
GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ!
Yine o gelişlerden birisiydi. Gürsel Arslan ile Metin Tombul’un daha önce yaptıkları telefon görüşmesi 1978 den bu yana Erzincan’a hizmet veren Köfteci Ahmet Ağabey’in mekânındaki muhabbetin ana teması oluyordu. Gürsel Bey bir iş münasebetiyle Erzincan’a geleceğini yalnız bu gelişinde yazar ve şair arkadaşlarla şehrin en eski mekânlarından birisinde muhabbet ortamı oluşturmayı kafasına koymuştu. Metin Tombul ağabeyde bu görüşme sırasında bunun bir zaruret olduğunu kabul ediyordu. Lakin ortada bir sorun vardı. Bu sorun şehirde eskileri çağrıştıran bir mekânın olmayışıydı. Aralarındaki fikir teatisinde Abonun kahvesi, Söğütlü kahve ve tren garı gibi birkaç mekân ismi üzerinde durulur. Bir süre sonra bu mekânların ayakta olmadığı, ayakta duran tek mekân şehrin emektar tren garının da muhabbet ortamına müsait olmayacağı anlaşılır. En sonunda şehre hizmet veren bir kültür evinde buluşma kararı alınır ve o buluşma gerçekleştirilir. Ahmet Ağabeyin mekânındaki muhabbet ise bu muhabbet kervanının son halkasını oluşturuyordu. Eskiler konuşuluyordu yine hep. Eski insanların lakapları, eski mekân isimleri zikrediliyordu. Bir ara köylerin eski isimleri zikredilirken Prof.Dr. Mukim Sağır hocam söze giriyor ve köylerin yeni isimlerini kullanmaktan yana olduğunu söylüyordu. Sayın hocam o işin uzmanı ve ayrıca üniversiteden benim de hocamdır. Onun o fikirlerine müdahale etmek, tereciye tere satmak gibi bir şey olacağından hepimiz susuyor ve onun bu konudaki izahatlarını dinliyorduk. Sayın hocam bizleri bu konuda ikna etmiş olsa da herkesin gönlündeki o eskimeyen eskilere yinede çare olamamıştı. Bir ara Gürsel Bey, Metin Bey’in de desteğini alarak söze giriyor ve kendisinin Çayırlılı olduğunu, “Şepke’nin kavakları” türküsünü çok sevdiğini söylüyor ve Mukim Hocamdan derdine derman olmasını istiyordu. Mukim Hocamdan çıkan icazet sonrası olay tatlıya bağlanıyor ve bir başka eskimeyen eskimiz Değerli Şairimiz Metin Tombul’un henüz hayatının baharına kapı araladığı bir yeni yaş günü kutlanarak gelecekte; “geçmiş zaman olur ki, hayali cihan değer” diyebileceğimiz bir muhabbetin daha sonuna geliniyordu…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.