TÜRK OYUNU

 

Eskişehir’de üniversitede okuduğum dönemde samimi bir dostumun beni tanıştırmak isteyip yanına götürdüğü başka bir arkadaşın babası bize ağırlıklı olarak “Yahudi oyunları”ndan söz ettiği uzunca ve ateşli bir söylev verdikten sonra izin isteyip ayrılırken “İyi günler!” demiş olmama ani bir tepki göstererek beni durdurmuştu. Şaşırdım ve durdum.
İkaz edercesine işaret parmağını havaya doğru kaldırarak:

“İyi günler demek bir Yahudi adetidir. Selamün aleyküm demen gerek.” dedi.

Güldüm ve dediği şekilde selam verdim.

Aradan ortalama altı ay geçti. Bir ikindi üzeri, Porsuk Çayı’nın kıyısı boyunca yürüyorum. Birdenbire sol taraftan bir yerden bir bağırtı geldi kulaklarıma.

“İşte bunlar Yahudilerin oyunlarıdır. Başımıza böyle çoraplar örüyorlar!” filan diyordu.

Dönüp sesin geldiği yere baktım. Bir de ne göreyim, yine aynı adam bir bankta oturmuş, yanındaki kişiye Yahudi oyunlarından bahsediyor. Beni çok güldürdü ve aklıma geldikçe hala gülerim.

İslami kesimde, bu açıklama biçimi çok yaygındı. Hala da yaygın olduğunu sanıyorum; ancak sol kesimde de benzer bir Amerikan oyunu şablonu olduğunu görüyoruz. Anlayacağınız, Kars’ta bir adam tarlada dolaşırken başına bir kuş çiş yapsa, ya Amerikan oyunudur ya da Yahudi oyunu…

Okuma, araştırma, düşünme zahmetine katlanmak istemeyenlerin tarzı… Kolaycı, basit, genellemeci ve ucuz bir yaklaşım… Ancak arkadaşımın babasını, en azından dünyada bizim aleyhimize gelişen olaylara karşı gösterdiği yüksek duyarlılığı nedeniyle takdir ediyorum, ona saygı duyuyorum.

Öncelikle şunu anlamak gerekiyor: Başımıza gelenler başkalarının oyunlarından ziyade, bizim hatalarımız, uyuşukluğumuz, vurdumduymazlığımız, sorumsuzluğumuz ve de cehaletimiz yüzündendir. Biz akıllı, bilgili ve bilinçli olup kendi işimize baktığımız sürece, başkalarının oyunları vız gelir tırıs gider

Ve şimdi denklem değişiyor, güç dengeleri değişiyor. Yeni dönemde Balkanlar, Orta Asya ve özellikle Ortadoğu bölgesinde fırtına gibi esen bir Türkiye rüzgarı var. Böyle giderse ülke zenginleştikçe bu rüzgar fırtınaya dönüşecek ve artık bu bölgelerde Türkiye’nin onayı olmadan bir tek yaprak kıpırdamayacaktır.

Arap dünyasının demokratikleşmesi, İsrail için uzun vadede en büyük tehlikedir. Buradaki halklar İsrail’in haydutluklarından bıkmış usanmış durumdadır ve demokratikleştikleri oranda İsrail’in yalnızlığı, korkuları ve sorunları derinleşecektir. Bu demokratikleşme sürecinin fitilini ateşleyen, o halklara her türlü düşünsel ve maddi desteği sağlayan ve hepsinin model alarak sözünü dinlediği ülke ise, artık Türkiye’dir. Şu anda, hep birlikte “Türk oyunu”nu seyrediyoruz. Önümüzdeki yıllarda, Türk oyununun nasıl bir şey olduğunu herkes görecektir.

Bu tür tarihsel dönüm noktalarının sembolik göstergeleri vardır. Davos çıkışı bunların ilki olmuştur, ikincisi sonradan güçlenip öne çıkmaya başlayan Türkiye’nin zengin Amerika’nın şımarık çocuğu olduğu için mahallenin kabadayısı rolleri kesmeye devam eden İsrail’e Akdeniz’de veya herkesin görülebildiği başka bir noktada iyi bir meydan dayağı atması olacaktır. Buna bir gün bütün dünya tanıklık edecektir.

  

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mert Aslan Arşivi