Lokman Koyuncuoğlu
Lokman Koyuncuoğlu

Her taşın altından Konya çıkıyor!

Literatürümüze belki de yeni girecek ifade Yusuf Kaplan’a ait. Hafta sonu Konya Sivil Toplum Kuruluşlarının programına katılan Yusuf Kaplan’ın söylediği çok önemli konulardan biri bu; “laik misyonerlik tehlikesi”

Konuya girmeden Yusuf Kaplan’ın Konya Sivil toplum hareketinden fazlasıyla etkilendiği söylemliyiz ilkin. Öyle ki, düşünceleri farklı da olsa hedefleri aynı olan 65 kuruluşun düzenli bir araya gelip, istişarelerde bulunması ve gündemle ilgili konularda ortak hareket planı belirleyebilmelerine Yusuf Kaplan, “Bu Türkiye gerçeği dışında bir şey” diyebildi ancak. Bunun kendi söylemleriyle örtüşüyor olmasından mutlu olması ve hala Osmanlı Medeniyetinin dinamizmini canlandırabilecek bir ışık görmesinden kaynaklandığı rahatlıkla söyleyebilirim.

Zira konuşmanın önemli bir kısmı, bölge coğrafyasının tek kurtuluşunun neden Türkiye’de olduğunun açıklanmasıydı. Durum böyleyken Konya’da bunu dert edinmiş insanların varlığı biraz olsun rahatlatmıştı Yusuf Bey’i. Tam o sırada Filistin için başlatılan bir yardım kampanyasına da şahit olunca, “Tamam dedi, bu işi Konya çözmüş”

Gerçekten de hep içinde olup göremediğimiz önemli bir değere işaret etti o gece Yusuf Kaplan. Bilgiyi paylaşmak ve ideale ortak hareket etmek. Bunun çok uzun açıklanacak yönleri olduğunu; ancak elimizdeki değeri mutlaka bilmemizi söyleyerek yetinelim şimdilik.

O gecenin en önemli söylemi ise gündemle de alakalı olan; laik misyonerlik tehlikesi bağlamındaki açıklamalardı. Son yıllarda ülke gündemine her şekilde giren ve pek çok sosyal olayı da tetikleyen misyonerlik faaliyetleri, bildiğiniz gibi Hıristiyanlık propagandası yaparak, insanları bu dine yönlendirme hareketi.

Yusuf Kaplan’ın dikkat çektiği tehlike ise başka bir şey. Kaplan, Müslüman nüfusun hakim olduğu topluluklarda dinle ilişkilerde direncin daha zayıf olduğu, diğer din mensuplarının nispeten varlıklarını sürdürdükleri ülkelerde Müslümanların daha organize oldukları, Türkiye’de ise şimdilerde korkulan Hıristiyan misyonerliğinden daha tehlikeli olan laik misyonerlik tehlikesine işaret etti.

Son bir haftada yaşadıklarımıza bakınca laik misyonerlik tehlikesi gün gibi ortada. Başörtüsünün üniversitelerde serbest olmasıyla ilgili meclis çalışmalarında sona gelindi. Öyle ki, şubat ayı sonunda Anayasa değişikliği ile Türkiye’nin yüz karası olan yasak çok geniş mutabakatla tarih olacak. Ancak bu konuda gerginlik çıkartıp, Türkiye’de özgürlüklere pranga vurmak isteyen laiklik adı altında misyonerler boş durmuyor.

Bu bağlamda üniversite rektörleri birincil aktör. Afrika ülkelerinde bile “diktatörlük” olarak algılanacak uygulamaların devamı konusunda cıngar çıkarmaya devam ediyorlar. Bunun nedeni ne olabilir? Bu sıralar mail gruplarından yayılan bir ileti var. O mailde özetle şunlar anlatılıyor “Uluslararası akademik başarı listelerinde ilk 500'e bile giremeyen Türk üniversitelerinin yolsuzluk sicili kabarık çıktı. 2003 yılında kurulan Kamu İhale Kurumu (KİK) mercek altına aldığı 47 üniversitede, çeşitli yolsuzluk ve usulsüzlüklerle karşılaştı. 4 yılda masaya yatırılan 690 ihalenin 240'ında şaibe görüldü. İncelenen ihaleler üniversitelerin yaptığı toplam ihalelerin sadece yüzde 5'ini kapsıyor. Slogan atan rektörlerin tamamının yolsuzluk sicili bulunuyordu. Şaibeli ihalelerin en yoğun olduğu üniversitenin yani İstanbul Üniversitesi'nin rektörü Parlak, türbanlılara düşük not tehdidinde bulunmuştu.”

Bu arada Başörtüsü karşıtı eylem ve açıklamalar sürerken, üniversitelerde özgürlük isteyen akademisyenlerin sayısı her geçen saat artıyor. Toplamda 3 bini bulan akademisyenlerden 300 kadarı da Konya’dan. Organizasyonun başında Selçuk Üniversitesinden Şaban Çalış da var.

Tüm bunların yanında Konya inanca özgürlük platformu Kayalıpark’ta 21. kez “Başörtüsüne özgürlük” için bir araya geldi. Çok kalabalık olmasa da her cumartesi buna devam ediyorlar.

Konya bu konuda da üzerine düşeni yapıyor. Sıra diğer şehirlerde….

Mevlana diyor ki; Bilgi sahibi olmanın yolu sözde, sanat öğrenmenin yolu ise iştedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Lokman Koyuncuoğlu Arşivi