Allah'ın reklama ihtiyacı yok mu?

Allah’ın reklama ihtiyacı olmadığını düşünen zihniyet on dört yüzyıldır aynı üslubu, aynı metafor ve simileleri, kısacası adeta dinin asli bir parçası zannetmeye başladığı aynı geleneksel jargonu bıkmadan usanmadan kullanmaya devam ediyor. Bu dünyada binlerce dil ve her dili konuşan topluluk veya millet içinde Müslümanlar mevcuttur. İslamiyet’i, Allah’ı ve Resulü’nü anlatırken Türkçe’de yerleşik hale gelmiş üslup ve literatürün mutlak ve vazgeçilmez olduğunu söylemek kadar aptalca bir yargı bulmak zordur; fakat ömrünce başka ülke görmemiş insanların dünyayı yaşadıkları yerden ibaret sanmaları da anlaşılabilir bir şeydir.

Allah’ın ve dininin tebliğ edilmesi, her bir Müslüman’ın üzerine yüklenmiş bir misyondur. Bu bağlamda, her Müslüman İslam’ın ve Hz. Muhammed’in bir propagandisti ve reklamcısıdır. Dolayısıyla reklam ve tanıtımın inceliklerini bilmeli ve kullanmalıdırlar. Mükemmel bir reklam ve tanıtıma, bilinmesi ve tanınması gereken herkesin ve her ürünün olduğu kadar, (Elbette ki, bunu insani zaaf şeklinde bir ihtiyaç olarak almamak gerekir. O ihtiyaç, bizim omuzlarımıza yüklenmiştir.) Allah’ın da Resulü’nün de ihtiyacı vardır. Çünkü reklam ve tanıtım bu çağın en büyük gücüdür. Dünyanın bir yerinde ortaya çıkan herhangi bir ürün veya hizmet büyük reklam firmaları tarafından çeşitli iletişim kanalları içinde en cazip sözler ve imgelerle bütün dünyanın gözleri önüne serilerek kısa zamanda geniş kitlelerin vazgeçilmez birer tüketim alışkanlığı haline getiriliyor.

Reklamın gücünü anlamak için, işte tam da buralara, bir yıl öncesine dek hiç kimsenin aklından bile geçmeyen bir hizmet ve ürünün bugün ellerinden alınması halinde sayısız insanı bunalıma sokacak kadar hayatın bir parçasına dönüştürülmüş olduğunu görebildiğimiz yerlere bakmak yeterlidir; fakat reklam ve tanıtımda zamanın koşullarına göre dil, stil, kelimeler ve imgelerin değişmesi zorunludur. Bir ürünü otuz kırk yıl boyunca aynı söz ve görüntülerle reklam edemezsiniz. Çünkü tıpkı nesnelerin ve insanların yüzleri gibi, dil ve imgeler de eskimekte ve eskidikçe etkilerini yitirmektedir. Asıllarını bozmadan, tersine özlerini daha iyi kavramaya çalışarak, Allah ve Resulü hakkında yeni bir dil, yeni bir literatür ve yepyeni imgeler ve ambalajlar geliştirerek, onları insanlığa yeni, özgün ve ışıl ışıl kadehler içinde tekrar sunmak zorundayız; ama bu örümceklenmiş kafayla biraz zor görünüyor.

Kişisel olarak bunun denizde yeni bir heyecan dalgalanması meydana getireceğinden, bu yazıdan dolayı bazılarından yiyeceğim küfür ve hakaretler kadar emin değilim.   

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mert Aslan Arşivi