunluk, Konya’ya hayırlı bir iş yapılıyor beklentisini yükseltmişti.
Olmadı. Yatırım ne Konya’da kaldı, ne de Türkiye’de. Bir başka bahara kalan umutlarımızla hayatımıza devam ettik. Ancak bu yatırım konusunda ki istek ve işbirliği bir hoş seda olarak kalmıştı hep yüreklerde.
Yılın sonuna geldiğimizde ise hayal olmayan, tümüyle gerçek bir yatırım zincirleri için Konya hiçte hazırlıklı değilmiş ne yazık. Hatta bu işin asparagas bir organizasyon olduğu falan da iddia edildi. Şehrin atar damarı olan bu yerler için spekülatif söylemler anlaşılır gibi değildi, sanki bu açıklamaları başka yerlerin insanları yapıyordu. Bu konuda teşekkür mahiyetinde açıklamalar beklenirken, vazifesi olmayanların yapılanlara ters bakmaları size de garip gelmiştir.
Konuyu yeniden ısıtmak niyetinde değildim, fakat geçen yılki arşive bakarken bunu belirtmeden geçmemeliyim dedim. Konya’da insanların bir birilerine sevgisi, yapılanlara saygısı, hep hayal kurulan işlerde mi olacak? Gerçekte sevgimizi hep mi esirgeyeceğiz bir birimizden, yapılan güzel işlerde hep mi bardağın boş tarafını göreceğiz?
Yeni bir yıl deyince çok uzun süredir konuştuğumuz, “Mevlana Yılı”na da 2007 ile birlikte start vermiş olduk. Bu başlangıç Konya’ya çok farklı bir kazanım getirecek mi? Bunu bilemiyoruz; ama beklentimiz kesinlikle böyle olması. Mevlana Yılı’nın şehir halkı içinde kazançları olmalı. Başka bir deyişle bu şehirde yaşayanlar, bu yılın hakkını vermeli.
Mevlana Yılı sebebiyle hemen her yayıncı Mevlana’dan seçme eserler serisi çıkarıyor. 2007’nin yükselen değeri en azından yayıncılıkta
Mevlana, belki dolayısıyla da Konya olacak. O zaman bu yılın hakkının nasıl verileceği de açık seçik beliriyor. Mesnevi, Divan-ı Kebir, Fihi ma fih, Mektubat, Mecalis-i Seb’a; Mevlana’nın bu eserlerinden en az birini okumak, okutmak Konya’da 2007’de yaşamanın bedeli olmalı.
Hz. Pir diyor ya; Sevgiden acılar tatlılaşır, sevgiden padişahlar kul olur. Mevlana yılının ekonomik getirileri, şaşası, prestiji Kültür Bakanlığı’nın olsun. Biz bu yılda hiç değilse bir birimizi tam olarak sevmeyi, karşılıksız iyilik yapmayı ve bu şehri yüceltmeyi öğrenelim. İnanın bize tek faydası 2007’nin bu olsa bile yeter de artar.
“Güzel bir ağaç dalı kötü bir ağaca aşılansa, o güzellik kötü ağacın tabiatını da gazelleştirir” sözüne matuf bir şehir olmalı Konya. Güzellikler bir bir yanlışlıkları, kötülükleri örtmeli. 2007 yılının bu derin manasını kaçırmadan, fırsatı değerlendirmeliyiz. Yoksa Konya’ya değil 1 milyar dolar 10 milyar dolarlık yatırımda yapılsa bir eksiğini mutlaka buluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.