Lokman Koyuncuoğlu
Lokman Koyuncuoğlu

Başbakan'ı kim doğru anladı?

17 Aralık günlerinde bundan sonrada Konya, Başbakanıyla buluşacak muhtemelen. Bu yıl ki buluşmanın temposu ise gerçekten çok yoğundu. Her biri uzun uzun yazılması gereken, her birinde ayrı ayrı gözlemlerin yapılması gereken tam yedi farklı program.

Başbakan Konya’da ilk olarak cumartesi akşamı Ak Partililerle kapalı devre bir görüşme yaptı. Basının alınmadığı bu toplantıda nelerin konuşulduğunu bilemeyiz, ancak başbakan böyle bir program talep ettiyse partili arkadaşlarına önemli konularda bilgi ve uyarılar yapmış olmalı.

Üretime geçen ve kapasite artıran 111 fabrikanın açılış organizasyonu ile başlayan gün, Şeb-i Arus programı ile sonlandı. Konya Organize Sanayi Bölgesinde ki 111 fabrikanın resmi açılışı, Konya’nın tarım şehrinin yanında sanayi şehrine dönüşümün önemli bir işaretiydi.

Başbakan Erdoğan’da bu noktayı, ısrarla gün boyu izlediğim programlarda tekrar etti. “Konya’nın tahıl ambarı olmasından gocunmuyoruz ancak, bunun yanında sanayi ve kültür şehri de olsun istiyoruz” diyerek Konya’nın asıl güçlenmesi gereken konuyu işaret etti.

Gerçekten de kabul edilmesi gereken önemli boyut, açılan o fabrikaların çeşitliliği. Otomotiv yedek parçadan, ısıtma sistemlerine, metal ve inşaat grubundan, kimya ve tekstile, döküme, gıdaya, kağıda kadar farklı onlarca alanda hizmet veriyor bu fabrikalar. Üstelik Türkiye’de belki de ilk defa bu kadar önemli bir organizasyon için da bu kadar az tanıtım yapıldı. Gösteriş değil iş yapıldı. Amaç elbette işe kesintisiz devam etmek. Boş bir reklam değil düşünülen. Konyalılar öncelikle işlerinde güçlü olmanın hesabındalar. Sonunda nasıl olsa takdirin geleceğini biliyorlar.

Bu organizasyonun başındaki kişi olan KOS ve OSB başkanı Tahir Büyükhelvacıgil, o günkü kahvaltıda sürekli Başbakan Erdoğan’ı açılan fabrikalarla ilgili enforme etti. Sanayicilerin sıkıntıları, beklentileri ve Konya’nın bu günlerde olmazsa olmazı teknik üniversite konularında raporlu bilgiler sunan Büyükhelvacıgil, tüm mütevazılıyla salondaki arkadaşları için elinden gelen her türlü çabayı gösterdi. Kısa süre içinde böyle başarılı bir işe imza atan OSB ve KSO yöneticileri her türlü takdiri hak ediyorlar. Çünkü gerçekten üretecek sanayiciler için Konya, iyi bir fırsat.

Başbakan Erdoğan’ı Konya’da bulmuşken kurumlarıyla ilgili bilgiler verenlerde oldu. Özellikle Başbakan o kahvaltıda Pankobirlik Başkanı Recep Konuk’a hatırı sayılır bir zaman ayırdı. Hemen akla siyaset gelse de ikilinin gündemleri pancar fiyatlarıymış. Kahvaltıdan sonra dışarıda yapılan açılış programında ise Konya milletvekilleri Hasan Angı ve Muharem Candan’la sürekli birlikte olan Recep Konuk’a vekiller “Mavi Tünel gerçekleşirse” tutacağım dediği sözleri hatırlatmışlar.
Kahvaltı programına neşeli gelen Başbakan Erdoğan’ın morali gün boyu da neşeli devam etti. O gün tüm medyaya da yansıyan bu işleri “yan gelip yatarak yapmıyoruz” sözünün esprisi, 111 fabrikadan aldığı güçle söylenmiş bir ifadeydi.

Başbakan Tayyip Erdoğan, Konya’nın iki temel gündemi olan Mavi Tünel ile ilgili “susuzluk bitiyor, Konya ab-ı hayata kavuşacak” sözleri ve hızlı tren için “ Hızlı tren Konya’ya geliyor, Konya dünya ile buluşuyor” sözleri, hükümetin Konya’ya verdiği önem açısından vekilleri rahatlatmıştır. Orada halktan birinin “Başbakanım Konya’ya bakan istiyoruz” sözüne Başbakan’ın yanında bulunan Devlet Bakanı Nimet Çubukçu’yu göstererek “ işte bakanınız var ya” diyerek cevap vermesinden, bu konunun Başbakanın öncelikli gündemi olduğunu ve ilk kabine revizyonunda Konya’ya mutlaka bir bakan verileceği şeklinde algıladım.

Başbakan Erdoğan’ın Konya gezisinde üzerinde durulması gereken en önemli konulardan biri de 2007 yılının Konya için büyük bir fırsat olduğunun Başbakan Erdoğan’ın ağzından telaffuz edilmesiydi.
Bu şunun için çok önemliydi; İlk olarak 2007 yılının UNESCO tarafından üye tüm ülkeler tarafından “Mevlana Yılı” olarak kutlanacak olması Türkiye Cumhuriyeti Başbakan’ı tarafından ilan edilerek resmileştirilmiş oldu. İkincisi de 2007’nin tüm hareketliliğine rağmen, devletin bu yıl yapılacak organizasyona Konya adına destek vermesi ve ciddi bir tanıtım bütçesi ayrılmasının startı anlamına geliyor.
Başbakan’a bu kadar destek veren Konya’nın 2007 yılı programları ile ilgili, vekiller ve parti yöneticileri düzeyinde Ankara’ya güzel bir sunum için çıkarma yapmaları şart. Eminim ki Başbakan Erdoğan’da Konya’nın bu makul talebini geri çevirmeyecektir. O zaman başta belediyeler olmak üzere Konya’yı 2007’de Dünya vitrinine çıkarmak isteyenlere önemli bir fırsatı değerlendirme imkanı doğuyor.
Pazar gününün en duygusal anları şüphesiz, Niyaz Usta İlköğretim okulu açılışında yaşandı. Bir kış boyunca geceli gündüzlü o sanat harikası okulun yapımında bilfiil bekleyen Niyazi Ildırar’ın duygu yüklü konuşması herkesin gözlerini yaşarttı. O konuşmaya en çok sevinen de Başbakan Erdoğan olmuştur. Anadolu insanı ile neler yapılacağının güzel bir örneğiydi Niyaz Usta’nın mesajları. Başbakan Erdoğan’ın okula gelişte halay çeken çocuklara hemen takılıp onlarla halay çekmesi, Tayyib Erdoğan portresini en iyi özetleyen görüntüydü. Türkiye’de bu kadar rahat bu kadar halkıyla hemen bütünleşen başka bir lider bulmak mümkün değil. O’nu farklı kılan da bu zaten.
Başbakan Erdoğan’ın Konya Büyükşehir Belediyesi’ne ait köprülü kavşakların açılış programı halkın en çok katıldığı organizasyondu. Dört önemli açılışı yapılan Belediyenin Konya’nın vizyonuna yönelik değişiklikleri Başbakanı’nda dikkatini çekmiştir. İngiliz Başbakanı Tony Blair’in Ankara’ya son geldiğinde, havaalanı yolunun ne kadar değiştiği iltifatını yapması, Başbakan Erdoğan ve Melih Gökçek’i ne kadar mutlu ettiyse, Konya’nın yeni köprülü kavşaklarının kısa bir sürede tamamlanması iltifatı da Başkan Akyürek’i o kadar onurlandırmıştır. Konya’da katıldığı üç farklı programda Başkan Tahir Akyürek’e başarılı çalışmalarından dolayı tebriklerini sunan Başbakan Erdoğan, sema programında Mesnevi’nin başka dillere tercümesinin önemi vurgularken de Başkan Akyürek’i unutmadı.
Akşamın ilk programı olan Dedeman Otel açılışı kısa sürdü; ama Başbakan Erdoğan’ın Konya’ya daha çok sayıda beş yıldızlı otel yapılmalı, telkini girişimcilerin dikkatini çekmeli. Özellikle önümüzdeki yıldan itibaren Konya çok sayıda konuk ağırlayacak.

Bu konuklardan ilk bölümü Kültür ve Turizm Bakanlığının misafiri olarak Konya’ya gelen Rus gazetecilerdi. Aynı masayı paylaşma imkanı bulduğumuz gazeteciler Rusya’nın önemli medya kuruluşlarının temsilcileriydi. Itar Tass Ajansı ve Pravda gibi dünyaca ünlü Rus medyası kuruluşlarının da içinde bulunduğu bu ekip, Türkiye’nin deniz ve kum dışında turistik çekiciliği olan bölgelerini ziyaret ediyorlarmış.

Bakanlık bu projeyi Konya’dan başlatarak da bence önemli bir mesaj verdi. Zaten Bakan Atilla Koç Konya’ya ilgisini hiç gizlemiyor. O akşam Bakan Koç, Rus gazetecilerin sorularını cevaplarken, masaya hoş geldin demek için uğrayan Milletvekili Mustafa Ünaldı Bakana Nasılsınız diye sorunca Bakan Koç “ “Thank You” diye cevap verdi, sonra da kusura bakma sen Türksün “excuse me” diyerek eğlenceli birisi olduğunu da orada gösteriverdi.

Konya’nın belki hoş taraflarından bahsetmek güzel ancak Şeb-i Arus akşamı Konya’nın hava kirliliği konusunda duyduklarımı da paylaşmalıyım. İlk olarak Başbakan Erdoğan ile ABD’ye giden yazarımız Fehmi Koru şikayet etti. Konya’nın havası hep böyle çok kirli mi oluyor diye. Ne cevap vereceğimi bilemedim. Sonra salonda semayı izlediğimiz misafirler program boyunca havanın ne kadar kötü olduğundan ısrarla bahsettiler. Çok güzel geçen bir günü kirli bir havayla bitirmemeliydik. Tıpkı 17 gün süren müthiş güzel bir Konya ve Mevlana rüzgarını, bir “testis” tartışmasına kurban vermemeliydik.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Lokman Koyuncuoğlu Arşivi