Mayıs ayı hep böyle olur. Hemen her hafta sonu önemli programlarla geçer. Geçen hafta bir Konya STK’lar klasiği olan Ufuk Turu’nun 11. Programı gerçekleşti. Bu yıl “Küresel hareketler ve Sivil Toplum” konusu ana gündemdi. Konu küresel hareketler olunca, “Yeni Medya” konuşulmadan küresel hareketler elbette anlaşılamazdı..
11 yıldır düzenli olarak gerçekleşen, genel anlamda Anadolu’nun bir düşünce ve tartışma platformu haline gelen “Ufuk Turu” nun kurumsallaşmış son hali, Yeni Türkiye için daha bir umut vericiydi. Katedilen sürece bakıldığında hem tartışma konuları hemde katılımcıların özgün ve özgürlüğü umudun hala Anadolu’da olduğunun temel işaretiydi.
Bir Anadolu hareketi olan Ufuk Turu, Konya merkezli olsa bile 33 ilden katılımcılarla gerçek bir Türkiye prototipi oluşturdu. Hem konuşmacılar, hem katılımcılar Yeni dünya düzeninde kendine yer edinecek “Yeni Türkiye” için temel şartın Anadolu’ya bağlılık olduğunu ifade ettiler. Anadolu’nun yenisine gerek yok, çünkü O bir kadim coğrafya, hem vefakar hem de sadık. Hem üretken hem de inançlı. Murat Yılmaz’ın tabiriyle Anadolu’nun iyi insanlarıyla beraber olmak, insana iyi geliyor.
Ufuk Turu bu bağlamda, Anadolu’nun gerçek sesinin her yıl yankılanması demek. Üzerine bilgiyi, tecrübeyi ve güveni koyarak artık bizde bu ülkenin yeniden yapılanmasınında varız demek. İçimizde şu kararlara katılmaycak olan var mı?
“Küreselleşme’ adı altında dayatılmak istenen ve bizim toplumsal yapımıza, kültürümüze, inancımıza ve değerlerimize aykırı uygulama ve politikaları kabullenmek zorunda değiliz.
Ülkemizde Toplum ve Siyaset Mühendisliği yapma gayretlerini dikkatle takip etmekteyiz. Bir yerlerde planlanarak bizlere servis edilmek istenen bu mühendislik girişimlerini rahatsız edici bulmaktayız.
Devlette görülmeye başlayan normalleşme ve sivilleşme girişimlerini önemsiyoruz. Bununla birlikte çeşitli çevrelerde görülen radikalleşme temayülünün toplumun derin hissiyatını anlamaya çalışma yönünde değişmesi gerektiği hususu da ortadadır. Millet iradesine karşı girişimlerin başarıya ulaşma şansı bulunmamaktadır”
Oldukça sürükleyici ve katılımcı olan programların her biri birer ders mahiyetindeydi. Açıkçası bir lise yarı dönemi kadar bilgi edindim. Programın ana omurgasını oluşturan Latif Selvi başta olmak üzere, Önder Kutlu, Adem Seleş, Ertan Özensel, Birol Akgün’e teşekkür etmemiz gerek. Hemen her yıl katılımcılara yüksek kalitede hizmet veren Bere Alanya otellerini de Genel Müdür Yücel Yavuz nezdinde anmalıyız.
Her ne kadar “yeni medya” konuşulsada, Bilal Eren’in ifadesiyle okullarda ders olarak okutulması gereken sosyalleştirme duayeni Mustafa Özdemir’i, kendi tabirimle “yepyeni medya”nın ilk temsilcisi olarak anmamız doğru olacaktır.
Orhan Miroğlu’nun Ak Parti’ye kemalistlerden Kürt, ittihatcılardan Ermeni sorunu, kambur olarak kaldı.Sorunların çözümünü de bunlar istemiyor' söylemi ile Bilal Eren’in Sosyla Medyaya içerik üretmeliyiz ki bilinen olalım. Youtube da İtalyan Pizzası ile ilgili 158 bin video var. Konya Etliekmek videosu sadece:106” cümlelerini oldukça önemli buldum.
Aynı şekilde, İbrahim Kalın’ın dış politikamız konusunda konferansıda baştan sona harikaydı. Tabi ben, geçen hafta yazımın başlığı olan “Dışişleri bakanı kim olacak” soruma da böylece cevap bulmuş oldum.
Konya İnce Minare Medresesi Darulhadis’te Perşembe günü ders veren Yusuf Kaplan’ın “Bu dünyaya söyleyecek sözünüz yoksa, bu dünyada yaşamıyor demeksiniz” cümlesinin hakkını Ufuk Turu fazlasıyla veriyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.