Hareketli günler yeniden başladı. Bu günleri en az zararla atlatmak şart. Türkiye 2007 için çok farklı beklentilere gebe. Geçen yılın ekonomik değerlendirmelerinin yapıldığı bu günlerde iş çevrelerinin üzerinde durduğu en önemli konu, seçim yılı olarak adlandırılan 2007’de hedeflerden şaşılmaması. İstikrarın sürmesi için her kesim üzerine ne düşüyorsa yapmalı.
Konya Ticaret Odası Başkanı Hüseyin Üzülmez de Konya Sanayi Odası Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil de 2007 ile ilgili basın toplantılarında bu uyarılara değinmeden geçmediler. 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimi ve ondan sonra gelecek genel seçim, Türkiye’nin önümüzdeki 10 yılına şekil verecek biçimde çok önemli.
Nerdeyse iş çevrelerin tümüne yakını bu konuyu her platformda gündeme getirip, “dikkat” uyarısı yapıyorlar. Yakın geçmişimize baktığımızda bu kaygılarda hiçte haksız olmadıklarını görüyoruz. Ancak bu yılı, hele yapılacak bu iki seçimi Türkiye açısından çok kritik bulmayanlarda var.
Pazar akşamı MÜSİAD Konya şubesinin genel kurul programına gelen gazeteci yazar Hüsnü Mahalli bunlardan biri örneğin. Elbette geniş kesimleri temsil eden işadamları gibi, tek bir gazetecinin şahsi kanaati aynı tutulamaz; fakat bu gazetecinin tüm bu coğrafyayı çok iyi bildiği, pek çok devlet yetkilisi ve parti temsilcisiyle önemli görüşmeler yaptığını düşündüğümüzde söyledikleri bir şekilde ciddiye alınır.
Hüsnü Mahalli, kendisinin kabul etmediği ancak başka tarif etme imkânımızın da olmadığı Ortadoğu uzmanı bir gazeteci(kendisi bu ifade yerine “bizim bölge” tanımlamasını tercih ediyor.) Ortadoğu ile ilgili oldukça ilginç tespitleri olan Mahalli o gece pek çok işadamının ezber bozmasına sebep oldu.
En önemli tespiti ise; ABD’nin Irak’ı işgal etme gerekçesinin petrol olmadığıydı. En azından iki önemli sebepten biri petrol değildi. Peki neydi iki önemli, bu insanlık dışı, iğrenç işgal gerekçesi? İlki kıskançlık.
Medeniyeti olmayan bir ülkenin 15 bin yıl öncesine giden bir uygarlığı fena halde kıskanması. Haksız mı? Elbette değil. Tek bir peygamberin öğretisi bile batı medeniyetini çileden çıkarmaya yeter de artar bile. İkinci sebep ise bilinen İsrail gerçeği.
Irak’ta yaşanan iğrenç olayları anlatan Mahalli’nin oradaki felaketi tüm dünya ile birlikte Müslüman aleminin de kanıksaması, ahlak değerlerimizin yeniden sorgulanması anlamına geliyor. O aslında dini hayat olarak gerilediğimizi iddia ediyor, ben biraz yumuşatarak ahlak normları diyorum. Bu gerçekle er geç yüzleşeceğiz; fakat hep kaçak güreşmeyi tercih ediyoruz ne yazık ki...
Ortadoğu siyasetinde temel aktörün Türkiye olduğunu söyleyen Hüsnü Mahalli’nin argümanları da çok güçlü. Yıllardır etkisiz Türk dış politikasının bu dönemde yaptıkları hemen her şeye tam puan veriyor. Bölge liderlerin Başbakan Erdoğan’a duydukları saygı ise gün geçtikçe daha da artıyor.
Tam bu bağlamda iç siyasetle ilgili kritik o soru geliyor. 2007 yılı nasıl geçer, Cumhurbaşkanı kim olur, olmalı ve Ak Parti’nin genel seçimlerde ki performansı. İşadamlarına yatırıma devam edin, 2007’den korkmayın diyen Mahalli’nin seçim tahmini ise herkesi mutlu edecek türdendi.
Mahalli “Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olursa, Ak Parti 350 civarı milletvekili çıkarır. Ortak hareketle belirlenecek kamuoyu destekli (O) adayda ise Ak Parti %50 oy alır, 450 milletvekili çıkarır. Parlamento yine iki partili olur, bundan emin olabilirsiniz” diyerek herkesi rahatlattı.
Sudan, Somali, K.Irak tahminlerinde isabet kaydeden Hüsnü Mahalli’nin iç siyasette de hedef tutturmasına en çok işadamlarının sevineceğinden eminim
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.