Lokman Koyuncuoğlu
Lokman Koyuncuoğlu

Dünyaya Konya kriterleri

            Gündem almış başını gidiyor. Yetişmek ne mümkün. Olup bitenler şüphesiz Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda dünyada nasıl bir rol oynayacağının temellerini oluşturacak. Anayasa değişikliği başta olmak üzere, son gelişmeler bunların işaretçisi.
            Böyle gergin dönemlerde herkesin biraz sakin olması, kendisine rehber olacak bazı söylemlere bırakması gerekir. Uzun zamandır belki kısık sesle de olsa dillendirilen “Konya Kriterlerine” bugün hem Türkiye’nin hem de dünyanın fazlaca ihtiyacı var.
Peki nedir Konya kriterleri?
Mevlana’nın yedi öğüdünde ki söylemler ana tema olmak üzere, Yardımlaşma,  şiddetten uzaklık, alçak gönüllülük, merhamet ve hoşgörü sahibi olma. Bu ifadeleri biraz daha genelleştirirsek; Merhamet, hoşgörü ve hakkaniyet, diye özetleyebiliriz.

Türkiye’nin AB’ye  giriş sürecinde hep muhatap olduğumuz iki temel kriter vardı malumunuz.  Kopenhag Kriterleri ve Maastricht kriterleri. Daha çok siyasi ve ekonomik içeriği olan bu kriterler aday ülkelerin tamamlaması gereken ev ödevleri gibi lanse edilmişti. Başbakan Erdoğan’da AB’nin ikili davrandığını söylediği cümlelerde “Biz kriterleri yerine getiririz almazlarsa almazlar, bizim için kriterlerden biri İstanbul biri Ankara kriteri olur, yolumuza devam ederiz” diye çok kere uyarıda bulunmuştu.

Tabi Konya kriterleri aslında tün insanlığın ihtiyaç duyduğu kriterler, sadece refah seviyesi yükseltmeye, siyasi derinlik kazandırmaya yönelik değil. Bilakis, bu özellikleri kazanmış insanlığın hırsını ve bencilliğini dizginlemek için ortaya konulmuş, İslam Ahlak’ı merkezli bir yaşam öğretisi sunuyor.

Sunuyor derken aslında sunmalı.Bu kriterleri henüz ciddi anlamda kimseden duymadık. Uluslararası çevrelerin en çok ihtiyaç duyduğu söylem barış ve özgürlüğün yanında kesinlikle “Konya Kriterleri” dir.

Bu bağlamda Perşembe günü Sky Türk TV’de canlı yayına katılan Bakanımız Ahmet Davutoğlu’nun “Konya Kriterlerine” atıf yapmasını çok bekledim. 2 saati aşkın canlı yayında pek çok önemli konuyu cevaplayan Davutoğlu’nun, sözlerinin sonunda ifade ettiği, Bosna Cumhurbaşkanı ile iki saat birlikte sigara içme hatırası müthiş önemli geldi bana.

2009 yılında yaşanıyor bu hadise. 1995 yılında Srebrenica da ki katliamla ilgili taraflar bir barış anlaşması imzalayacaklar. Bakan Davutoğlu tarafları çağırıyor ve anlaşmaya varılıyor. Sırplar tamam, Bosna Cumhurbaşkanı ise hadisenin canlılığı ile zor anlar yaşıyor ve sürekli sigara içiyor. Ahmet Davutoğlu’da aynı şekilde onunla birlikte sigara içerek eşlik ediyor. Çünkü orada Halis Sladziç sigarayı içmiyor adeta yiyor, imza attığı anlaşma belki çok zoruna gidiyor, 16 bin insanın katli kolay hazmedilecek bir şey mi? Davutoğlu orada bu acıya ortak oluyor içtiği sigaralarla.

        Bakan Davutoğlu hem 2009 yılında orada hem de canlı yayında “Konya Kriterleri”nden konuyu örneklese ne güzel olurdu. Sırplar’a hiddet ve asabiyette “ölü” gibi olmak düşerken, şimdiye kadar hep sıkıntı çeken taraf olan ve hoşgörülülükte “deniz” gibi olmak zaten Boşnakların işiydi.

Bu, Konya Kriterlerini dünyaya taşıyacak en önemli isim Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu’dur. Şiddetin ve adaletsizliğin kol gezdiği yanı başımızdaki bölgeler başta olmak üzere, Bakan Davutoğlu’nun tüm dünyaya Konya Kriterlerini hatırlatması ne güzel olur. Gerçi bunları genel içerik olarak söylüyor ancak bunların Konya Kriterleri olarak kavramsal bir boyut içermesinin çok daha anlamlı olacağını düşünüyorum.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Lokman Koyuncuoğlu Arşivi