Lokman Koyuncuoğlu
Lokman Koyuncuoğlu

Son olsun!

Nihat Gün.

Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde çıkan çatışmada şehit olan Jandarma Astsubay Çavuş Nihat Gün.

Nerdeyse 1 yıl olmuş, Nihat şehit olalı. “Türkiye’nin son şehidi O olsun.”  Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, bu temennide bulunurken, masadaki Şehit aileleri dernek başkanı Mustafa Işık ve Nihat’ın ailesi de bu duaya  içten bir  “amin” dediler.

Çözüm sürecinin sağlıklı ilerleyebilmesi için desteklerden biri de şehit ve gazi yakınlardan gelmeliydi. Hükümet bu konuya oldukça hassasiyetle yaklaştı. Akil insanlar Anadolu heyetinin de özellikle bu konudaki raporu büyük önem arz ediyor.

Bakan Davutoğlu, şehit ailelerine seslenirken iki konu üzerinde ısrarla durdu. Şehit yakınlarıyla artık bir aile olduklarını, bu büyük ülkenin himayesinde her türlü imkanı kendilerine sağladıklarını, bu ülke için uğrunda şehit olanların emanetleri, “hepimizin sonuna kadar sahip çıkacağı değerler” olarak ifade etti.

“Aile olmak” sözde kalan bir ifade değil Bakan Davutoğlu için. Yemek boyunca yanına gelen şehit yakınlarının sıkıntılarını hemen oracıktı çözdü. Futbol alt yapısına gitmek isteyen genç Eren’in işini oğul Mehmet Davutoğlu, bir şehit eşinin sıkıntısını eşi Sare Hanım halletti. Kendisi en yaşlı “Gazi” nin elini öperken babasının elini bayramda öpen bir samimiyette “bu ülke size minnettar” diyordu aslında.

AB,Rusya,İran, Suriye, Mısır, Irak’taki meseleler ne kadar gündeminde olsa bile, bu ülkelerin mevkidaşlarıyla günde birkaç kez görüşüp bu kişilere isimleriyle hitap etse de, Fevzi Gün’e tebessümle gözünün içine bakması, “Fevzi Bey” demesi başka bir şeydi.  Konyalı son şehit Nihat’ın babası Fevzi Gün ile Bakan’ın sohbeti tam bir dost muhabbetiydi. Köyden, şehirden, harmandan ticaretten, çocukların eğitiminden. Kırk yıllık dost gibiydiler. Şehit yakınlarının kendilerini, bu devletin şefkatli kanatları altında hissettikleri besbelliydi. Bakan Davutoğlu’nun yemek sonrası şehit ailelerinin masalarını  tek tek dolaşıp sohbet etmesi, onları ne kadar mutlu ettiyse bu devletin valisiyle bakanıyla yılın her günü onlara kapılarını açıp sahip çıkmaları, her türlü ihtiyaçlarına koşmaları da o kadar güven vericiydi.

Bu güveni zedeleyecek hareketlere geçtiğimiz hafta içinde Ankara’daki “Birlikte Konyayız” programında değinmişti Davutoğlu,Türkiye’nin yeni güzel bir döneme hazırlanırken ayağına takılmak istenen prangalara vurgu yaparak bu kez işadamlarından dikkatli olmalarını istemişti.

Türkiye’nin 30 yıllık ayak bağından kurtulması en çok işadamlarını rahatlatacak. Uzun yıllar yatırımın gitmediği bakir bir bölgede yeni iş ve yatırım imkanları yöre insanına her açıdan bir çok kazanım sağlayacak. Bunu istemeyenlerin hesabıydı son “gezi” olayı.

Bir de Suriye konusunun sıcaklığı var tabi. Bakan Davutoğlu oluk oluk Müslüman kanı akan Suriye için bir kez daha çözümü işaret etti. Duyuyorlar ama hareket etmiyorlar. Uluslararası toplumun sağır sessizliği daha ne kadar sürecek acaba?

Bakan Ahmet Davutoğlu “Derhal ve süratle BM Güvenlik Konseyi, eğer BM Güvenlik Konseyi olmanın gereğini yapacaksa, an bu andır” diye BM’ye seslenirken acımazsız katliamın boyutları insanlık sınırlarını çoktan aşmıştı. Belki de BM güvenlik konseyinin misyonu çoktan bitmişti!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Lokman Koyuncuoğlu Arşivi