GİZEMLİ VAİZ

Geçenlerde Time dergisinde Fethullah Gülen ile ilgili bir makale yayınlandı. Pek çok kişinin medyadan izlediğini zannediyorum. Benim dikkatimi çeken nokta, Sayın Gülen için kullanmış oldukları bir ifade oldu. Gizemli vaiz…

Her ne kadar ilgili makalede konular doğal olarak batılı bir jargon içinde dile getirilmiş olsa da (Gülen Cemaati içinde karşılığı olmayan “mürit” vb. ifadeleri kastediyorum), “gizemli vaiz” deyimi çok doğru ve yerindedir. Sayın Gülen, sahiden de gizemli bir adamdır.

İnsanlar, Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde görev yapmış bir vaizin nasıl olup da dünya çapında ses getiren dev bir organizasyona fikir babalığı ve fiilen önderlik yaptığını anlamakta zorluk çekebilirler. Nitekim zaman zaman özellikle bu harekete karşı çıkanların konuyla ilgili çeşitli spekülasyonlar yaptıklarını duyuyor ve okuyoruz.

Her şeyden önce belirtmek gerekir ki, Fethullah Gülen hareketi gerek iç karakteristiği gerekse eylemsel açıdan dünyada bir ilktir. Evet, burada yaşayan herkesin gözü önünde doğmuş ve inanılmaz bir hızla irtifa kazanmaya devam eden Gülen hareketi yalnızca Türkiye’de değil, aynı zamanda dünyada eşi ve benzeri olmayan dehşetli bir çıkış olmuştur. Doğrusu, Sayın Gülen’i tanımayan veya ona karşı olan kesimlerin hareketin inanılmaz yükselişinden duydukları ürküntü anlaşılabilir bir ruh halidir. Çünkü ardınızdaki dağın zirvelerinden kopup geometrik bir biçimde büyüyerek üzerinize doğru gelen bir çığdan haberdarsınız…

Ancak sorun şu ki, Sayın Gülen hakkında üretilen olumsuz yargıların ciddiye alınmaya değer gerekçelere dayanıp dayanmadığını iyi sorgulamak gerekmektedir. Kişisel olarak, kendisinin yazmış olduğu pek çok kitabı okudum ve eski-yeni konuşmalarının pek çoğunu dikkatle dinledim. Onun hakkında yargı oluşturmak için yapılması gereken en mantıklı iş bu olmasına ve gerektiğinde ısrarla sormama rağmen, muhalif olanların çoğunun onlardan bir tekini okumuş veya dinlemiş olduklarına tanık olduğumu söyleyemem. Okumadan, dinlemeden, konuşmadan, anlamaya çalışmadan fikir sahibi olmak böyle bir şey olsa gerek… Böylesi yaklaşımlar ortalama bir insana bile yakışmıyor, bazen arkanızı dönüp kaçma isteği uyandıracak kadar itici, bazen de istemdışı gülme kasılmalarına yol açacak kadar gülünç duruyor… Tıpkı taraf olmak gibi, karşı olmak da bilgi ve bilinç gerektirir değil mi?

Ben Fethullah Gülen’le hayatımda yalnızca bir kez karşılaştım, böylece yakından bir süre gözlemleme fırsatı buldum ve gördüğüm ünlü kişiler arasında beni düş kırıklığına uğratmamış olan tek kişi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. İtiraf edeyim ki, bütün fiziksel heybetine ve uluslar arası gücüne karşın olabildiğince mütevazi ve sevgi dolu olan bu adama sadece saygı duydum. İlk ve son izlenimim, ondan hiç kimseye zarar gelmeyeceği yönünde oldu. Benim yerimde kim olsa, gördüğü o insan portresi karşısında aynı şeyleri hissederdi. Doğal olarak, hakkında edinmiş olduğum o doğrudan izlenimler, o günden sonra kendisi hakkında duyduğum tüm karşı söylemleri boşa çıkarmıştır. Gelmiş olduğum noktada, kendisine karşı olanların hoşnutsuzluğunun onu yeteri kadar tanımamış olmak gibi bir iletişim kazasından öte bir anlam taşıdığına asla inanmak istemiyorum.

Konuyla ilgili çok şey söylenebilir elbette. Özetlemek gerekirse, sade bir vaizin kurmuş olduğu dünya çapında ve modern bir eğitim ağı ile karşı karşıyayız ve o okullarda okuyan çocukların ezici bir çoğunluğu o ülkenin elit kesimlerinden geliyorlar. Demek oluyor ki, o çocuklar günün birinde kendi ülkelerinde önemli makamlara gelecek ve Türkiye lehinde gündem koyacaklardır. Yapılan bu uzun soluklu ve olağanüstü hizmetin arkasında, (Sn. Gülen’in ifadesiyle) Allah’ın rızasını kazanma arzusundan başka bir şey olmadığı beyanına inanıyorum. Kadı ki de facto açıdan ülke lehine olduğunda kuşku bulunmayan böylesine yararlı ve göz kamaştırıcı bir hizmet, (en kötü olasılıkla) salt dünyevi çıkar amacıyla yapılıyor olsa bile, bu ulus için hazırlamakta olduğu muhteşem gelecek adına herkes tarafından ayakta alkışlanmayı hak etmektedir.

Korkarım ki, birinin karşıma geçip “Aslında sen Türk değilsin.” demiş olması, Fethullah Gülen’in bu ülke için zararlı ve tehlikeli biri olduğunu öne sürmesinden daha az şaşırtır beni…

   

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mert Aslan Arşivi