
Onlarda Hakkını Arayacaklar(!)
Kamu kurumlarında çalışanlar bilirler, hele ki insanla çok fazla muhatap olmanız gereken bir işle uğraşıyorsanız, bir süre sonra yaşam enerjinizin tükendiğini hissedersiniz. Arada güzel hadiselerde olur. Bir ihtiyara yada ihtiyaç sahibi bir insana yardım edersiniz , karşılığında samimi bir dua alırsınız. İçiniz ısınır, tarifsiz bir mutluluk duyarsınız falan.Kendinizce iyi bir şey yapmanın getirisiyle akşam yastığa başınızı rahat koyarsınız. Bu tür yaşanmışlıklara karşın genel itibarla memnuniyetsiz, sizi gözünüzün üzerinde kaşınız var diye bile şikayet edebilecek, bir teşekkürü bile çok gören vatandaşlarla (?) karşılaşmanız daha muhtemeldir. Hatta talih bu ya bazen bu türlerle aynı gün içerisinde çok defa muhatap olursunuz. Hele birde bu kişiler karşı cinstense, örneğin kadınsanız erkeklerden tiksindirir, erkekseniz kadından soğutur. Evli değilseniz “Ben böyle biriyle karşılaşırsam” korkusu sarar gönlünüzü, aile kurmaktan çekinirsiniz.Hani derler ya, çocuğun olsa sevilmez , aktardıklarım aynen böyle tiplerdir. Hz. Ali’nin meşhur bir sözü var “Milletler layık oldukları biçimde yönetilir” diye. İşte onun bu cümlesini düşünürken her toplumda böyle insanların az olması için dua ederim. Hayatın ve en önemlisi ailenin(özellikle eş ve çocukların) pek iplemediği bu insanlar hırsını kamuda hizmet edenlerden almaya çalışırlar. Başka birinin yada bir kurumun hakkına müdahalenin bile neredeyse mubah görüleceği güzel ülkemde saldırganlık yapmaktan çekinmezler. Yolları hastaneye düşmüşse temizlik elemanından sekretere, güvenliğinden doktoruna kadar herkesle kavgayı marifet sayarlar. Çünkü mevcut kanun kendisine şikayet etme hatta bağırıp çağırma hakkı vermiştir. Talebini sıralarken edepten haya edip tükürük saçan ağızlarla konuşmaya başlarlar “Başbakan bize bu hakkı verdi. Hepinizi mahvedeceğim” diye. Doktorların halk nazarında itibarlarının azaltıldığı bu ortamda, sağlık hizmetlerinde kaliteyi kim yükseltecek merak ediyorum. Aktardıklarımın yaşanmışlıklarına o kadar çok şahit oldum ki. Ama insan ne yaparsa yapsın alışamıyor. Çünkü devletin demokrasi hizmeti, bir insanı gereksiz yere hak tanıyıp, başka bir insanın hakkını gasp ediyorsa ortada ciddi bir sorun var demektir. Diğer bir örnekte şüphesiz polisler. Bakın yaşanan olaylara. Yaralanan polislerin adı anılmazken, yüzleri maskeli kişilerin hakları nasıl aranıyor. İçlerinden birinin babasının yaptığı açıklama dikkat çekici. “Benim kızım daha önce parasız eğitimi savunurken bilmem kaç ay ceza evinde yattı”. Şimdi öncelikle şu durumu açıklığa kavuşturalım. Türkiye’de hele ki yüksek öğretim artık paralı değil. Yurt dışında üniversite okuyabilmek için gerekli harç parasını çıkartmak adına bedenlerini satan kızların belgeseli yapılırken bizde birinci öğretimlerden harç parası alınmıyor. Aldığı harç ve öğrenim kredisinin bilmem kaç katını faiziyle ödeyen biri olarak söyleyebilirim ki şimdi ki öğrenciler hala neyin kavgasını veriyor anlayabilmiş değilim. Kendini savunmakla zalim olmak arasındaki çizgiyi aşanlara, inanç karşıtlığını devlet düşmanlığıyla birleştirenlere siyasilerde çanak tuttukları müddetçe bu ülke hak aramak adın haksızlık yapanların mekanı olmaya devam edecektir. İstanbul valisi her ne kadar yalnız bırakılsa da , bu tür gösterilerde polisin güç kullanmasını tartışanlar hani çok özendikleri Avrupa ve A.B.D ile hayranı oldukları Rusya’ya bir baksınlar. Yüzü maskeli kişilerin polise taş atıp, kamu mallarına zarar vermesini meşru görenler, yarın başları sıkıştığında en çığırtan seslerle bir yerlerini yırtarak “Polis polis” diye bağırırken çağrılarının cevapsız kalacağını da bilmeleri lazım. Geçmiş yıllarda çivisi çıkmış kamu kurumlarından ve onların halkı ezmeyi marifet sayan görevlilerinden bu ülke çok çekti. Ama şimdilerde işini yapmaya çalışan insanların bile şiddet gördüğü bir ortamda, sağlık, eğitim, güvenlik gibi temel ihtiyaçları sağlayan görevlileri bu denli etkisizi ve haksız duruma getirmenin faturası yine halka mal olacaktır. Yüzlerini gizleyip nefretlerini açan 17’lik devrimcilere değil. Selam ve dua ile.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.