
Seçim Bitti, Muhsin Yok
Muhsin Yazıcıoğlu’nun cenazesi büyük bir insan seli ile uğurlandı. “Reis” reisliğine yakışır şekilde veda etti. Helikopter kazası üzerine kafa yorulmalı, incelenmeli, sebep ve sonuçları üzerine fikirler yürütülmeli. İzninizle bir komplo teorisi yürüteyim. Muhsin, Anadolulu biriydi. Kendi ifadesi ile dünya üzerinde insanoğlu denen halkanın içinde, Müslümanların oluşturduğu halkanın içinde, Türk milletine mensup, ait olduğu kök ve sülalesi içinde bir bireydi. (varsa) Karanlık güçler için böyle bir birey modeli bedenini Orta Asya’dan, ruhunu Mekke ve Medine’den alan ve bu karışımı Anadolu’da yoğuran oluşumun hatırlanması olabilirdi. Dik duruşu ve doğru bildiklerini dolandırmadan söyleme cesaretine sahipti Yazıcıoğlu. Bundan dolayı ülkesi ve ülküsü üzerine oynanacak herhengi bir oyunun içinde olması düşünülemezdi. Bu durumu acaba bir müddet önce gittiği İngiltere’de görenler mi olmuştu? Türkiye eğer yeni bir döneme hazırlanmak isteniyorsa gerek seçimler gerekse Büyük Birlik Partisinin bundan sonra başına geçecek kişi bu süreçte etkili olacaktır. Seçimler, oldukça farklı yaklaşımlarla ve değerlendirmelerle ele alınabilecek yapıda sonuçlandı. Seçim günü kanalların sonuçları verme yarışında ekranlarına konuk ettikleri yazar, gazeteci, akademisyen, ekonomist olan pek çok kişi görüşlerini uzun uzadıya belirttiler. Oyların dağılımı, iktidar partisinin oylarındaki düşme, Kılıçdaroğlu faktörünün tek başına aldığı oranlar, Antalya Adana gibi büyük kentlerde çıkan sonuçlar dikkat çekici detaylardı. Ak Parti bu sonuçları iyi değerlendirmek zorunda. Her ne kadar geride kalan iki partinin toplamı kadar oy almış olsa da, kendi kendisiyle yarışıyor havası oluşturulması oylardaki düşüşün güç kaybı olarak algılanmasına sebep oldu. Rakip olarak partinin yine kendisini görmesi, söylemlerde bu güvenin büyüklenme tarzına dönüşmesi de partinin stratejik bir hatası idi belki de. Ayakları yere basan, resme yukarıdan bakabilen ancak yukarıların kendine ait olmadığını da unutmayan bir yaklaşım kaybedildiği zaman tahmini zor sonuçlar oluşabilir. Ak Parti bu sonucu ikaz olarak algılamalı. Nitekim muhalefetin ve muhalefete soyunan kesimin ilk demeçleri bu yöndeydi ve bunu kullanmaya devem edeceğe benzer. Özal ve partisinin başına gelenlerle benzerlik kurmaya çalışanlar bile var, her ne kadar farklı şartlar ve süreçler olsa da gözden kaçırılacak bir durum değildir. Sonuç haritasına bakıldığı zaman, sanki bloklara ayrılmış bir ülkede yaşıyoruz. Doğu ve Güney Doğu Anadolu’da çıkan tablo, sahil şeridi ve Orta Anadolu. Yerel yönetimlerin elbette farklı tarzda vizyona sahip farklı görüşten yapıların yer alması hem doğal hem gerekli bir durumdur. Bununla birlikte üretilecek politikaların bu gerçeği kabul ön şartı ile yola çıkması gerekecektir. Politikanın kimi zaman ilke ve etiklerden uzaklaştığı bir seçim süreci yaşandı kanımca. Üretilecek proje ve yatırımlardan ziyade özellikle partilerin üst yöneticileri arasında nerdeyse şahsî çekişme ve atışmalara varacak kadar ileri gidilmiş oldu. Bizdeki en büyük sıkıntı politikanın tamamı ile topluma, bilime, eğitime yön verme iştahı ve bu iştahtan çıkardığı görev, daha ötesi bu görevi kullanırken düştüğü günlük ve isabetsiz uygulamalardır. Seçimin bittiğini ve sonuçlarının bir an önce dikkatli ve sağduyulu bir yaklaşımla değerlendirilmesi bir ihtiyaçtır. Buna en fazla ihtiyacı olan da iktidar partisidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.