Yeni bir otomobil fabrikası projesiyle başladık geçen haftaya. Çinli bir otomobil markası olan Chery için Konya’nın üst protokolü ilk görüşmeleri yaptılar. Sonuç ne olumsuz ne de hemen sevinecek kadar müspet. Zamana bırakılacak bir proje. Aslında bu zamana bırakma meselesi de Konya’nın ulaşımıyla ilgili. Özellikle de demiryolu ulaşımı ile limanlara hemen varabilmekten geçiyor. Öyle ya, adam ta Çin’den kalkıp, gelip Konya’da üretim yapacak, ancak ürettiği otomobilleri limana ulaştırmakta çok zorlanacak. Demek ki, bir sanayi şehir olan Konya’da bundan sonraki (Mavi Tünel ve Hızlı Tren’den sonra) önceliğimiz, limanlara ulaşım olacak.
Tabi, sanayileşmede ulaşım sorunlardan biri, ancak önemli bir sorun da sermaye. Sermaye ile ilgili Konya’nın misafirleri vardı ve işinin zirvesindeki isimleri ağırladı hafta sonu Konya.
İMKB, SPK ve Altın Borsası Başkanları eş zamanlı olarak, ortak programlar çerçevesinde Konyalı sanayicileri “Halka arz seferberliği Konya Toplantısı”nda derinlemesine bilgilendirdiler. Borsayla yakın zamanda tanışan ve ufuk olarak Konya’yı sürükleyen İttifak Holding Başkanı S.Mehmet Buğa’da o gece önemli tespitler yaptı. Sanayicileri cesaretlendiren Buğa’nın Anadolu sermayesinin eski kalıplarını kırmadan rekabetçi olamayacağı kanaatinin altı çizilmeli.
İMKB Başkanı, aynı zamanda Konyalı olan Hüseyin Erkan, İMKB’yi 3-5 kağıt satılan yer olmadığı, ihtiyacı olanlara finans kaynağı sağlanan ve şirketlerin halka açılarak her işlemlerinin şeffaflaştığı bir yer olarak tarif ediyor.
Doğrusu ilk başta cesareti zor bir hareket gibi geliyor, ancak firmanızın her işleminin kayıtlı olmasını istiyorsanız (aslında yasal olanı bu) borsaya girmenin hiçbir sakıncası yok. Anadolu firmalarının finans ihtiyacını giderebilecek çok sağlıklı bir yol, borsa aracılığı ile şirketinizin hisselerinin halka açılması.
Gündemimiz otomobil olduğu için örneği de ondan verelim. Konya’da büyük sanayi firmalarından biri olan Koneks mesela. Piston, motor gömleği ve sekman da oldukça iddialı. Üretimini ikiye katlamak için finansmana ihtiyacı var. Şirketin sahibi Dr. Hüseyin Çiftçi, banka ile değil de halka açılarak bu sorunu çözmek istiyor. İMKB ile şirketin bir kısmını halka açarak borsada işleme başlıyor. Bu arz işleminden mesela 50 milyon dolar kaynak sağlıyor. Firmasının üretim gücünü ikiye katlayarak Avrupa’da çok daha önemli pazarlar dolayısıyla karlar sağlıyor. Koneks’in hisselerini alan küçük tasarrufçuda şirketin ettiği kardan pay alıyor ve hissesi değerlendiğinde yüksek karla satabiliyor.
Bir örnekte Helvacızade’den. Türkiye’nin en önemli komplike yağ üretim tesislerinde her türlü sıvı yağ üretiliyor. Üretimde sıkıntı yok ama pazar anlamında sıkıntılar yaşanabiliyor. Aynı şekilde Tahir Büyükhelvacıgil’de şirketinin mesela %40’nı halka açıyor. Satıştan elde ettiği kaynakla, Türkiye pazarının yarısına sahip oluyor ve organik üretimle de Avrupa pazarına etkileyici bir giriş yapıyor. Küçük yatırımcılardan biri, Zade’nin mesela onbinde yedisine sahip olduğunda, hem kendisi bu ürünü kullanmaya devam ediyor, hem de etrafına tükettiriyor. Çünkü ne kadar çok satış yaparsa Zade, yatırımcının da payına düşen kar oranı artıyor. Hisselerdeki artıştan elde edilen kar da işin ekstrası tabi.
Bu işi Konya da yerel ve yerli olarak ilk İttifak Holding yaptı. Zaten her şeyleri kayıt altındaydı bir sıkıntı yaşamadılar. Şimdi Konya’nın diğer firmalarında sıra. Halka açılarak hem kurumun finansmanı güçleniyor, hem de sağlam sermaye yapısı ve şeffaflaşan anlayışla uzun yıllar sürecek kurumsal bir devamlılık sağlanıyor. Türkiye’ye ve Konya’ya sağladığı ekstra katma değer ve istihdamları anlatmama gerek yok sanırım.
Öyle görünüyor ki, otomobil fabrikası kurmak için güvene, borsaya açılmak için cesarete ihtiyaç var. Konya’da bu ikisi de var ama sadece göstermek kalıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.