
Lokman Koyuncuoğlu
Bu gücü yok saymayın!
Yayınlanma:
Artık sona gelindi. Türkiye, nisan ayından beri süregelen stresi aşmış görünüyor. Ağustos sonuna da hem yeni Cumhurbaşkanı hem de yeni bakanlar kurulu ile girmek çok güzel olacak.
Cumhurbaşkanlığı konusunda gelinen noktayı biliyoruz. Artık Ak Parti’nin Abdullah Gül dışında bir tercihe yönelmesi çok zor. Bu bağlamda Türkiye’nin normalleşmesini ve tam gazla yoluna devam etmesini yakın bir zamanda kutlamayı diliyorum.
Bu tam gazla yol almaya Konya’da sonuna kadar eşlik edecek şüphesiz. Bununla ilgili önemli beklentisi ise, bir bakanla kabinede temsil edilmek. Bir kaç haftadır bu konuyu ısrarla yazıyoruz. Pek çok ulusal TV kanalı ve yazılı basının 100’e yakın ismi bakanlık için telaffuz ederken, bu isimler içinde Konyalı birinin olmamasına nazire yaparcasına bizde gücümüzün yettiğince Konya’nın varlığını hatırlatmak istiyoruz.
Bu konuda geçen hafta Konya Gazeteciler Cemiyetinin organizasyonunda Ulusal basın ve Ajans temsilciler toplantısı da Konya’nın sesinin Ankara’ya ulaşması bağlamında önemli bir iş gördü.
Sonucun ne olacağını elbette kestiremeyiz ancak, Konya’nın isterse neler yapabileceğinin önemli işaretleri vardı bu toplantıda.
İlk işaret, aynı masa etrafında, aynı ortak payda için bulunuyor olmak.
Dünya görüşü ve hayat felsefesi olarak bir birine ne kadar uzak olsa da insanlar, konu Konya olunca aynı heyecanla hareket etmeyi becermekten bahsediyorum.
Doğan Medya Grubu temsilcisi ile Vakit gazetesi temsilcisinin bu konuda bir araya gelip ortak mutabakat göstermesi önemli. Bir birlerine karşılıklı; “sen irticacı basınsın” yada “ seni kartel medyası” gibi sözlerle şaka yapmaları bile aslında bir birimizle konuşmaya başlayınca neleri aşabileceğimizi göstermesi açısından çok önemli. Abdullah Külgeci ve Soner Kavak’ın Konya’nın bakanlar kurulunda temsili ortak paydası aslında bir başlangıç, bu süreçte Konya için daha neler ortak payda olur tahmin etmek zor değil.
Türkiye bu dönemde Mecliste bunu yaşayacak. Bir birimizin değerlerine saygı göstererek, Türkiye paydası altında buluşmak. İşte Türkiye’nin yeni dönemde yakaladığı en önemli sosyal fırsat bu. Bunu değerlendirip, bir birimizi anlamaya çalışacağız.
İyi bir Karadenizli olan Dünya Gazetesi temsilcisi Yusuf Balatacı ise o toplantıda Konya’nın sosyal olaylarda ki tepkisizliğine dikkat çekti. Biz Karadenizliler nasıl tepki gösteririz bir bilseniz diyor Baltacı. Konyalı birinin 80’li yıllarda bankere kaptırdığı tüm paralara rağmen hiç bir şey yapmamasını hayretle anlatırken, kendisinin bu durumda neler yapabileceğini de vurgularıyla göstermiş oluyor.
O bizim toplantıda çıkan sonucu Konyalı vekillerinde aynı hassasiyetle hissetmeleri aslında sorunun çözümüne giden ilk yol. Hiç bir zaman “ben” yok, hep “biz” var. Bunu yapmakta kabul edelim, önemli bir siyasi beceri olur. Zaten bunu becerdiğimizde sorun da kalmıyor.
Ulusal medya temsilcilerinin Konya için yaptığı toplantı, bugün
Konya’nın tüm sivil toplum örgütlerinin katılarak yapacağı “Konya’nın Ortak Beklentisi” organizasyonunun da temelini oluşturdu. Gayet medeni, gayet demokratik ve olabildiğince sivil bir sesleniş bu. “Konya, Türkiye’nin gelişimine katkı sağlıyor, bu katkıyı güçlendirmek için, Bakanlar kurulunda bir Konyalı vekil mutlaka istiyor.”
Fazla söze gerek, durum tüm çıplaklığı ile açık değil mi?
Mevlana diyor ki; Ademoğlu hayalle gelişir, hayalleri güzelse onunla rahatlaşır.
Cumhurbaşkanlığı konusunda gelinen noktayı biliyoruz. Artık Ak Parti’nin Abdullah Gül dışında bir tercihe yönelmesi çok zor. Bu bağlamda Türkiye’nin normalleşmesini ve tam gazla yoluna devam etmesini yakın bir zamanda kutlamayı diliyorum.
Bu tam gazla yol almaya Konya’da sonuna kadar eşlik edecek şüphesiz. Bununla ilgili önemli beklentisi ise, bir bakanla kabinede temsil edilmek. Bir kaç haftadır bu konuyu ısrarla yazıyoruz. Pek çok ulusal TV kanalı ve yazılı basının 100’e yakın ismi bakanlık için telaffuz ederken, bu isimler içinde Konyalı birinin olmamasına nazire yaparcasına bizde gücümüzün yettiğince Konya’nın varlığını hatırlatmak istiyoruz.
Bu konuda geçen hafta Konya Gazeteciler Cemiyetinin organizasyonunda Ulusal basın ve Ajans temsilciler toplantısı da Konya’nın sesinin Ankara’ya ulaşması bağlamında önemli bir iş gördü.
Sonucun ne olacağını elbette kestiremeyiz ancak, Konya’nın isterse neler yapabileceğinin önemli işaretleri vardı bu toplantıda.
İlk işaret, aynı masa etrafında, aynı ortak payda için bulunuyor olmak.
Dünya görüşü ve hayat felsefesi olarak bir birine ne kadar uzak olsa da insanlar, konu Konya olunca aynı heyecanla hareket etmeyi becermekten bahsediyorum.
Doğan Medya Grubu temsilcisi ile Vakit gazetesi temsilcisinin bu konuda bir araya gelip ortak mutabakat göstermesi önemli. Bir birlerine karşılıklı; “sen irticacı basınsın” yada “ seni kartel medyası” gibi sözlerle şaka yapmaları bile aslında bir birimizle konuşmaya başlayınca neleri aşabileceğimizi göstermesi açısından çok önemli. Abdullah Külgeci ve Soner Kavak’ın Konya’nın bakanlar kurulunda temsili ortak paydası aslında bir başlangıç, bu süreçte Konya için daha neler ortak payda olur tahmin etmek zor değil.
Türkiye bu dönemde Mecliste bunu yaşayacak. Bir birimizin değerlerine saygı göstererek, Türkiye paydası altında buluşmak. İşte Türkiye’nin yeni dönemde yakaladığı en önemli sosyal fırsat bu. Bunu değerlendirip, bir birimizi anlamaya çalışacağız.
İyi bir Karadenizli olan Dünya Gazetesi temsilcisi Yusuf Balatacı ise o toplantıda Konya’nın sosyal olaylarda ki tepkisizliğine dikkat çekti. Biz Karadenizliler nasıl tepki gösteririz bir bilseniz diyor Baltacı. Konyalı birinin 80’li yıllarda bankere kaptırdığı tüm paralara rağmen hiç bir şey yapmamasını hayretle anlatırken, kendisinin bu durumda neler yapabileceğini de vurgularıyla göstermiş oluyor.
O bizim toplantıda çıkan sonucu Konyalı vekillerinde aynı hassasiyetle hissetmeleri aslında sorunun çözümüne giden ilk yol. Hiç bir zaman “ben” yok, hep “biz” var. Bunu yapmakta kabul edelim, önemli bir siyasi beceri olur. Zaten bunu becerdiğimizde sorun da kalmıyor.
Ulusal medya temsilcilerinin Konya için yaptığı toplantı, bugün
Konya’nın tüm sivil toplum örgütlerinin katılarak yapacağı “Konya’nın Ortak Beklentisi” organizasyonunun da temelini oluşturdu. Gayet medeni, gayet demokratik ve olabildiğince sivil bir sesleniş bu. “Konya, Türkiye’nin gelişimine katkı sağlıyor, bu katkıyı güçlendirmek için, Bakanlar kurulunda bir Konyalı vekil mutlaka istiyor.”
Fazla söze gerek, durum tüm çıplaklığı ile açık değil mi?
Mevlana diyor ki; Ademoğlu hayalle gelişir, hayalleri güzelse onunla rahatlaşır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.