
Lokman Koyuncuoğlu
Eski başlayanlar için Ramazan
Yayınlanma:
Ramazan’ın ortasına geldik nerdeyse. Her yerde bir iftar neşesi var. Konya’nın Ramazanı iliklerine kadar hissettiği kesin.
Geçtiğimiz hafta içiydi. Ticaret Odası Yönetim Kurulu üyesi de olan Aslan Korkmaz’la bir görüşmemiz oldu. Telefonda sesi o kadar sevinçli geliyordu ki, şaşırmadım değil. Alışıla geldiği üzere, işlerin sıkıntısından, dönen çekler, ödenmeyen senetlerden bahsederdi genelde. Bu defa hiçte öyle değildi.
Baya baya sevinçli geliyordu sesi. Demek ki bu yönde bir sıkıntı yoktur diye düşünürken, acaba Fenerbahçe’nin İnter’i yenmesinin sevinci mi bu diye aklımdan geçirdim. Ancak; Aslan Korkmaz Fenerbahçe’nin sevincine de hüznüne de 3 saatten fazla takılmazdı. Onunla konuşurken gün öğleden sonraya çoktan dönmüştü.
Dayanamadım hemen sordum nedir sendeki bu büyük mutluluk diye? Anlatmaya başladı. “ Bugün sabah evden biraz geç çıktım. Öğlene yakın Kapu camiine vardım. Bir saat kadar mukabele dinledim. Öğle namazını cemaatle kıldım. Kapu camiinin bu kadar etkileyici olduğunu şimdiye kadar hiç düşünmemiştim. Öğle namazında en az 2 bin kişi vardı. Orada namaz kılmak çok güzel oluyor. Daha sonra da annemim mezarını ziyaret ettim. Şimdi müthiş mutluyum” Güncelin telaşından sıkılanlara Kapu camiinde cemaatle namaz kılmak çok iyi geliyor.
Ertesi gün bu kez ikindi vakti. Namaza yarım saat kala Aziziye Camiindeyim. Hafızlar mukabeleye çoktan başlamışlar. O kadar hoş okuyorlar ki, sakin bir kafayla onları dinlemek her şeyi unutturuyor. Biraz sonra camiye bir bankanın müdürü de geliyor. Demek ki Konya’da Ramazan’ın hakkını herkes veriyor.
Bunun gerekçesini ise Cuma akşamı MÜSİAD Konya şubesinde konferans veren Erol Yarar’dan öğreniyoruz. Konya’nın inanç değerlerine sıkı bağlı olmasının hatırlatmasını yapan Yarar “ Siz bu şehrin değerinin nerden geliyor biliyor musunuz? Tam 50 yıl tek bir kuruş para almadan namaz kıldıran Hacı Veyis Efendi. O, O’nun oğlu Hacıveyis Zade ve torunları Ali Ulvi Kurucu. Bu zatlar Konya için tek bir menfaatleri olmadan ilim öğrenmiş ve öğretmişler”
Erol Yarar o gece ağlayarak okuduğunu söylediği, Ali Ulvi Kurucu (Hatıralar - 1) kitabını da Konya’da yaşayan herkesin okumasını tavsiye etti. Tavsiyenin ötesinde bir mecburiyet olduğunu da söylemeliyim, Konya’da yaşayanlar için…
Başka bir kitap okuma konumuz daha var.
Yine geçen hafta içi. Anmeg Grubu (Kon TV ailesi) ziyaretimize geldi. Adet olduğu üzere o dönemki Kültür hizmeti olan kitabımızı talep ettiler. Türkiye Diyanet Vakfı yayınlarından çıkan Kur-an’ı Kerim ve açıklamalı mealini hediye ettik. Ancak tek bir şartımız vardı; Kuran mealini Ramazan Ayı içinde bitirmek. Yani Türkçe hatim inmek şartıyla. Onlar bu şarta benim de dahil olmam şartıyla “evet” dediler.
Nurettin Bay, Mustafa Tatlısu, Şükrü Hıdıroğlu, Ali Ayvat ve ben. Bu meali ramazanın sonuna kadar bitirecektik. Bitiremeyenler ise diğerlerine kaliteli bir gömlek alacaktı.
Bu görüşmeden 5 gün sonra Nurettin Bay ve Ali Ayvat meali bitirmişlerdi. O kadar etkilenmişler ki, hem bana teşekkür ediyor, hem de mealin çok iyi bir tercüme olduğunu söylüyorlardı. Dahası, şimdi de Muhammed Esed’in “Kuran Mesajı” meal- tefsirine başlamışlar.
Gerçekten de bu ramazan ayında bir meali mutlaka bitirmek gerekiyor.
Ramazanla ilgili son söz, Yazarlar Birliği Konya Şube Başkanı Ahmet Köseoğlundan;
Bu şehrin radyoları oruç tutar, mukabele halkaları oluşsun diye;
Bu şehrin televizyonları oruç tutar, cüz’ler ayet ayet gönüllere insin diye;
Bu şehrin insanları oruç tutar, kötülüğe kalkan iyiliğe reyyan açılsın diye;
Bu şehir Oruç tutar, şehri Oruç tutsun diye.
Mevlana diyor ki: Bulutlar ağlamasa yeşillikler nasıl güler?
Geçtiğimiz hafta içiydi. Ticaret Odası Yönetim Kurulu üyesi de olan Aslan Korkmaz’la bir görüşmemiz oldu. Telefonda sesi o kadar sevinçli geliyordu ki, şaşırmadım değil. Alışıla geldiği üzere, işlerin sıkıntısından, dönen çekler, ödenmeyen senetlerden bahsederdi genelde. Bu defa hiçte öyle değildi.
Baya baya sevinçli geliyordu sesi. Demek ki bu yönde bir sıkıntı yoktur diye düşünürken, acaba Fenerbahçe’nin İnter’i yenmesinin sevinci mi bu diye aklımdan geçirdim. Ancak; Aslan Korkmaz Fenerbahçe’nin sevincine de hüznüne de 3 saatten fazla takılmazdı. Onunla konuşurken gün öğleden sonraya çoktan dönmüştü.
Dayanamadım hemen sordum nedir sendeki bu büyük mutluluk diye? Anlatmaya başladı. “ Bugün sabah evden biraz geç çıktım. Öğlene yakın Kapu camiine vardım. Bir saat kadar mukabele dinledim. Öğle namazını cemaatle kıldım. Kapu camiinin bu kadar etkileyici olduğunu şimdiye kadar hiç düşünmemiştim. Öğle namazında en az 2 bin kişi vardı. Orada namaz kılmak çok güzel oluyor. Daha sonra da annemim mezarını ziyaret ettim. Şimdi müthiş mutluyum” Güncelin telaşından sıkılanlara Kapu camiinde cemaatle namaz kılmak çok iyi geliyor.
Ertesi gün bu kez ikindi vakti. Namaza yarım saat kala Aziziye Camiindeyim. Hafızlar mukabeleye çoktan başlamışlar. O kadar hoş okuyorlar ki, sakin bir kafayla onları dinlemek her şeyi unutturuyor. Biraz sonra camiye bir bankanın müdürü de geliyor. Demek ki Konya’da Ramazan’ın hakkını herkes veriyor.
Bunun gerekçesini ise Cuma akşamı MÜSİAD Konya şubesinde konferans veren Erol Yarar’dan öğreniyoruz. Konya’nın inanç değerlerine sıkı bağlı olmasının hatırlatmasını yapan Yarar “ Siz bu şehrin değerinin nerden geliyor biliyor musunuz? Tam 50 yıl tek bir kuruş para almadan namaz kıldıran Hacı Veyis Efendi. O, O’nun oğlu Hacıveyis Zade ve torunları Ali Ulvi Kurucu. Bu zatlar Konya için tek bir menfaatleri olmadan ilim öğrenmiş ve öğretmişler”
Erol Yarar o gece ağlayarak okuduğunu söylediği, Ali Ulvi Kurucu (Hatıralar - 1) kitabını da Konya’da yaşayan herkesin okumasını tavsiye etti. Tavsiyenin ötesinde bir mecburiyet olduğunu da söylemeliyim, Konya’da yaşayanlar için…
Başka bir kitap okuma konumuz daha var.
Yine geçen hafta içi. Anmeg Grubu (Kon TV ailesi) ziyaretimize geldi. Adet olduğu üzere o dönemki Kültür hizmeti olan kitabımızı talep ettiler. Türkiye Diyanet Vakfı yayınlarından çıkan Kur-an’ı Kerim ve açıklamalı mealini hediye ettik. Ancak tek bir şartımız vardı; Kuran mealini Ramazan Ayı içinde bitirmek. Yani Türkçe hatim inmek şartıyla. Onlar bu şarta benim de dahil olmam şartıyla “evet” dediler.
Nurettin Bay, Mustafa Tatlısu, Şükrü Hıdıroğlu, Ali Ayvat ve ben. Bu meali ramazanın sonuna kadar bitirecektik. Bitiremeyenler ise diğerlerine kaliteli bir gömlek alacaktı.
Bu görüşmeden 5 gün sonra Nurettin Bay ve Ali Ayvat meali bitirmişlerdi. O kadar etkilenmişler ki, hem bana teşekkür ediyor, hem de mealin çok iyi bir tercüme olduğunu söylüyorlardı. Dahası, şimdi de Muhammed Esed’in “Kuran Mesajı” meal- tefsirine başlamışlar.
Gerçekten de bu ramazan ayında bir meali mutlaka bitirmek gerekiyor.
Ramazanla ilgili son söz, Yazarlar Birliği Konya Şube Başkanı Ahmet Köseoğlundan;
Bu şehrin radyoları oruç tutar, mukabele halkaları oluşsun diye;
Bu şehrin televizyonları oruç tutar, cüz’ler ayet ayet gönüllere insin diye;
Bu şehrin insanları oruç tutar, kötülüğe kalkan iyiliğe reyyan açılsın diye;
Bu şehir Oruç tutar, şehri Oruç tutsun diye.
Mevlana diyor ki: Bulutlar ağlamasa yeşillikler nasıl güler?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.