TOPKAPI'NIN HOVARDASI?

 

Kanuni Sultan Süleyman ile ilgili filmi birkaç kez izleme fırsatı buldum. İzledim ve bir hoş oldum.

Filmde, her şey çok güzeldi. Dekor, oyuncular, oyunculuk vs. Ama hepsi oydu…

 
Senaryoya gelince… Tam bir tarih katliamının yapıldığı yerdir; ama kim hakkında ne hissetmem gerektiğini ve kime ne diyeceğimi saptamak için birazcık bunalıma girmek zorunda kaldım.
 
Ortalama bir Anadolu insanının tarihin önemini bilmesi pek kolay değildir. Çünkü ilköğretimin birinci sınıfından itibaren ona tarih dersi adı altında rejime prototip yetiştirmek amacıyla yukarıdan ısmarlanmış masa başı kitapları okutulmuş ve bu kitaplardan Cumhuriyet öncesi geçmişinden utanç duymayı öğrenmiştir; oysa Osmanlı Devleti de biz Türklerin devletidir, bir Yahudi devleti değildir. Üstelik muhteşem bir mazinin gerçeklikleri kadar, tüm nostaljisini de temsil eder. Cumhuriyet bizim gururumuzdur; fakat Yüce Osmanlı Devleti de öyledir.
 
Peki ama muhteşem bir geçmişin kime ne yararı vardır? Önemli olan “bugün” değil midir?

Olay o kadar yalın değildir.

Birincisi, tarihinden koparılmış bir toplum ile hayatının bir yerinde hafızasını yitirmiş bir adamın davranışları arasında hiçbir fark yoktur.

Dolayısıyla ikincisi şudur: Tarih bilgi ve bilinci olmayan bir toplumda “vizyoner insan” yetiştirmek pek olanaklı değildir. Çünkü bireylerin kafasında yeniden diriltilmeyi hak eden bir geçmiş ya da geçmişe ait inrenilecek bir model bulunmamaktadır. O yüzden, Türk solu Adnan Menderes, Turgut Özal, Tayyip Erdoğan gibi karizmatik kitle önderleri üretememiştir ve asla üretemeyecektir. Bu kesim, tarihinden nefret eder. İlgilenmek istediği zaman da oryantalistlerin ağzına baktığı için, Muhteşem Süleyman’ı “Topkapı’nın Hovardası” yapar…

 
Elbette birileri çıkıp “Peki siz neden daha iyisini yapmıyorsunuz?” diye sorabilir. Tamamen haklıdır. Yüzlerce süper prodüksiyona bilgi ve ilham kaynağı olacak kadar görkemli bir geçmişten dünyaya izlettirilecek nitelikte bir tek yapım çıkaramamış olmak da bizim suçumuzdur.

İslami kesime ait TV kanallarına şöyle bir bakın. Yıllardır bıkmadan usanmadan Bilmem Kaçıncı Boyut, Bilmem Ne Kapısı gibi bir sürü basit basit filmler yaptıranlar neden İstanbul’un fethi ile ilgili sağlam bir film projesi düşün(e)memişlerdir acaba? Millet aynı hikayeleri izlemekten bıkmış; ama anlaşılan onlar aynı hikayeyi anlatmaktan bıkmamışlar…

 
Düşünün ki, Minyeli Abdullah’ı filme uyarlamış, ama başrolde yıllardır CHP’nin baş halk kahramanlığını yapmakta olan bir adamı, Berhan Şimşek’i oynatmak zorunda kalmışlardır.
 
Nitelikli insan yetiştirme konusunda neden bu kadar ağır aksak olduğumuzu anlamakta zorluk çekiyorum doğrusu…

Korkarım, “Topkapı’nın Hovardası” imajına bozulmaya pek de gerek yok…

   

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mert Aslan Arşivi