BİLGİSİZLİK YARARLIDIR

Bilgi dolu bir beynin önünden bakan gözler için karanlık bölge yoktur. Bilgi, insanları ve olayları saydamlaştıran bir ışıktır.
 Hepimiz, çok bilgili olmak isteriz. Baktığı her nesne ve olayı enikonu kavrayan, konuştuğu zaman insanları istediği yönde etkileyip sürükleyen biri olmak pek çoğumuzun hayalindedir. Hayalimizdeki parıltılı kişilik yapısına erişmek için bol bol okuruz, dinleriz, düşünürüz, tartışırız. Bu arada bir noktayı hep göz ardı ederiz: Her şeyi bilmek, herkesin kaldırabileceği bir yük değildir. İnsan olarak, sevme ve nefret etme gücümüz sınırsızdır. Bilmek her ikisini de dev dalgalara dönüştüren bir rüzgar etkisi yapar ve onların önünde yıkılmadan durabilmek çok zordur.
 
Allah katında “saf bilgi”ye talip olursanız, Hz. Muhammed’in Yüce Sultan’dan istediği şey başınıza gelebilir: “Her şeyi gerçek haliyle görebilmek…” Yani yürek acısının başlangıcı…

 Bir yönüyle bakılırsa, doğru bilgiyle düşünebilmek ya da her şeyi olduğu gibi görebilmek, çıldırarak ölmeye giden bir yoldur. Lamartine, Gogol, Van Gogh, Maupassant gibi kimseleri hep aynı hazin son karşılamıştır. Hz Muhammed’in sürekli gülümseyen yüzüne dikkat edildiğinde o sevimli gülümseyişin içinde gizlice dolaşan acımtırak bir keder görülürdü… Çünkü ona her şey “olduğu gibi” gösteriliyor ve ruhu “bilme”nin acısı içinde kıvranıyordu. Bilginin ışığı ile önüne gelen her şeyi şeffaflaştıran gözleri, başlar olumluca sallanarak söylenen onay sözlerinin ardında gizlenen galiz küfür ve iftiraları, gülen yüzlerin ardında gizlenen ihanetleri görüyordu.

 Gündüz boyunca gün ışığı ile gözümüze gözümüze sokulan gerçekler karnavalından bitkin düşen zihnimizin günbatımının ardından ölülerin ve dirilerin üzerini örten gecenin karanlığına sığınması gibi, gerçeğin ışıklarının dayanılmaz olduğu yerde aklımız anlamamanın, bilmemenin, görmezden gelmenin güvenli koylarına sığınır. Bu aklımızın sağlığını korumak için başvurduğu bir korunma biçimidir.

 
Bazen bilmemek çok faydalıdır.
Hayatı daha hafif, mutlu ve zevkli kılar.
Keşke aklımız bazı şeylere gafil olabilseydi…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mert Aslan Arşivi