Lokman Koyuncuoğlu
Lokman Koyuncuoğlu

Fenerbahçe maçının ayıpları

Nerden baksan tutarsızlık nerden baksan ahmakça…

Hiç umudun var mı derseniz; 0-0’a bağlanmış bir maç işime gelir diyordum.

Gol atmasını beceremeyen bir takımın Fenerbahçe’ye gol atması ancak sürpriz olurdu. Bence gol yemesi de sürpriz sayılmalıydı ya. Normal şartlarda bu olmadı zaten.
Normal olmayan şartlar ise nedense hep Konyaspor’a denk gelir.

Sizi 3 yıl öncesine götüreyim. O Meşhur el’le gelen düğün bayram maçına. Anelka’nın Fener’in şampiyon olamamasına (adelet anlamında; elle gol attığı için Fener şampiyon olmadı kanaati yaygındı) neden olan o golü hatırlayalım.

O gün maçın 4. hakemi İsmet Arzuman, o maçın yardımcı hakemine, maçın hakemi için “ Özgüç senden yardım istemediyse, elle oynandığını söyleme” diyerek maçın sonucuna direk tesir etmişti. Dün akşam ise; NTV’de yardımcı hakemin biraz işgüzarlık yapıp olmayan golü verdirdiğini söyledi. Hayat böyledir. Baktığınız açıya göre yeriniz değişir. İsmet Arzuman’dan bu sözleri duyunca sadece gülümseyebildim. Roller değişse belki de Konyaspor iki maçı da alacak. Belki de Fener hem o yıl, hem de belki bu yıl da şampiyon olacak.

Neyse işin reel tarafına bakalım.

Hakem K. Müftüoğlu’nu basiretsizlikle suçlayan Konyaspor Başkanı Kuntoğlu’nun başka basiretsizlikle suçlayacakları yok mu?

Bence var. Dünyada en son ne zaman bir kalecinin böyle bir çıkışla amatörce gol yediğini gördünüz? Ben üst düzey hiçbir ligde böyle bir kaleci hatası görmedim.

Fener’in ikinci golünde kaç hata saydınız. Bir; Fahri’nin zamanlama hatası ile topu ıskalaması. İki Serhat ve Miloş’un birlikte tuttukları, Guiza’dan ters çalım yemeleri (ikisi birlikte) ve Miloş’un bacak arasından topun geçişine izin vermesi. Üç; İsmail Güldüren’in 0,5 saniye gecikmeyle topa müdahale edememesi ve David’in golü. Bu golde hakkını verelim Oğuzhan’ın hiç suçu yok. Tabi golü atanın hiç becerisi yok mu diyebilirsiniz. Bunu zaten Türk medyasının %90 anlatıyor. Fener’in en organize atağı diye. Bize de Konyaspor’u konuşmak kalıyor.

Maçtaki Ayıplar;
1- Önder Turacı’nın golü elle attığını bile bile; maçtan sonra ben kasıtlı gitmedim. Pozisyon goldü pişkinliği. Üstelik pek çok kişinin yazdığı gibi; top filelere gittikten sonra sarı kart görmemek için mahcup mahcup oradan uzaklaşmasının hiçbir açıklaması yok. Önder’in neden sıradan bir futbolcu olduğunu Altan Tanrıkulu şöyle yazdı “ Golün santrasından hemen önce savunmadaki yerini alan Önder biranda Volkan’a doğru döndü. Büyük ihtimalle Volkan golü nasıl attığını soruyordu. Önder sağ kolunu gösterdi. O an içimden keşke dedim. Keşke.”
2- Konyaspor Hocasının da dile getirdiği Roberto Carlos pişkinliği. Elle atılan pozisyon tartışılırken topu santraya götürmesi tek kelimeyle ayıp. Bundan ötesi, maçta 88. dakika da ayakkabısını bağlamak için 1 dakika çalması, ve basit bir taç atışında 2 dakika geçirmesi. (Bunu lig Tv göstermedi, ancak maçta görebiliyorsunuz.) O kadar çirkindi ki, koskoca Carlos basit bir taç için türlü numaralar çekiyordu.
3- Konyaspor’un golünde topun yırtık fileden dışarı çıkması sonrası kaleci Volkan’ın hakeme dakikalarca gol olmadığını söylemesi. Yine Lig Tv de fark ediyorsunuz ki; golü Veysel’le birlikte en iyi gören kaleci Volkan. Çünkü top dizine çarpmasından dışarı çıkıncaya kadar gözü sadece topu izliyor. İçerden dışarı çıktığını görmemesi imkansız. Peki neden o kadar itiraz ediyor. Neden olacak, küçük futbolcu olduğu ve rakibin emeğini çalmayı iş zannettiği için.

Hakem K. Müftüoğlu’nun kameralara da yansıyan el işareti ile gelip karar değiştirmesi kendisi için gecenin tek ayıbı değildi. Bunun anlaşılabilir bir durum olduğunu en iyi kaptan Veysel açıkladı, birazda ağlamaklı gözlerle;
“Hakeme kızmıyorum aslında o kendini korudu. Biz Fener’e elle gol atmış olsak hakemliği biter çocukları okula gidemez, dışarı çıkamazdı. Fener medyası aylarca onu yazar saatlerce hakaret edilirdi. Konyaspor’un başına böyle bir hata gelince en çok iki gün konuşulur, hakem 3 hafta maça çıkmaz, sonra hayat onun için normale döner. Siz olsanız kimin yanında yer alırsınız?”

Evet can alıcı soru bu. Siz olsanız haklının mı güçlünün mü yanında yer alırsınız.
Türkiye bu soruya cevap bulamadığı sürece biz ne Anelka’lar ne Önder’ler görürüz.

Hakemin çok konuşulduğu bir ortamda maçı da konuşmalıyız.

Konyaspor tam da Fener’in hiç istemediği bir taktikle başladı. Yarı alanında kapalı savunma ve kaptığı toplarla kontra çıkıp pozisyon bulma. İlk amacın Feneri durdurmak olduğunu Giray hoca zaten söyledi.
Bence de doğrusu buydu.

Fahri Alex’e, Zafer’de Emre’ye yakın oynayınca, bu futboldan gol çıkmayacağı hemen belli oldu. Dünkü Fenerbahçe’de Uğur ve Gökhan dışında tek bir istekli futbolcu yoktu.
İlk yarı 0-0 bitebilseydi, Konyaspor ikinci yarı çok farklı bir görüntü çizecekti.

Konyaspor’da en önemli eksik, Kaptan Veysel’deki hırsın Kaue de olmamasıydı. Zaten sonucu değiştirecek 2 oyuncu vardı biri gününde değildi.

Her iki takımda kanatları kitleyince iş, duran toplar ve uzaktan şutlara kaldı.

Burada Kaue’nin önemi büyüktü. Bekleneni veremedi.
Orta sahada Fahri en iyi maçlarından birini oynamasına rağmen, ileride çoğalamayan forvete top aktaramadı. Zafer Demir’in müthiş çabasını da hatırlamak gerek. Ancak Caner’in ne yaptığını bir türlü çözemedim. Bazen ön libero gibiydi, bazen orta sahanın ortasında. Zaman zaman Fahri’yle bir birine girdiler. Konyaspor’un Miloş’la birlikte en etkisiz adamıydı. Sahi Miloş ne iş yapar. Neydi o, Ömer girdikten sonraki sağbekteki durumu. Ne topla gidebiliyor ne orta yapabiliyor.
Veysel’i alkışlamak gerek. Nerdeyse bütün hava toplarını aldı. Fakat topu indirdiği yerde ikinci forvet arkadaşı olmadı hiç. Ferdi’nin bu iş için şimdilik uygun olduğu söylenemez. Konyaspor bu problemi mutlak çözmeli.

Açıkçası bu kadar kötü bir Fener’i Konyaspor bir daha zor bulur. Gerçi bulsa ne oluyor. O zamanda başka faktörler devreye girip durumu eşitliyor. Biz en iyisi Fener maçlarını oynamadan mağlubiyeti kabul edelim. Nasıl olsa sonuç bu gidişle hiç değişmeyecek!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Lokman Koyuncuoğlu Arşivi