Türkiye krizi, Konya üniversiteyi konuşmaya devam ediyor. Krizin etkileri kendini göstermeye başlasa da Konya, bu hafta sonu açılan yeni işletmelerle krizi çok da derinden hissedecek gibi görünmüyor. İki günde açılan bu, orta ve büyük çaplı işletmelerle Konya en azından krize psikolojik üstünlük sağlamış görünüyor.
Geçen hafta Selçuk Üniversitesi’nin bölünmesi gerektiğini yazmıştık. Bu hafta sonu Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’te aynı konuda açıklamalarda bulundu, özetle Bakan Çelik şunları ifade etti; “Yükseköğretim olarak Konya Selçuk Üniversitesi oldukça şişen ve yönetimi zorlaşan üniversite haline geldi. Bu nedenle üniversiteyi ikiye bölme kararı aldık. Makul bir süreçte bu bölünmeyi gerçekleştireceğiz ve Konya'ya ikinci devlet üniversitesini kazandırmış olacağız”
Gecikmişte olsa doğru bir hareket olacak, Selçuk Üniversitesi’nin bölünmesi. Bunun çok uzun olmayacak bir süreçte gerçekleştirilmesi ise genel bir beklentidir. Yeni eğitim dönemimde yeni bir isimle yeni bir üniversiteyi yeni bir yönetimle bekleyeceğiz.
Bu güzel gelişmeden sonra, Konya ve Selçuk Üniversitesi için oldukça sıkıntılı bir süreç olan geçen haftayı da hatırlatmalıyız. Malum gelişmeleri hep birlikte izledik. Maalesef Selçuk Üniversitesi rektörü Süleyman Okudan ile birlikte 17 kişi gözaltı sürecinden sonra tutuklandı. Yine bu konuda yargının vereceği kararı beklemeden başka yapacak bir şeyimiz yok. Ancak Rektör Süleyman Okudan’ın temsil ettiği makamla ilgili nasıl bir uygulama yapılacak, bu tüm kamuoyunun merak ettiği bir konu.
Rektör Okudan’ın yargı sürecinin nasıl geçeceği ile ilgili genel bir kanaat yok kimsede. Sürenin uzun ya da kısa olması ceza alıp almaması ile ilgili kimsenin bir tahminde bulunması da söz konusu değil. Öte yandan devlette devamlılık esas olduğu içinde işlerin kesintisiz sürdürülmesi gerekiyor.
Bu süreçte Rektör Okudan’ın davalar aşamasında aklanması, eğitim camiası gibi bir Konyalı olarak bizimde temennimiz. Rektör içinde en önemli beklentinin bu olduğu, yargı sonucunda aklanmasının şuan kendisi için tek önemli konu olduğu herhalde tartışılmaz. Artık Süleyman Okudan için görev ve sorumlulukların bu aklanmadan sonra geleceğini de çok rahat ifade edebiliriz.
Tabi, YÖK’ün böyle bir durum için uygulaması nedir, henüz bilemiyoruz. Ancak görünen o ki, Selçuk Üniversitesi için yeni bir seçimin yapılması ve ona göre yeni bir yönetimin belirlenmesi kaçınılmaz görünüyor.
Madem Konya üniversite için tekrar bir seçim şansı yakalayacak, bunun çok iyi değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum. Henüz bu konuları konuşmak belki erken gibi oluyor ama Konya’nın kendi duruşuna kültür yapısına ve sosyal dokusuna uygun bir rektör seçmeyi bu defa değerlendirmesi gerekiyor. Bu konuda en önemli görevde bu tarif ettiğimiz vasıflardaki akademisyenlerin “ortak akıl” ile hareket ederek bireysel davranışlardan kaçınmalarından geçiyor.
24 Kasım öğretmenler günüydü. Öyle bir günde böyle biraz da tatsız konuları yazmak zorunda kaldık. Bu vesile ile Konya’da ilkokuldan üniversiteye kadar üzerimizde emeği olan öğretmen ve hocalarımızın ellerini saygıyla öperken, tüm öğretmenlerimiz de günlerini tebrik ediyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.