Lokman Koyuncuoğlu
Lokman Koyuncuoğlu

Gezi'den model imhası çıkıyor

 

            Nerdeyse bir aydır bu olay gündemimizde. İlk başlarda bu çapta büyük bir organizasyon olduğunu öngörememiştik. Detaylar ortaya çıktıkça Gezi olayı daha vahim bir hal alıyor.
            Olayın dış bağlantıları olduğu konusunda, şüphe götürmez belgeler medyaya yansıyınca işin vahameti bir kat daha büyüyor. Son olarak gelişmekte olan ülkelerden biri olan Brezilya’da da aynı şekilde hareketler oldu. Orada da küçük bir zammı protesto etmek için bir araya gelen topluluğun bir milyon kişiye ulaştığı haberleri geldi. Mantık ve hareket yöntemi Türkiye’dekilerle neredeyse aynı.

            Tabi bazı farklılıklar var. Türkiye’de eyleme katılanların portresine bakıldığında neredeyse tümü “Beyaz Türk” kategorisinde. Hiçbir gelir ve yaşam problemi olmayan bilakis hemen her şeye sahip topluluklar meydanlara indi.

Brezilya ile bağlantıyı uluslararası uzantılar çerçevesinde ele almak mümkün. Peki Türkiye’de ne eksik ki insanlar meydanlara indi? Yaşam standardı ve konfor anlamında meydana inmesi en uzak kitle bu harekete girişince olaya normal bakmak mümkün olmuyor.

İri gazetelerde çalışan gazeteciler, topluma hep rol modellik yapmış sözüm ona sanatçılar sürükleyici unsurlar olarak dikkat çektiler. Marjinal gruplar sayılmazsa geniş bir öğrenci topluluğu.

            Türkiye sanatçılar açısından en rahat ülkelerin başında gelir, tıpkı sporcular gibi. Hem devlete ödedikleri vergi düşüktür, hem de bunu pek vermezler. Bu yüzden Türkiye’de sanatçı ve sporcu olmak gibisi yoktur! Diğer taraftan öğrenciler. Ne yaptığını bilmeyen öğrenciler.

Son 5-6 yıla kadar üniversite kazanmak Türkiye’de çok ama çok zordu malumunuz. O dönemde 1 milyon öğrenciden en çok 100 bini iyi bir okula girebilirdi. Şimdi ise üniversite sayısı öyle arttı ki, nerdeyse açıkta kalan pek olmuyor. Parası olan için zaten sıkıntı yok, olmayan için de o kadar alternatif var ki, açıkta kalmak gerçekten çok zor.

Okula girmekle ilgili durum bu, tabi birde okumak var. Türkiye’de eğer sporcu ve sanatçı değilseniz o zaman üniversite öğrencisi olun! O kadar güzel ve keyifli bir iştir ki şimdi Türkiye’de öğrenci olmak. Devlet sizin için her şeyi düşünüyor. Barınma problemi en az. Ayrıca hatırı sayılır miktarda devlet ve özel burs alıyorlar. Asgari ücret kadar burs alan öğrenci sayısı hiçte az değil. Aileler çocuğumuz okusun diye çabaları ve ekonomik katkıları.

Durum böyleyken neden şikayet ederler ki bu öğrenciler? Neyi değiştirmek derdindedirler?  Rahatlık batıyor diye bir tabir vardır. Bu eylemlere katılan öğrenciler için bu söz çok uyuyor. Tabi, Eski Türkiye’den kalan rektörlerin öğrenciler teşvikini de unutmuyoruz.

Başbakan Erdoğan’ın hafta sonu Kayseri, Samsun ve Erzurum mitinglerindeki kalabalıkları görünce, olayın başka gerekçeleri olduğu çok açık ortaya çıkıyor.

Türkiye, dünyaya yeni bir model sunuyor. Bu model ne İslam dünyasının zengin Arap ülkelerinden var, ne de refah seviyesi zirve kabul edilen Batı Medeniyetinde. Türkiye bu günlerde Dünya’ya bambaşka bir model sunuyor. Sanırım asıl kaygı bu. Türkiye’nin yeni model olduğu bir Dünya istenmiyor. Hem İslam dünyası yöneticileri hem batı bu modeli hiç istemiyor.
 Çaba bu modeli yok etmek. Gelecek yazımızda da bu modelin detaylarına bakalım.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Lokman Koyuncuoğlu Arşivi