Cennetten vazgeçtim, seni istiyorum

Eğer kendinizi İslam içinde tanımlıyorsanız, bugün kendinize bir iyilik yapın ve bundan böyle her gün en az üç kişiyi mutlu etmek gibi soylu bir misyon üstlenin. Daha önce bir Allah dostundan aktarma yaparak sözünü ettiğim “günde en az on kişiyi mutlu etmek” ilkesini, daha kolay uygulanabilir düşüncesiyle kendimce üçe indirmiş oluyorum. Evet, her gün en azından üç kişiyi bir şekilde mutlu etme ilkesine kendi adıma çok daha sıkı sarılmayı diler ve herkese hararetle öneririm. Bildiğiniz gibi özünde “barış, huzur, esenlik” anlamlarına gelen İslam, birlikte yaşadığımız diğer varlıkları mutlu etmenin ve mutlu bir dünya kurmanın mükemmel tanrısal sanatıdır.

 
Üstlendiğiniz kutsal misyonu eda ederken metafizik enerji kaynağı olarak ihtiyacınız olan tek şey, Yüce Sultan’ın katında tereddütsüz kabul edilerek hemen müstesna bir yerde koruma altına alınan en özel davranışların, sadece ve sadece O’nun sevgisini kazanma niyetiyle yapılmış olanlar olduğunu sürekli akılda tutmaktır. Böylesi iyilikler, kulunu cennetine buyur etmek için bahaneler arayacak kadar merhametli olan Evrenin Hükümdarı’nın yüce divanına varmadan önce biriktirmemiz gereken en geçer akçedir.
 
Sözgelimi bir alışveriş merkezinde hesap kasası önünde sıranızı beklerken elinde bir iki parça ürünle sonradan gelen birine yerinizi verdiğiniz, yolda yürürken elinde ağır bir yükle yürümeye çalışan yaşlı birine yardım ettiğiniz, ihtiyacı olan birine borç verdiğiniz, dertleşmeye ihtiyacı olan birini yarım saat dinlediğiniz, bir toplu taşıma aracında oturduğunuz koltuğu başkasına verdiğiniz, otomobilinizle uzun bir yolculuk yaparken yol boyundan bir yoksulu alıp gitmek istediği yere bıraktığınız sırada, kalbinizin tüm içtenliğini ortaya koyarak “Güzel Allah’ım! Bunu iyilik yaptığım kişi başta olmak üzere herhangi bir insanın beğenisini, hayranlığını kazanmak için yapmadım. Dünyada işlerim yoluna girsin veya yolunda gitsin diye yapmadım. Cenneti kazanmak için de yapmadım. Gözüme yabancı bir amaç ya da hayal girmemiştir. Sadece ve sadece Sen’in gönlünü ve rızanı kazanmak için yaptım.” diyebildiyseniz eğer, yaptığınız iş dünyalara değerdir. Hatta Allah’ın nazarında öylesine değerlidir ki, onlardan herhangi birini büyük dualarınızın kabulüne referans olarak kullanmanıza bile izin vermektedir. Başka bir deyişle, önemli bir konuda dua edeceğiniz zaman, “Allah’ım! Ben falan zaman birine şöyle bir iyilik etmiştim ve bunu yaparken de Sen’in sevgini kazanmaktan başka bir amaç gütmemiştim. O saf iyiliğin hatırı için duamı kabul et lütfen.” dediğiniz vakit, duanızın kabul edileceğinden kuşku duymanıza asla gerek yoktur. Üstelik ihtiyacı olana da olmayana da ikram eden, merhametinin ve hazinelerinin sınırları olmayan Allah, duanızı kabul ederken yapmış olduğunuz o iyiliğin cennetteki karşılıklarından da bir şey eksiltmeyecektir.
 
Kalbiniz O’nun sıcacık sevgisi uğrunda (cennet dahil olmak üzere) her şeyden vazgeçtiğinde, uğrunda çaba harcamaya değer görülen bütün hayalleriniz şaşırtıcı bir kolaylıkla ayaklarınızın altına serilecektir. Ah bir anlasak! 

                       

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mert Aslan Arşivi