Barajı hangi partiler geçer?

22 Temmuz’a bir aydan az bir süre kala yeni meclis aritmetiği de yavaş yavaş şekillenmeye başladı. 3 Kasım 2002 seçimlerinde ciddi bir hayal kırıklığı yaşayan araştırma şirketleri, bu defa çok daha gerçeğe yakın sonuçlar tutturma çabası içindeler.

Seçimle ilgili ihtimal hesaplarının başında ise barajı geçecek partilerin sayısı ile bağımsız adayların kaç kişiyle mecliste temsil edileceği geliyor.

Bu konu hemen herkesin gündeminde zaten. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da gündeminde doğal olarak bu var. Konuyla ilgili Akşam gazetesinde ki haber şöyle; “Başbakan büyük olasılıkla iki partili bir Meclis bekliyor. Sorularımız üzerine MHP için “Barajı zorluyor, kırsal kesimde alacakları oya bağlı” değerlendirmesini yaptı. Başbakan üç partinin barajı geçmesi halinde, AK Parti’nin 300 civarında milletvekili çıkararak tek başına iktidara geleceğini, MHP’nin baraja takılması halinde AK Parti’nin milletvekili rakamının 400’e ulaşacağını söyledi. Bu iddiasını da, “Olur mu olur, burası Türkiye. Bize 3 Kasım’dan önce de, 550 milletvekili ile gelirsek ne yapacağımızı sormuşlardı. Ben de seçime gideriz diyordum” sözleriyle ortaya koydu”

Konya gündeminde de vekil dağılımında öncelikli konu bu. Geçen hafta ziyaretimize gelen AK Partili vekil ve adaylarla da bu konuyu konuştuk. Teşkilattan gelen ve en zor yerde seçileceği tahmin edilen Mustafa Çevik, bu konuda oldukça rahat görünüyor. Bu rahatlığını teşkilatlardan aldığı sıcak haberlere verebiliriz.

Mustafa Çevik, Konya’da kendilerinin vekil kaybetmeyeceğine inanıyor. Kırsalı da çok iyi tanıyan Çevik’in Başbakan’ın kaygılarının da kırsal bağlamında önemli olmadığını düşündüğünü tahmin ediyorum.

Buna mukabil Mustafa Kabakçı, 3. partinin meclise girmesinin kendileri açısından sıkıntısını daha net ortaya koyuyor ve bu konuda teşkilatlarının çok daha fazla çalışmasına işaret ediyor. Bu konuyu seçime kadar sıcaklığını hiç kaybetmeden konuşacağımıza emin olun.

Tarihi Şehirler Genel Kurulu Konya’da

Dünya tarihi şehirler genel kurulu iki gündür Konya’da devam ediyor. Dünyanın dört bir köşesinden tarihi şehirlerin katıldığı bu genel kurula Konya’nın ev sahipliği, tam bir Türk girişimciliğine örnek. Konya’nın tarihi bir şehir olduğu hiç tartışma götürmez de, şimdiye kadar bu tür organizasyonlarda fazlaca yer almamak belki tartışılabilir.

Bu programlarla ilgili üzerinde durduğum konu ise, Başkan Tahir Akyürek’in konuşmalarını hep bir mütercimle birlikte yapması. Son yıllarda ciddi bir misafir trafiği yaşayan Konya, aynı şekilde yurt dışında da hatırı sayılır programlar yapmaya başladı. Bu etkinliklerde gerek Başkan Akyürek’in, gerekse başkanı temsil edenlerin artık şu dil meselesini halletmesi gerekir.

Tarihi şehirler genel kurulu ile ilgili kanaatimi dünde başkana aktarırken aynısı söyledim. Başkan Akyürek ise yabancıların katıldığı her programda İngilizce öğrenmeye heveslendiğini, sonra iş yoğunluğuyla devam edemediğini söyledi. Tabi birde Uzak Doğu’lu belediyelerden etkilenmiş Başkan Akyürek. Özellikle Kyota’nın 80 yaşındaki belediye başkanının tek kelime bile İngilizce bilmemesi, tümüyle bu işi koyuvermesine sebep olmuş. Özellikle Japonlar, yabancı dili çok konuşan bir yöneticilerini devlet mekanizmasında fazla yükseltmezler. O kişinin, dilini çok iyi bildiği ülkenin etkisinde kalacağından korktukları için böyle yaparlarmış. Bizde böyle bir şey olamaz. Zira her şeyi en iyi biz biliriz!

Tahir Akyürek avukat olduğu için hem ezberi hem muhakemesi güçlüdür. Ayrıca zeki de bir adamdır. Öğretileni hemen kapacağı aşikar. Üç aylık programlarla İngilizce öğretme dersleri var. Bunlardan birine hemen başlayıp, en azından gelecek yılki tarihi şehirler buluşmasında Başkan’ın kürsüde tek başına konuşmasını bekliyoruz.

Hz. Mevlana Diyor ki: Başkalarının kusurunu örtme de gece gibi ol.