
Mert Aslan
IRKÇILIK, SEVGİNİN MEZARINI KAZMAKTIR
Yayınlanma:
Bu ana muhalefete Allah vurmuş bir kere, bu sefer biz vurmayalım, sonraya bırakalım. Türkiye’nin en çelişkisel, adıyla bağdaşmaz ve iflah olmaz üçüncü partisi hakkında iki laf edelim.
Şimdiye kadar kendilerini “milliyetçi”, “vatanı herkesten çok seven”, “vatan uğrunda ölüme gitmeye hazır kıta bekleyen” olarak sunmuş olan bazı sözde yurtsever siyasetçilerin yaptıklarına bakınca, insan hayrete ve dehşete düşüyor. Uzun yıllar boyu Güneydoğu’da Kürtlerin chp’si olan parti dağda öldürülen terör örgütü mensuplarının cesetlerini, bunlar da bu tarafta şehitlerin cenazelerini siyasal ikbal malzemesi olarak tepe tepe kullandılar. Bunların istismarı kamuoyu baskıları neticesinde durmak zorunda kaldı; ama öbür yerde devam ediyor. Güneydoğu’da Kürt kökenli yurttaşlarımızın örgüte baskı yapabilmek gibi bir lüksü yok. Çünkü demokratik kültür yok. Her zaman dediğimiz gibi, zaten örgütün istediği de demokrasi falan değil, dünyanın tersine giderek, on sene sonra yıkılacağını bile bile, Ortadoğu Bölgesine yeni bir Baas diktası eklemektir. Çete başının peşi sıra giden Kürtler, farkında olmadan dünyanın tersine doğru seğirtiyor.
Öte yandan, terör örgütü ve yandaşları kaskatı ırkçıdırlar; oysaki ırk ayırımı sevginin mezarını kazmaktır. Çünkü bu suretle bir kez olsun karşılaşmadığınız karşı ırktan milyonlarca insana nedensiz yere düşmanlık edersiniz, onlara çeşitli şekillerde zarar verirsiniz, hayatlarını zorlaştırışınız. O insanların arasında öyleleri vardır ki, tanısanız çok sever, gerektiği yerde belki de uğrunda ölümlere gidersiniz.
Şimdi, bizdeki bu pek milliyetçi beylere geri dönelim. Bunlar hükümete “Terör meselesini çözmüyor, çözemiyor.” diyerek baskı yapıp duruyor, hesapta misak-ı millî sınırlarını ve üniter devlet yapısını çok seviyorlar; ne var ki Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden yıllar önce tabana kuvvet kaçmışlar. Uzun yıllardır, oralarda bir tek teşkilatları bulunmuyor ve hiç kimse çıkıp da: “Kardeşim! Madem bu ülkeyi herkesten çok seviyorsunuz. Madem ülkenin bölünmesine herkesten daha karşısınız, o halde niye o bölgeyi teröristlerin kucağına atıp kaçtınız?” diye sormuyor. Her neyse…
Belli ki, bunlar sorunun çözümü için hiç kafa yormuyorlar, çözüm üretmiyorlar, sadece yapılanları eleştirerek siyasî kar elde etmeye çalışıyorlar. Hükümet düşünüp taşınıyor, her türlü riski alarak bazı çözüm yolları geliştiriyor, bu sefer de çıkıp “Hayır! Öyle olmaz!” diye bas bas bağırıyorlar. “Peki nasıl olacak? Siz ne düşünüyorsunuz?” diye sorulduğu zaman ses yok… Yani hükümetin yaptığı her şeye karşı çıkıyorlar; ama kendilerine sorulduğunda çözüm önerileri getirmiyorlar. Çünkü sorunu çözmek için kafa yormuyorlar. Sadece oturup hükümetin atacağı adımları bekliyor ve ilk adımı görür görmez don atlet ortalığa fırlayıp çirkefçe ve şirretçe böğürmeye başlıyorlar. Arada sırada düşünmüyor değiller elbette; ancak düşünmeleri terörü çözmek için değil, yalnızca hükümeti ne yönden eleştirip ne kadar siyasal puan devşirecekleri konuları üzerinde yoğunlaşıyor.
Kısacası, ortada bir sorun var ve birileri onu çözmek için kafa yoruyor, çaba harcıyor. Birileri de oturmuş seyrediyor ve durmadan eleştiriyor. “Peki sizce çözüm nedir?” diye sorulunca da, “Bana ne? O senin görevin!” diye yanıt veriyor. Burada da, insanın aklına otomatik olarak bir cümle düşüyor: “Demek ki, sizin başka hesaplarınız var. O yüzden, bu sorunun çözülmesini istemiyorsunuz.” Çünkü gerçekten ülkeni seviyorsan, bu kadar kaygısız ve sorumsuz davranmazsın.
İşin en tuhaf tarafı şu: Herkes, bunları “milliyetçi” sanıyor; oysa birazcık aklı olan herkesin gözünde bunların milliyetçi falan olmadığı yeterince açıklığa kavuşmuş durumdadır. Bunlar, sadece “cin”dir.
İnsan yanlışların peşinde dolaşıyor, dolaşıyor, sonunda doğruyu buluyor. İyi niyetimizi koruduğumuz sürece, Allah bize doğruları gösterecektir. Bu satırları, geçmişime dönük bir projeksiyon olarak yazdım galiba. Şimdi görüyorum ki, ırk ayırımı sevginin ve kardeşliğin mezarını kazıyor. Her iki milliyetçiliğin ilkel çatışmalarında her gün taptaze canlar gidiyor, onlar ise ölenlerin kanları ile beslenip semiriyor.
Hayat ne garip şey dostlar? Öptüğüm yanlışlar geliyor aklıma…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.