Lokman Koyuncuoğlu
Lokman Koyuncuoğlu

Kimin içinin yandığı belli!

Bugünlerde tatlı bir heyecan var Akşehir’de. Uluslararası Akşehir Nasreddin Hoca Anma ve Mizah Günleri renkli etkinliklerle devam ediyor. Geçen hafta Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, 53. Uluslararası Nasreddin Hoca Anma ve Mizah Günleri kapsamında Nasreddin Hoca'yı temsili olarak canlandıran sinema ve tiyatro sanatçısı Deniz Oral ile birlikte Akşehir Gölü'ne maya çaldı.

O meşhur “ya tutarsa” fıkrasında olduğu gibi, bazı işlerimizi oluruna bırakırız. Bu “Ya tutarsa” işine Kalkınma Bakanı Yılmaz nasıl bakıyor merak ediyorum açıkçacı. Çünkü O’nun önemli işi kırsalı kalkındırmak.  Akşehir Gölü tümden yoğurt tutmaz belki ama Türkiye’de bölgesel gelişmişlik farklarını gidermek çok daha kolay. Bakan Cevdet Yılmaz’ın temel işi bunu sağlamak. Bakalım ne kadar zamanda gerçekleşecek bu Anadolu dönüşümü.
    Biz Nasrettin Hoca’ya dönelim. Anadolu’nun çok önemli iki ismi aynı çağda aynı coğrafyada yaşıyorlar. Biri Akşehir’de bir Konya’da. Aslında genel hatlarıyla ikisi de din adamı. Bugüne yansımaları ise çok farklı. Biri mizah figürü, diğeri düşünür, mutasavvıf.

Nasreddin Hoca 1208 yılında doğdu, Mevlana 1207. Nasreddin Hoca ile Mevlana aynı yıllar arasında yaşamışlar neredeyse. Nasreddin Hoca, Mevlana’ya göre 10 yıl fazla yaşamış. Bunu da daha ehli keyf olmasına, Mevlana’ya göre stressiz bir hayat sürmesine vermek lazım!

Nasrettin Hoca’nın hayatımızın her alanında anlattığımız o kadar güzel fıkraları vardır ki, her biri sadece komik olmasının yanında hazır cevap ve bilgece mesajlar içermesi sebebiyle de bir ömre damga vurmaya devam eder. Onlardan belki az duyduklarınızdan bir kaçını paylaşayım. Günün anlamına uygun üç fıkra. Bakalım bunları hayatınızdaki hangi olay ve kişilere yakıştıracaksınız.

 

        ATEŞ DÜŞTÜĞÜ ZAMAN         
Nasreddin Hoca’nın evine tüccar  arkadaşı misafir olmuş. Hoca ona bamya çorbası pişirip getirmiş.Arkadaşı acele edip çorbayı hızla hemen ağzına alınca boğazı yanmış.Boğazının yandığını belli etmemek için başını tavana doğru dikmiş ve yanmanın etkisi gidince de başını tavandan indirmeyip sormuş :  

-Hocam bu tavanı ne zaman yaptınız.   

 Hoca hemen :  

-Boğazıma ateş düştüğü zaman, demiş.
 
     BİRİNİN ANASI AĞLAYACAK

Hoca'nın oğullarından biri yakın köylerin birinde çömlekçilik yapıyormuş. Bir gün Hoca yanına gidince :
- " Baba, bütün paramı şu çömleklere yatırdım" demiş. " Hava güneşli olurda zamanında hepsi kurursa zengin olacağım. Ama yağışlı olursa anam ağlayacak!"

Hoca oradan ayrılıp başka bir köyde oturan büyük oğluna uğramış.
Oğlu :
- " Baba, varım yoğum şu tarlada, zamanında rahmet yağarsa zengin oldum gitti. Kuraklık olursa anam ağlayacak" demiş.

Hoca eve canı sıkkın dönmüş.
Karısı :
- "Hayrola efendi, yüzün neden asık" demiş.
- "Benimki bir şey değil" demiş Hoca; "Asıl Sen kendi halini düşün. Yağmur yağsa da yağmasa da bizim oğlanlardan birinin anası ağlayacak".
       
        KİMİN İÇİNİN YANDIĞI BELLİ!

        Nasreddin Hoca'yı çok cimri komşularından birisi yemeğe çağırmış. Sofraya oturmuşlar. İki kişilik servis için ortaya dört adet zeytin, iki haşlanmış yumurta, bir tutam tuz, iki dilim ekmekle su getirmişler. Yemeğin üstüne bir kaşık bal ikram etmeyi düşünen ev sahibi her nasılsa bal çanağını sofranın altına koymuş.

      Bunu gören Hoca, çanağı sofraya koyduğu gibi başlamış ekmeksiz atıştırmaya.

      Ev sahibi bakmış ki balı tükeniyor ;
     - "Hocam" demiş, "ekmeksiz yersen için yanar."

       Hoca aldırış etmeyip balı yemeye devam ederken seslenmiş;
      - "Kimin içinin yandığı belli."

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Lokman Koyuncuoğlu Arşivi