
Lokman Koyuncuoğlu
Bir solukta Konya
Yayınlanma:
8-9-10 Mayıs tarihleri Konya açısından o kadar yoğun günlerdi ki, her birinin tek bir yazıyla ele alınması gerekir. Başlıkta olduğu gibi ancak bir solukta bu üç günü özetleyebiliriz.
Cuma sabahı S.Ü. İlahiyat Fakültesi tarafından her yıl geleneksel düzenlenen sempozyumlarda bu yıl sıra Din eğitimindeydi. “Din Eğitimin temelleri” sempozyumu içerik ve katılımcı açısından oldukça tatmin edici geçti. Belki de tek şansızlık protokol konuşmalarında yaşandı. Keşke o konuşmacılarda sempozyumun din kısmı olmasa bile, sadece eğitim kısmını tam anlamış olsalardı.O bile yeterdi. Belki sempozyum en azından bu yönüyle fayda sağlamıştır onlara.
Cuma akşamı ise MÜSİAD Konya şubesinde önceki haftalarda Mavi Tünel bölgesine ziyaret eden MÜSİAD Başkan yardımcısı Dr. Lütfi Şimşek ile Prof. Mehmet Babaoğlu’nun sunumları vardı. Lütfi Şimşek’in bu konuda Konya’da uzman birkaç kişiden biri olduğu kesin. Prof. Babaoğlu ise çok ilginç bilgilerle dolu bir konuşma yaptı. Konuşmanın hepsi önemli ama sadece şunu not edelim ve hiç unutmayalım; Mavi Tünel ile Konya’ya taşınacak su miktarı 414 milyon m3. Konya’da 1 yılda sulama suyunda sadece %10 tasarrufla elde edilecek su miktarı 400 milyon m3. Sizce hangisi daha kolay?
Cumartesi sabahı 4-5 program aynı saatlerde başlıyordu. Tercihimiz biraz da ilginç bir yönü olduğu için kuruyemişçilerdi. Tüm Kuruyemiş ve İş adamları Derneği (TÜKSİAD) aylık yönetim kurulu toplantısını Konya’da yapmaktaydı. Konyalı dernek başkanı olan H. Hüseyin Karapınar’ın Türkiye’deki kuruyemişçileri örgütleyip tek çatı altında toplaması işe cazibe katıyordu. Gerçektende faaliyetleri dinleyince, kuruyemişin sadece kuruyemiş olmadığı, başta ağaçlandırma olmak üzere, pek çok yan olaya direk etkisini gözlemledik. Bundan sonra tarıma, kuruyemiş bağlamında çok daha farklı bir gözle bakmak gerekecek.
Tarımın ekonomik hayatında önemli bir yeri olan Konya’da daha çok sanayi ile ilgili verilerle genel krizin tespitinin yapıldığı program ise Konya Ticaret Odasında gerçekleşti. Türkiye’nin popüler ekonomistlerinin işi biraz ciddi biraz da dalgasına değerlendirdikleri programa ilginin azlığı dikkat çekiciydi. Oysa Deniz Gökçe’den süper lig yorumları veya Eser Karakaş’tan biraz Ergenekon tespitleri gündeme alınsaydı, daha çok dinleyici gelebilirdi.
Doğrusu bende o programın sonunu beklemeden, Din Eğitimi sempozyumunun sonuç bildirgesini dinlemekle, “Risale-i Nurda İttihad-ı İslam” konulu Risale-i Nur Kongresine yetişmek konusunda tercihimi, Yasin Aktay’ı dinlemek yönünde yapıp, Risale-i Nur Kongresine gittim.
Tabi orada da program bitmek üzereydi ve Yasin Aktay Hoca programı ertesi güne kaydırmıştı. Sebebi de Türk Anadolu Vakfı tarafından düzenlenen “İslam’da ve Milletimizde Vakıf” konulu panelde konuşmacı olmasıydı. Üstelik bu iki program arasında Rektör Süleyman Okudan’ın “hoş geldin” programına da gitmişti. Önceki akşam İstanbul’da Mehtap TV’de programı da düşününce, Hocanın temposuna şapka çıkarılır.
Ertesi gün hocayı dinleyemedik ama; pek çok kişi bu programı takip etti. Hafta sonu Konya’da en çok dinleyici çeken program Risale-i Nur Kongresi olduğunu biliyorum.
Konu programlardan açılmışken gelecek hafta Konya’da uluslar arası bir etkinliğin haberini de şimdiden vereyim. Hz.Muhammed’i (sav) tanıma ve tanıtma uluslar arası derneği ile MÜSİAD Konya şubesinin ortaklaşa düzenleyecekleri “Doğu ve Batı medeniyetlerinde Kadın ve ailenin önemi” konulu sempozyum Pazar günü Konevi Kültür merkezinde düzenleniyor. Doğudan batıdan pek çok entelektüel kadın araştırmacının katılacağı program en azından kadınların ilgisini çekebilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.