
Hesaplanan Tarih, Hatırlanan Günler
Hafızalarda aldatılmalarıyla anılsa da adı, Bülent Ersoy vaktiyle söylediği bir sözle zihnimde yer etmiştir hep. Kendisini neden düğün ya da kutlama türü toplantılarda görünmediğini soranlara “Sevinçli ortamlarda herkes olur asıl önemli olan kederde ve üzüntülü durumlarda başkalarının yanında olabilmektir. Bu nedenle beni daha ziyade cenazelerde görürsünüz” demişti.
Sanatçının yaklaşımını kendimce anılası özel günlerde uygulamaya çalışmışımdır. Kutlamalardan ziyade, tarihe derin acılarla geçmiş ve iz bırakan dönemlerin daha fazla hatırlanılması gerektiğini düşünürüm ve bu günlere daha önem vermeye çalışırım. Kerbela’dan Sarıkamış’a kadar içimizi yakan hadiseleri, milletçe kutladığımız özel günler kadar önemle ve daha büyük dersler çıkartarak değerlendirmeliyiz.
Söz acıdan ve tarihten açılmışken Eylül ayının tevafuğa bakın ki peşi sıra gelen iki gününü anıyoruz. İlki televizyon programlarında türlü planlarla aktarılan 11 Eylül ikiz kuleler faciası, diğeriyse ortamının oluşturulması bile ibret olan 12 Eylül darbesi.
Haftalar öncesinden yoğun medya desteğiyle anılan 11 Eylül programlarında, Irak işgalinde ölen askerler ve teröre (?) karşı yapılan milyon dolarlık harcamaları aktarılmıştı. Dramatik sahneler ve sahte gözyaşlarıyla ikiz kulelerde yaşamını yitirenler anıldı.
Ülkemizde bile bir kısım medya hariç, Irak’ta ölen milyonlarca insanın hesabını, kalan binlerce yetimin, tecavüze uğrayan kadınların, işkence gören gençlerin dramını paylaşan yayınlar olmadı.
Kurtlar Vadisi Irak filmiyle bir dönem işgale karşın duyarlılığımız artsa da, sınır komşumuzun, din kardeşimizin nasıl bir komploya kurban edildiği görmezden geliyoruz. Bu durumu yadsımamak gerek çünkü, Amerika’nın Irak’a demokrasi dağıtmasını(?) yıllar sonra ancak işgal olarak değerlendirmeyi başarabilenler, yaşananların çok uzun yıllar öncesinden planlandığını tahmin edemezler elbet.
Merak edenler ve konuya ilgi duyanlar hatırlayacak, Facebook’ta paylaşılan ve youtube’de izlenilebilen videolarla yıllardır planlanan bir işgalin 11 Eylülde nasıl sahnelendiği görülüyor.
Komplo teorileri, adı verilerek görüntüler ve olaylar çarpıtılsa da Masonlar, Siyonistler, Yahudiler yada İlluminatiler ve daha birçok tehlikeli oluşumun bu saldırıların arkasında olduğu görülüyor.
İster inanın ister inanmayın ama mistisizm ve gizlenme üzerine kurulan bu yapılar, sayı takıntılarını ve gelecek planlarını çok uzun yıllar öncesinden beyaz perde üzerinden göstermişler.
Sade bakışlarla bakıldığında hiçbir anlam verilemeyen, milyon dolarlar harcanarak çekilmiş filmlerde, sayılar, arka plandaki semboller, sokak tabelaları, karakterlerin üzerindeki t-shirtler, yer döşemeleri, mekan kompozisyonları, çeşitli sahnelerde gösterilen tarihler, saatlerin kaçı gösterdiği, mekandaki posterler, markaların logoları ve benzer unsurlarda 11 Eylül’e yönelik göndermelerin olması ne denli tesadüfi olabilir ki?.
Birkaç örnek vermek gerekirse, Matrix’de Neo'nun kimliğinde 11 Eylül 2001 tarihi net bir şekilde görülmüştür. Büyük Lebowski filminin bir sahnesinde ise Lebowski 11 Eylül tarihine bir çek yazar bu sırada televizyonda Bush Kuzey Irak'a bir saldırıdan bahsetmektedir.
Takas, Terminatör 2, Gremlinler 2, Gozdzilla, Süper Mario, Dövüş Klübü, Vatansever, Yüz yüze, Kurtuluş Günü ve daha birçok filmde de benzer sahneler mevcut.
Bir nevi şifreleme metodu ya da farklı bir tatmin için mi filmlerde 11 Eylül gösterildi bilinmez ama bu tarihin yıllar öncesinden planlandığı su götürmez bir gerçek.
Bu olayların akabinde son yapılan açıklamalarda gösteriyor ki, A.B.D., Yemen, Somali ve sömürmeyi düşündüğü başka ülkelere yakın zamanda demokrasi(?) götürecek .11 Eylül’de teröre karşı verilen mücadelenin (?) bu ülkeler üzerinden devam edeceği söylendi bile.
Gelelim diğer ikinci önemli tarihe. İsrail’le gerginleşen ilişkilerin gölgesinde kalan 12 Eylül darbesi ise aynı ülkenin gençlerini birbirine kırdırmanın en somut delili. Fakat güzel ülkem 12 Eylülden sonra kadar çok darbe denemeleri ve darbe planlarıyla karşılaştı ki artık bu gün çok olağanüstü gelmiyor. Temennimiz o yıllarda türlü eziyet çekenlerin, suçsuz insanların hak arayışında başarıya ulaşmaları.
Nasıl ki 28 Şubat mağdurları bugün haklarını alabiliyorsa, o dönem yaşananların ne tür planlar çerçevesinde gerçekleştiği anlaşılmışsa, umarım 12 Eylül tarihi de bu denli aydınlanır.
Zaman nelere gebe bilinmez. İster 12 Eylül, isterse 11 Eylül olsun, büyük güçlerin Müslümanlar üzerindeki planları farklı tarihler ve zaman dilimleri içinde devam edecek. Masonlar, Siyonistler ve akabinde İsrail tarafından uygulanması muhtemel planları düşündükçe, Kur’an da ki ayeti kelimeye sığınıyorum. “Onların planı varsa , Allah’ında bir planı var. Şüphesiz Allah galip gelen olacaktır”
Selam ve dua ile
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.