Partiler genellikle baraj konusu gündeme geldiğinde kendilerine göre bir hesap yapar, meclise girebilmek adına, barajların düşürülmesi konusunda görüş belirtirler.Bu konuda mecliste konuşmalar yapar, hükümete yüklenir, meydanlarda barajı halka şikayet ederler.Hatta barajı aşabilmek için diğer partilerle seçim ittifakları yaparlar. Daha olmadı bağımsız adayları destekleyerek meclise kendi siyasi düşüncelerinin girmesi için çaba gösterirler.Benim dikkat çekmek istediğim baraj ise daha başka.
Bu baraj, başörtüsü barajı.
12 haziran seçimlerinde tahminen Türkiye’de 50 milyon seçmen oy kullanacak. Seçmenlerimizin yarısını bayan seçmenler olarak hesap edersek, tahminen 25 milyon bayan seçmenimiz var demektir. Bayanlarında yüzde altmışının başörtülü olduğunu varsayarsak,buda 15 milyon bayan seçmen eder ki. İşte o, 15 milyon başörtülü bayan seçmene siyasi partilerimiz seçilme hakkı vermiyor.Yani bizim demokrasimizde başörtülü bayanlara, kendi sorunlarını,kendi düşünce yapılarını, temsil etme yetkisitanınmıyor.Sen seçersin ama seçilemezsin sen ancak idare edilirsin, idare edemezsin deniyor.Sonuçta, 15 milyon seçmenseçilme barajınatakılıyor.
Uygulanan bu seçim sistemine de, demokratik seçim sistemi deniyor.Birileri bu halkla ya dalga geçiyor,veya alenen kandırıyor.Peki neden?
Neden başörtülü kadın Türkiye büyük millet meclisine giremez? Anayasada böyle bir yasak varmı?
Aslında böyle bir yasak yok.
Bir kesim yıllarca başörtüsünü siyasi simge olarak tanımladı, Onu, ne üniversiteye nede meclise, bu yüzden almadılar, Hatta, Anneler, oğlunun yemin merasimini izlemek için askeri kışlaya dahi giremedi. Daha sonra kamusal alan diye bir şey icat ettiler, vatandaş resmi kurumlarada giremez, buralarda çalışamaz hale geldi.
1999 yılında ilk başörtülü aday Merve Safa Kavakçı, Fazilet Partisinden Milletvekili seçilerek Meclise girdi. İşte kıyamet o zaman koptu.
Mecliste herkesin rengi belli oldu. Gerçekten başörtülü bir hanımefendinin mecliste olmasını isteyenler ile ona karşı siyaset yapanlar, meydana çıktı.
O zamanın en güçlü partisi DSP ve onun genel başkanı merhum Ecevit, diğer milletvekilleri ile beraber canları pahasına mücadele örneği göstererek, Merve hanımın meclisten atılması için çalıştılar.
DSP’nin bayan milletvekilleri kürsüyü sararak, hemcinsleri olan başörtülü milletvekilinin meclis kürsüsünden konuşma yapmasına karşı çıkmış ve konuşturmamışlardı.Ecevit o gün mecliste söz alarak şöyle demişti.
“Bu kadının haddini bildirin”
Meclis çoğunluğuna sahip ikinci parti ise, MHP idi. Onlarda bu kahredici durumu yılışarak seyretmeyi tercih etmişlerdi.
Aradan yıllar geçti.. Milletimiz bu sorunu çözmek için, içinden de olsa yemin etti. Ak partiye ve onun genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a inandı ve ona şans tanıdı.
Onu 3 kasım 2002 de birinci parti yaptı. Dört buçuk yıl sabretti, destek verdi, başörtü meselesini çöz dahidemedi.
Bu milletin çocukları başlarını açmadıkları için o günlerde yine okullara giremedi, yine imtihanlara alınmadılar, yine hastane kapılarından geri döndürüldüler .22 temmuz 2007 seçimlerinde Ak Parti, halkımız tarafından tekrar desteklendi. Ak parti yine tek başına güçlü bir şekilde iktidar oldu. Dört yıl doldu, halkımız yine de, bu hükümete, bu işi çöz demedi, baskı uygulamadı.
Ama bu milletin çocukları yine okullara alınmadı, yine imtihanlardan çıkarıldı, yine ikinci sınıf insan muamelesine tabi tutuldu.Milletden sabretmesi ve cumhurbaşkanlığı seçiminin sonuçlanmasını ve Sayın Abdullah Gül’ün desteklenmesi istendi.
Milletimiz ona da tamam dedi. Desteğini hükümetten ve Cumhurbaşkanından esirgemedi, Abdullah Gül cumhurbaşkanı seçildi.Şimdi yeniden seçime gidiyoruz.
Meclise yeni milletvekilleri seçeceğiz.
Hala, başörtüsü sorunu ilk günkü gibi sorun olmaktan çıkmadı,hala çocuklarımız üniversite sınavlarında keyfi uygulamalarla içeri alınmıyor,baskı görüyor. Hala kamusal alan ilan edilen bir okula, başörtülü bir öğretmenin girmesi mümkün değil.12 Haziran da yapılacak Milletvekili seçimlerinde gündem yine başörtüsü, soru yineaynı.Bu seçimde başörtülü aday olacak mı? Meclise başörtülü aday girecekmi? Başörtüsüne özgürlük geldimi?
Ak Parti den her seçim bölgesinden başörtülü aday adayı var.Ak Parti tarafından yapılan açıklamalar ise yine topu taça atar cinsten veistek yine aynı.BİR SEÇİM DAHA SABREDİN..
“Başörtülü Milletvekili İstiyoruzİnsiyatifi” adı altında bir araya gelen kadınlar,Taksim Hill Otelde yaptıkları basın toplantısıyla 12 Haziran seçimlerinde, siyasi partileri başörtülü kadınları üst sıralardan aday göstermeye çağırdı.“Başörtülü aday yoksa oy da yok” diyen kadınlara, muhafazakar kesimin ünlü yazarlarından Ali Bulaç ses verdi.Daha birkaç sene önce başörtüsü konusu neredeyse Ak Partiyi kapattırıyordu. Para cezasıyla zor kurtuldu.Bana öyle geliyorki “iyi saatte olsunlar” bu sefer iyi niyetli bayanlar üzerinden Ak Partiye yeni bir tuzak kuruyorlar. Ne değiştiki, Ak Parti yeni bir kapatma davasıyla karşı karşıya gelmesin. Bana sorarsanız bu seçimde de başörtülü milletvekili olmayıversin, seçimden sonra yeni ve sivil bir anayasa çıksın,herkesle beraber başörtülülerde rahatlasın.Ben Ali beyin savunduğu mantığı anlamadım.Şayet amaç, Ak Partiyi ayakta tutup başı açmaksa, bizden bugüne kadar neden ve ne için sabretmemizi istediler gerçekten merak ediyorum?Eğer böyle değil de, amaç başörtülü kadınlarımızın hakkını korumak,inanan kadının inandığı dinin örtüsüyle meclise girebilmesi ise, o zaman şikayet etme yerine aday göstersinler.Hiç kimse unutmasın ki Ak Parti Koministlerin desteğiyle birinci parti olmadı.
Kimsenin Ak Partiye tuzak kurduğu falan da yok.
Allah’ın emrini mecliste yerine getirmek nasıl oluyor da Ak Partiye tuzak kurmak oluyor.
Sizin bu siyaset anlayışınız başörtülü inanan kesime bir tuzak olmasın sakın.
Ali bey diyor ki; Ne değişti de Ak Parti yeni bir kapatma davası ile karşı karşıya kalmasın. Bana kalırsa bu seçimde de başörtülü milletvekili olmayıversin.Şayet bu kadar destek ve sabır karşılığında, sekiz yılda hiçbir şey değişmediyse, seksen yıl daha sabretsen yine bir şey değişmeyecek anlaşılan.Yeni anayasayı bekleyin diyor, Ali bey.
Onu bekleyin, şunu bekleyin, bunu bekleyin.
Kapı önünde beklemeye devam edin,Kamusal alana girmek için bekleyin,okullara girebilmek için bekleyin.
Oğlunuzun Kışladaki yemin merasimini bir kez daha tel örgüler arkasından izleyiverin.Allah’ın koyduğu kanunlarla halkının hukukunu koruyamayanlar,kendi koydukları kanunlarla başörtülü kadının hukukunu nasıl koruyacaklarını zannediyorlar.
Lütfen şu soruma doğru bir cevap verin, sizin siyasetteki gerçek amacınız ne?1999 da Mecliste Merve kavakçıyı aday gösterenlerle, ona karşı çıkanların renkleri belli idi.Şimdi renkler birbirine karışmışa benziyor.
Sekiz yıl önce yemin eden bu halk, yeminine helal gelmemesi için yeni bir yol arayacaktır mutlaka.Amaç laik Demokratik bir rejime sahip çıkmak, yeryüzünde demokrasinin hakimiyetini kurmak,Avrupa birliğine girebilmek için taviz üstüne taviz vermekse, diyeceğimiz bir şey yok.Ama biz yola, HAKK’ınhakimiyeti için çıkmamışmıydık?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.