Mustafa Azılıoğlu
Mustafa Azılıoğlu

Devlette adalet

Devlette adalet,ehliyet,liyakat,basiret,feraset,metanet, günümüzün bir sorunu olarak,ilgili ilgisiz herkesi herkesimi meşgul ederken,geçmişte de bir çok düşünür Aristo,Sokrates,Platon,Koçibey,Yusuf Has Hacib,Nizam-ul Mülk gibi aydın bilim ve devlet adamlarının ilgi alanlarına girmiştir.

 

Koçi bey tarafından 1631 yılında hazırlanarak 4. Murat Han’a tezkiye(devleti temize çıkarma,aklama), rapor, öneri, kanun teklifi olarak sunulmuş, Devletin daha sulhu selamette nasıl işletilebileceğini anlatmıştır.

 

Koçibey önemli bir devlet adamıdır. İyi yetişmiş bir Osmanlı aydınıdır.

17.YY, Türk Dünyasında bozulmanın çürümenin yaşandığı yıllardır. Mehmet Fuzuli,bu dönemde,”Selam verdim,rüşvet degüldür deyü almadılar.” demiştir.

 

Kanuni, oğlu Şehzade Mustafa’yı, Devletin Bekası uğruna, ilbizlik mevkiinde cellâtlara boğdurttuğunda, Devlette bozulma başlamıştı. Koçi Bey, sarayın içerisindedir. Saray içinde devlet çarkının nasıl işlediğini çok iyi bilmektedir. Bu nedenle, teşhis ve çözüm önerileri uçuk kaçık bir ayağı yerde diğeri havada değildir.

 

Mülkün zenginliği, bireylerin refahının yükselmesi ile mümkündür. Mülkün sahipleri etrafına çöreklenmiş çıkar fırsat düşkünleri, Otoriteyi kendi tarafına kanalize ederek adil bölüşümü devre dışı bırakabilmekte böylece, bireylerin refahı yerine, grupların tröstlerin çıkarları üstün gelmektedir.

 

İsmail Cem, Türkiye’de geri kalmışlığın tarihi isimli eserinde, ifade ettiği gibi, Toprak Sisteminin bozulması ile Devletin çürümeye başladığını söylemiştir.'Erkân-ı Erbaa' (ulema, asker, tüccar ve reayadan oluşan dört ana sınıflı toplum teorisi)

Tımar sistemi içinde, toprağa hükmeden, tımar sahiplerinin durumunun bozulması sonucu askerde bozulmuş girilen harplerden mağlup olarak dönülmüştür.

Günümüzde Devlet dört başı mamur, bireylerin vergisi ile çarkı dönen, yine bireylerin vergileri yine bireylerce paylaşılan bir yapıda olmadığı bilinen bir gerçektir.

 

Hala İMF, hala kapitalist sermaye devlete borç vermektedir. Kamu ve bütçe açıkları hala hükümeti ciddi ciddi düşündürmektedir. Ekonomisi açık veren bir ülke, siyaseten özgür ve bağımsız hareket edemez. Bu nedenle, devletin güçlü olabilmesi için mutlu azınlığın değil, çoğunluktaki bireylerin zenginlik ve ferah içinde yaşatılması gerekmektedir. Rüşvet, iltimas, adam kayırma ortadan kaldırılmalı, seçim sistemi, siyasi partiler kanunu bireylerin zenginliği, devlette adalet yeniden ele alınıp düzenlenmelidir.

 

Adaletin olmadığı bir düzende bireylerin  kanunlara itaati olmaz,dirlik düzen bozulur..Emniyet ve güvenlik güçleri asayişi temin etmede güçlük çeker. Koçi Bey’in "Küfr ile dünya durur, zulm ile durmaz." Sözü çok şey anlatır.

 

Devlet’in bireylerin zenginliği üzerine kafa yorma zamanı gelmiştir.

Topraksız köylüye, çiftçiye toprak dağıtımı, toprak reformu ele alınıp değerlendirilmelidir.

Bireyler, zenginleştirilerek dolaylı vergilerle değil direk vergilerle vergilendirilmelidir.

Bireylerin zenginliğinin nasıl hangi metotlarla yapılacağı bellidir. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek de yoktur.

Devlet, adil olmak mecburiyetindedir. Adil Devlet, Adil idare ile mümkün olur. Adil İdare, erdemli bilge akil danışman ve yöneticilerle olur. Birey itaatinin olabilmesi için bu şarttır.

Ömer Dinçer Bey, Memurları ikiye ayıracağı yerde, bunlara nasıl işlerlik ve verimlilik kazandırılabilir sorusuna cevap aramalıdır.

Direk vergi verenler eğer bir ülkede toplam nüfusun çok altında kalıyorsa, sorun bireylerde değil idarededir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Azılıoğlu Arşivi