
Türbana Tersten Bakmak
Yazımın hemen başında türban-başörtüsü ayrımına bizzat dikkat ederek kavramları kullanacağımı belirtmek isterim. Gördüğüm kadarıyla “türban” kavramı kullanılarak konu inanç meselesi olmaktan çıkarılmak istenmiştir. Başörtüsü kavramındaki “örtünme” bizzat İslam dininin emirlerindendir.
Referandum sürecinde yeniden alevlenen türban tartışması, hararetini giderek arttırıyor. Sayın Kılıçdaroğlu’nun başlattığı bu tartışma tüm boyutlarıyla yeniden konuşulmaya başlandı. Çözülür mü? Ortada nasıl bir sorun var ki? Bence başörtüsü diye bir sorun yoktur. Çünkü örtünmek öncelikle ilahî bir hüviyet taşır. İlahî yönü olan bir mesele bizce sorun bile değildir.
Türbana gelince, konuyu tersten düşünelim bir an; misal, hükümet, referandum maddelerine, türban yasağı ile ilgili bir madde daha sıkıştırsaydı ve halkoyuna sunsaydı. Sizce yüzde elli sekiz oranı ne şekilde değişirdi? Sorunun cevabını vermek yersiz biliyorum.
Olayın bir başka yönü ile ele alınmasını teklif etsem peki! Örneğin, bu ülkede, başı kapalı okumak normal ve gerekli görülmüş olsaydı da, başı açık yani saçları vs. diğer yerleri gösteren elbise ve kıyafetle üniversiteye ve kamu alanlarına girmek yasak olsaydı. O durumda sorunun adı, saçlı girip girmemek mi olacaktı? Başı açık olarak okumak isteyenler, eminim şekil ve stil konusunda sonsuz alternatif bulabilirdi. Üç numaradan başlayıp, atkuyruğuna, dalgalı fön çektirmekten jöle sürmeye birçok şekil ve stil ortaya çıkacak ve bu tekliflerle üniversiteye kızların da girmesi istenecekti.
Böyle bir durumda başı kapalı olanlar belki de, şimdi takındıkları tavırdan daha sert bir tavırla yasağa karşı duracaklardı. Yazının başında sorduğum soruyu tekrar sorayım, eğer yüzde elli sekizle “evet” oyu alan paketin içinde türban yasağını kaldırmak da olsaydı ve yine “evet” çıksaydı, başı açık olanlar ne diyeceklerdi?
Gariptir ki, her türlü ayrımı ve üstünlüğü bağnazlık olarak gören ben, başı açık ve başı kapalı olarak aynı yaşlarda genç kızları kamplara ve ayrımcılığa kurban ediyorum. Bunda buna neden olanlar kadar dahlim var biliyorum.
Sistemin kendi kurduğu ve kendi ideolojisini sonuna kadar verebileceği bir yere, şekli ve şemailine bakmadan herkesi alabileceğini beklerken, bu tür bir ayrımcılığı konuşuyor ve konu ediyor olmak ülkenin nerelerden bugüne geldiğini tekrar düşünmeyi gerektirir.
Batılılaşmak ile modernleşmeyi bir türlü ayırt edememiş olanlar, bugün başı kapalı olarak okumak isteyenlere, dinini gerektiği kadar ehil kişilerden almak isteyenlere karşılarsa ve ne olursa olsun bu “karşı duruşu” sergilemeye devam edeceklerse ki başka bir şey beklenemez, bu konu türban konusu değildir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.