
İLMİHAL VE BACK LOW KICK
Müslümanlara İslam dersi verecek kadar ukala olduğumu sanmıyorum; ama bir şeyin doğruluğundan emin olduğum zaman, hayli dik kafalı olabiliyorum. Muhtemelen yanlış bir tavır içindeyim. Görünüm olarak, en azından bir parça itici duruyor. Bugün yalnızca birkaç örnek vererek, tanıdığım bazı Müslüman ve Müslüman olmayan kimseler arasında görenleri şaşırtan ya da şaşırtması gereken bir kıyaslama yapmak niyetindeyim. “İlmihal” diye bir şey vardır. “Müslüman’ın sahip olması veya uygulaması gereken en iyi halin bilgisi” demektir. Namaz, oruç vb. ibadetlerde ideal kıvamın ne olması gerektiğinden, yemek yeme adabına kadar bir dizi konuda nasıl hareket etmemiz gerektiğine ilişkin düzenlemeleri içeren bir “hal bilgisi”ni içerir. Sorun şu ki, ilmihal kitaplarında Kur’an ve Sünnet çerçevesinde bireysel ibadetlere dair bütün incelikler yer aldığı halde, toplum içinde diğer insanlarla olan ilişkilerimizde uymamız gereken istendik davranış modelleri ile ilgili hiçbir şey bulunmuyor. Şimdi merak ettiğim şudur: Güllerin Efendisi’nin yemeğini nasıl yediği çok önemlidir de, insanlarla seyahat ederken, onlarla konuşurken, onları dinlerken, sorulan soruları yanıtlarken, birilerine yardımcı olurken, birilerine sarılırken, tokalaşırken, onlara bakarken, birilerini yolcu ederken ya da birileri ters ters konuşmaya başladığı zaman nasıl bir eda içinde olduğu konuları önemsiz birer ayrıntı mıdır? İnsani ilişkiler, doğal olarak “hal ilmi” kavramının merdivenlerinde bulunması gereken bir basamak sayılmamış mıdır acaba? Bilen varsa ve yazma zahmetine katlanırsa, ben de aydınlanmış olacağım. Vakit namazınızı kılmak için, bir cami ya da mescide giriyorsunuz. Namaz kılarken, orada sizinle birlikte namaz kılmakta olan başka birilerinin cep telefonu çalmaya başlıyor. Bu arada, hızlarını alamayıp karşıdaki kişiyle konuşmaya başlayanlar da olmuyor değil… Sonra birkaç kişi giriyor içeriye ve namazın sevabını yirmi yedi kata çıkarmak için önünüzde veya arkanızda cemaat olup bağıra bağıra namaz kılmaya başlıyorlar. Cuma namazı gibi bir namazda hutbe okunurken canı sıkılan birileri cep telefonundan mesaj yazmaya başlayabiliyor ya da birileri aralarında günlük işlerle ilgili koyu bir sohbete dalabiliyorlar; oysa cuma namazında hutbeyi dinlemek farzdır değil mi? Bir kimsenin ellerinin, o esnada saçları ile veya giysisinin kıvrımları ile oynaması bile kerih görülmüş değil midir? Sözlerimi, abartılı bulanlar olabilir. Ben, namaz kılarken sinirlenip arkasındaki kişiye back low kick atanı da gördüm. Tekmeyi yiyen kişi geriye doğru yuvarlanıp giderken, o istifini bozmadan namazına devam ediyordu. O anda, gülmemek için ağzımı sıkıca kapatıp dişlerimi sıktığımı çok iyi hatırlıyorum. Yani gördüklerim beni şaşırtmıyor; ama “insan ilişkileri”nin İslam içinde ne denli yaşamsal bir yer tuttuğunu anlayarak sıkıca akılda tutmak gerektiğini söylemeye çalışıyorum…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.