Lokman Koyuncuoğlu
Lokman Koyuncuoğlu

Konya'da eğitim şart! Ama nasıl?

Öğrencilerin hayatlarında önemli dönüm noktalarından olan, yeni adıyla YGS sonuçlarından en çok mutlu olan şehirlerin başında şüphesiz Konya geliyor.

Özellikle ilk 10’da dört öğrencinin yer alması eğitim çevrelerinin gözlerini bir kez daha Konya’ya çevirmesine sebep oldu. Gerçi Konya uzun yıllardır bireysel başarılarda ismi hep geçen bir şehirdir; ancak bu çok daha sükseli bir başarı, doğrusu.

Toplam şehir başarı sıralamasında ise Konya önceki yıllara göre biraz toparlanıp her ne kadar 12. sıraya yükselse de Konya için bu derece bile yeterli sayılmaz. Şehrin öğrenci potansiyeli, eğitim kalitesi ve dinamizmi, çok daha yukarıları işaret ediyor.

Bunun neden gerçekleşmediğini sanırım önümüzdeki günlerde daha iyi öğreneceğiz. Bu bağlamda Cuma akşamı dinlediğimiz Sosyolog Prof. Dr. Abdullah Topçuoğlu’nun çok önemli tespitleri vardı.

Türkiye’de son günlerin gündemi olan, cinayetler ve çocuk istismarları çerçevesinde genel bir eğitim tahlili yapan Abdullah Hoca’nın söyledikleri hem ürpertici hem de dikkat çekiciydi.

Toplumdaki yaşanan genel sıkıntıları çocukların dini eğitim almamalarına bağlayan Topçuoğlu’nun şu cümlelerini mutlaka iyi değerlendirilmeli; “Toplumda dini yasaklarsanız dinin üreteceği sembolleri ideoloji üretir. Çocuklar ergenlik dönemi yıllarında kültürel kimliğini kazanır. Temel dini bilgilerini iyi almış çocuktan korkmayınız. Din, cinnet halinden, marjinallik halinden kişiyi uzaklaştırıyor. Din eğitimini iyi almamış çocuklar piyasadaki ideolojileri açıktır. İdeoloji sadece sağcılık solculuk değildir. Kapitalizm, cinsellik, para da bir ideolojidir”

        Özellikle ergenliğin ilk 2 yılı iyi din eğitimi almış çocuklar, bu değerleri içselleştirirler ve onlardan nerdeyse bir daha zarar gelmez. Meslek liselerinin  adı ile İmam Hatiplerinde önü kesilince toplumda arızalar artmaya başladı.

Üniversite imtihanlarına girişte bu yılki düzenleme ile biraz rahatlama görünse bile İmam Hatipliler hala ciddi problemlerle karşı karşıyalar. Toplamda 14-15 puan geriden başlıyorlar yarışa. Bu kadar puan fark da önemli fakültelere girmeyi iyice zorlaştırıyor.

Zor olan İmam-Hatipliler için sadece bu 15 puanı kapatmakta değil. Türkiye İmam Hatipliler Vakfı (TİMAV) Genel Başkanı E. Abdullah Öksüz bu konuda bir dizi şikayet iletti bize.

Özellikle İmam Hatipteki öğrencilerin imtihan takviminin çok sıkışık yapıldığını, aynı gün birden çok imtihan yapıldığı, böylece öğrencilerin düşük not aldıklarını, öğrencilere verilen notlar konusunda hocaların oldukça katı davrandıklarını, haksızlık değil ancak, esneklik bile göstermediklerini, İmam-Hatiplilerin en azından orta öğretim başarı puanlarında hak ettikleri notları almaları gerektiğini, genel bir “vurun İmam-Hatipliye” mantığına en azından hocaların karşı durmaları gerektiğini aktardı.

Bizde O’na kendisinin şikayet etme değil, icraat gösterme makamında olduğunu dostane hatırlattık ve bu bilgileri kamuoyu ile paylaşıp, yetkililere bir kere de bizim ileteceğimizi söyledik.

Gerçekten Türkiye’nin çok dinamik bir genç nüfusu var. Eğitim kalitesi her geçen gün artan bir ülkeyiz. Tam da burada eğitimi salt bir yeri kazanmak üzere değil, toplumun değerlerine sahip çıkacak bir formata uygun hale getirmek gerekiyor.

Bilgiye ulaşmanın zirvesini yaşadığımız bu günlerde çocuklarımıza ve gençlerimize doğru bir eğitim veremezsek, geçen hafta yaşanılan olaylar ne yazık ki Türkiye için normalleşebilir. Asıl büyük tehlike de budur!

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Lokman Koyuncuoğlu Arşivi