Alev Ayyıldız
Alev Ayyıldız

Hilafetin Hırsını Çarşaftan Çıkardılar

 

Nasıl bir nefrettir, nasıl bir önyargıdır. Akıl, mantık almıyor. Bu ne denli büyük hınç böyle ?. CHP’li kadınların görüntülerini izlediğimde iki şey için şükrettim. Birincisi iyi ki o kadınlardan birisi değildim. Diğer ikincisiyse ya onlar bu ülkenin başında olsalardı?.

 
Aman Yarabbi nefes bile aldırmazlardı bize. Demirel lütfedip Arabistan’a göndermişti ya, bu zatlar bir yere göndermeyi bile düşünmez toplu imhamıza karar verirlerdi.
 
Daha sonraki yapılan açıklamalar daha içler acısıydı. Yok, yapılanlar bir simgeyi yırtmaymış, yok çarşaf denilen aslında ülkenin içine düştüğü siyah tabloymuş falan. Bu kıvırmaları güzel ülkemin turistlere tanıtım aracı olarak görülen dansözleri görse eminim kıskanırlardı.
 
Hatta bir beyanatta tarikatlara katılmayı dahi normal gördüklerini söylediler. Tarikat kelimesini onlar değil de AK Partili ya da Saadet Partili bir yetkiliyi bırakın, bir mahalle temsilcisi ağzına almış olsaydı eğer, “Ülke İran’a benzeyecek” diye yaygara koparırlar, parti kapatmaya kalkışırlardı.

Kendilerine her şeyi mubah gören bu insanlar, tahammülsüzlüğün, cahilliğin, hazımsızlığın, ikiyüzlülüğün en açık örneğini sergilediler.

 
İskender Pala’nın da bahsettiği gibi klasik sağ kesim hastalığı olan korkaklığa düşmeden ya da nezakete ve aşırı iyi niyete kapılamadan tüm yüreğimle söylemek istiyorum ki görüntüleri izlediğimde kadın olduğum için utandım ve açıkçası iğrendim.
 
Çarşafları yırtarken Atatürk ve Cumhuriyet kelimesini ağızlarından düşürmeyen bu bayanlar yazık ki yıllardır Cumhuriyetin  ve Atatürk’ün adeta İslamiyet karşıtı gibi gösterilmesinden birinci derecede sorumlular.

Cahillikleri dillerine vurmuş, papağan gibi anlamını dahi bilmedikleri kelimelere hayır diyen, menopoz bunalımındaki teyzelerin(bir bayan yazarın köşe yazısında okuduğum ve üzerlerine tam oturmuş bu sıfat), hayır dedikleri ve iyi ki kurtulduk havasında verdikleri hilafet üstüne edilmesi gereken birkaç cümle daha var.

 
Hemcinslerimin cahilliğine işte bu noktada acıyorum. Çünkü bir şeye karşı olabilmeniz için öncelikle ne olduğunu bilmeniz gerekiyor. Bilin ki kendi gerçeğinizin doğruluğunu ispatlayın. Fakat onlar eylemi yapmayı, ne için yaptıklarından daha ön planda tuttuklarından neye karşı olduklarından, niçin karşı olduklarından bile haberdar değiller.
 
Üstelik ülkemizde kimsenin Osmanlı ailesinden birini getirip halife ilan etmeye niyeti de bu yönde bir beklentisi de yok. Özellikle bazı Müslüman devletlerde din adına konuşan, emirleri , sultanlarını gördükten sonra, çok şükür ki Hilafet ortadan kalktı bile diyor insan.
 
Düşünsenize bugün Halifelik makamında Mısır Devlet Başkanı karakterinde bir insanın bulunduğunu. Yapılacak yorumları ve insanların İslamiyet’i algılayışlarında oluşacak tahribatı düşünmek bile istemiyorum.

Araştırmaktan, sorgulamaktan yoksun yalnızca ülkeyi “Biz” ve “Ötekiler” ayırımına götürmeye çalışan bu kadınların halifeliğin ne olduğu ya da niçin ortadan kaldırıldığını dahi bilmediklerine eminim.

 
Hatta onlar, çarşaf yırtmaya kendilerini o denli endekslemişler ki halifeliğin kaldırılmasını kutlamak için bir araya geldiklerini unutmuşa benziyorlardı.  

Halbuki ortaya çıktığı dönemde ne denli özel bir makamdı hilafet. İnsan hakları, adalet, eşitlik gibi kavramların en güzel örneğini ilk halifeler sergilemişti. 4 Büyük Halifeden sonra, Emeviler döneminde babadan oğla miras şeklinde bırakılmasıyla birlikte hilafet adeta saltanat şeklini almıştı.

Selahattin Eyyubi’nin Haçlılara karşı giriştiği savaşta Abbasi halifesinin yeterli desteği vermemesi de halifeliğin kimler elinde bulunduğunun o dönem dahi sorgulanmasına neden oldu.

 
Yavuz Sultan Selim’le birlikte Osmanlı’ya geçen bu kutlu makamın, Birinci Dünya Savaşı’nda  Arapların bir nevi ihanetiyle Müslümanlar üzerinde çokta etkili olamadığı görüldü.
 
Akabinde saltanatın kaldırılmasından sonra Sultan Vahdettin bir İngiliz savaş gemisiyle vatanından gitmek zorunda bırakıldı. Ortaya çıkan bu üzücü durum TBMM\'de konuşuldu ve “İslam hilafetini İngiliz himayesine terk edecek kadar büyük ve görülmemiş bir tarihi hıyanet işlendiği” dile getiren bir konuşma yapıldı.
 
Bu konuşmaların oluşturduğu atmosferle yapılan seçimde Abdülmecit Efendi halife tayin edildi. Gelişen süreçte ise İngilizler Musul üzerindeki isteklerini gerçekleştirmek için Kürtler üzerindeki Osmanlı hakimiyetini tamamen kırmak amacıyla Hilafetin kalkmasını amaçladılar. Ayrıca bir kısım Saltanat yanlıları da Hilafetin kalkmamasını saltanatın devam etmesi adına umut ışığı olarak görüyordu.
 
Fakat Halifeliğin asıl kaldırılmasını sağlayan birinci güç İngilizlerdi.  İngiliz Dışişleri belgelerini inceleme fırsatını bulan Ömer Kürkçüoğlu’da halifelikle ilgili biçimsel sıkıntıların yaşandığını fakat Musul meselesi ortada dururken, İngiltere’ye tek baskı yapma aracı olan Hilafetin kaldırılmasının İngilizler için hayati önem taşıdığını belirtir.  

Kürkçüoğlu Hilafetin kaldırılmasının, “İslam Türklerle Kürtler arasındaki tek bağdı. Türkler şimdi bunu kopardığına göre Kürtler de kendi geleceklerini düşünmek zorundadırlar” diyen Şeyh Said’in 1925’teki ayaklanmada rol oynadığına inanır.

Yazık ki tarihi kaynaklar tam olarak açıklanmadığı için o dönem net olarak bilinemiyor. Konuya ilgi duyanlar Ahmet Akgündüz Hoca’nın Bilinmeyen Osmanlı eserinden de faydalanabilirler.

O dönem yaşanan olaylar, tam olarak belgelerle ortaya sergilenemezken, bu tip gösteriler yüzünden durum ne denli netlik kazanırsa kazansın, yazık ki,  İslamiyet demokrasi karşıtı, Atatürk’te din düşmanı gibi algılanmaya devam edilecek.

Bu kavram kargaşasının sona ermesi içinse önyargıdan arınmış, görünüş yerine düşünceye önem veren insanlara özellikle bayanlara ihtiyacımız var.

8 Mart 1857 tarihinde Amerika’da haklarını ararken öldürülen kadın işçilerin anısına kutlanan Dünya kadınlar günü’nde temennim CHP Mersin teşkilatındaki kadın tipinin azalmasıdır. Yoksa bu ülkenin kendi bayanlarından çekeceği daha çok sıkıntı var.

Selam ve dua ile.

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Alev Ayyıldız Arşivi