
13 Eylül sonrası Türkiye
Geçen haftaki referandum sonuçlarını Türkiye, daha uzunca bir süre tartışacak sanırım. Öyle görünüyor ki, 12 Eylül referandum sonuçları Anayasa değişikliğinin kabulünün ötesinde sonuçlar doğurdu. Bir haftadır ekranlarda tartışmaların bu odakta sürmesi de bundan.
Öncekilikle siyaset açısından baktığımızda referandumda “evet” destekçisi partilerden BBP ve Saadet Partisi tabanları açısından 2011 genel seçimleri için önemli bir sınavı geçtiler. Şimdi yeni yıldaki seçim sürecinde halkın yanında olduklarıyla ilgili elleri çok kuvvetlendi.
Ak Parti açısından ise işin renginin çok farklı tonları var. Türkiye’de 7 kez seçim kazanan bir lidere sahip olan Ak Parti, 2011 seçimleri için 1. parti olmanın ötesinde %45-50 aralığında bir oranla seçimleri kazanma zemini arayacak. Bunun ötesinde şimdilerde daha kısık sesle dillendirilse de Türkiye’de başkanlık sistemine geçiş ve bu sistemin ne getirip ne götüreceği gündemimiz olacak.
Tabi bu arada 2011 genel seçimlerinin şuan ki görüntüsüyle Ak Parti lehine esecek olması ve dolayısıyla Ak Parti’nin şimdiki milletvekili sayısının az altı veya üstü rakamlarıyla seçimden çıkacak olması ciddi bir milletvekili rekabeti oluşturacak. Özellikle Anadolu’da çok sayıda milletvekili taliplisinin olacağını öngörebiliriz. Konya’da 16 olan milletvekili sayısının 14’e düşmesine rağmen Ak Parti’nin Konya’da şimdiki sayısını koruma ihtimali var. Tabi hangi yüzler bu sayının temsilcisi olur, bunu tahlil etmek için epey vaktimiz var.
Yine tahmin edilen bir gelişme olarak, kasım aralık aylarında muhtemel bir kabine değişikliği beklenebilir. Hem seçime daha dinamik yüzlerle girmek hem tabanda yeni bir heyecan için böyle bir değişikliğin olabileceğini düşünüyorum. Çok geniş kapsamlı olmasa da, gelecek yeni bakanların yeni dönemin taşıyıcıları olacağını da çok rahat söyleyebiliriz.
Referandumda siyasetin mağlup taraflarında yer alan CHP ve MHP’nin 2011 seçimlerinde neler yapacağına gelince. CHP her ne kadar Kemal Kılıçdaroğlu ile halkla temasta bir başarı yakalamışsa da bunun devamı ve samimiyetinin ölçüleceği dönemlere gireceğiz. Üstelik kongre isteyen partililerin bunu yüksek sesle söylemeleri de CHP’nin yakın zamandaki sıkıntıları olarak okunabilir. Şuan ki görüntüsüyle CHP, 2011seçimlerinde mevcut milletvekili sayısını geçmesi için MHP’nin baraj altı kalmasını beklemesi gerekecek.
Herkesin ortak kanaati olduğu gibi, MHP, referandumda en çok yara alan parti oldu. Tabanı ile yaşadığı açmazın 2011 seçimlerine yansımalarının faturasının çok ağır olacağı kesin. MHP bu konuda gördüğümüz kadarıyla henüz bir girişimde de bulunmadı.
Gelelim işin sivil toplum yönüne. Kabul etmek lazımı ki bu referandumda STK’lar halkı bilgilendirme noktasına çok ciddi çabalar gösterdiler. Demokrasiye katılım konusunda üzerlerine düşeni fazlasıyla yaptılar. Peki şimdi onlardan yeni dönem için ne beklemeliyiz?
Bana öyle geliyor ki, yeni dönemde yeniden oluşturulacak anayasada en büyük katkı STK’lardan gelmeli.
Konya’da referandumda çok etkileyici bir sürece imza atan STK’ların beklentileri ne acaba? Mesela bu bir seçim olsa, iktidar partisinden şehirle ilgili icraatlar yatırımlar talep etmek olağan olurdu. Halkın verdiği desteğin karşılığını yatırım olarak istemesi hak olurdu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.