Sayın Ahmet Davutoğlu Aslında Nedir

Geçtiğimiz hafta Konya’nın konularından birisi kendini bilmez CHP liderinin yine tarihe zavallılığı ile yazılmış olması, Sayın Ahmet Davutoğlu’na zavallıca hakaret etmesiydi.
 
 Bu çok önemli bir konumudur, bence değildir, neden değildir onu da söyleyeyim, çünkü inanınız ben zavallı Kılıçtaroğlu’ndan bundan daha iyi bir performans beklemiyorum da ondan, bizi şaşırtmadı da ondan ve güneş balçıkla sıvanmazda ondan önemli değil…
 Tabi Konya’da birçok kurum ve kuruluş bu olaya neden olan çirkinliğin sahibini kınadı, gereken açıklamalar yapıldı…
 Bu arada CHP Konya Gençlik kolları başkanı da Ak Parti Gençlik Kolları başkanına televizyona çıkalım ve orada tartışalım demiş.
 Ne diyecek ki, genel başkanının bayağılığını mı savunacak merak ediyorum? Niye bu kadar yanlış savunucusu var ki aramızda? Sizce de düşündürücü değil mi?  

Neyse ben Ak Parti Gençlik Kollarının yerinde olsam CHP’nin hiçbir eylemini ciddiye almam ve hatta açıklamalarını da ciddiye almam. Neden almam onu da söyleyeyim, yıllarca oluşturulmuş on binlerce kıtalara rağmen millet bu partiyi muhatap almıyor da ondan almam.

Peki, bu yazıyı niye yazıyorum, evet onu da söyleyeyim; Çünkü ben Sayın Ahmet Davutoğlu’na “inan biz seni görüyoruz ve anlıyoruz” demek istiyorum da ondan yazıyorum. Biz seni görüyoruz, anlıyoruz ve ne büyük bir idealin peşinden yürüdüğünü biliyoruz.

 Tabi bu süreçte Ahmet Davutoğlu biraz yıprandı. Çok zor ve çok gelgitli bir dönem yaşadık. Bir taraftan yılların biriktirdiği iç sorunlar, yani hariciyemizin genel görüntüsü, diğer taraftan büyük devletlerin bize göre çok büyük olan hamleleri ve dünyanın kurgusunu bizsiz düşünmeleri ve öbür taraftan da bizim kültür ve medeniyet altyapımızı oluşturan geniş bir coğrafyanın eskiye göre çok değişmiş ve ne yazık ki toplumlar arasında ünsiyetin kaybolmuş olduğu gerçeğinin oluşturduğu travma ve idealinizi bu coğrafyaya anlatamama problemi…
 
 Ama ne olursa olsun, neler ve ne şekilde yaşanırsa yaşansın bir gerçeği görmüş olduk, Ahmet Davutoğlu bize Farabi, İbn Rüşt, Yusuf Hemadani,  Ahmet Yesevi, İbn Sina, Büyük Sultan Fatih Han, Kanuni Süleyman Han, Yavuz Sultan Selim Han, Ahmet Yesevi, Hasan El Herakani, Mevlana Celalettin’i Rumi, Sadrettin Konevi, Sultan Alaeddin Han ve şu anda aklıma gelivermeyen nice değerleri anlatmak istiyordu.
 
 Onların oluşturduğu derin mananın, medeniyetin bugün dünyaya sunacağı barış, refahın büyük mücadelesine bizi odakladı. Tam anlamasak ta neticede meselenin bu medeniyet kavgası olduğunu biliyoruz.  
Ahmet Davutoğlu bize Endülüs, Bağdat, Şam, Halep, Kahire, İsfahan, Ren, Serhend, Delhi, Kabil, Üsküp, Türkistan, Kafkasya, Kabil, Semerkant, Konya, Medine, Mekke nedir, nasıl bir mana yayı çiziyor bu merkezler onu anlattı. Bu geniş coğrafya ile kesilen, akamete uğrayan bağlarımızı tekrar bize niye canlandırmamız gerektiğini hatırlattı ve aslında bir devi uyandırdı.
 Tabi diğer taraftan Sayın Davutoğlu’na hakaret eden ucube mantık ise yıllardır bizi bu bağdan koparmaya çalışan gücü temsil ediyor ve o gücün bitmekte olan etkisini canlı tutmak için son çırpınışları temsil ediyor ve belki de son büyük kalkışmayı gösteriyor.
 
 Bu büyük mücadelede kesinlikle yıpransa da Sayın Ahmet Davutoğlu ve o medeniyet temsilcileri galip gelecektir. Tarih bugün o büyük medeniyete dünyayı hazırlamaktadır ve umarız o günleri biz de görürüz.
 
 Burada unutulmamalıdır ki Mısır’ın, Şam’ın, Bağdat’ın, Kafkasya’nın, Bosna’nın tekrar uyanması için çok büyük bir tohum atmıştır ve hariciyemizin kararları artık Brüksel’de, Washington’da değil, Ankara’da alınmaktadır.
 
 Bu büyük Şaman bize yüzyıllar boyunca kendi özgün stratejini, düşünce zenginliğini kaybetmiş bir topluma, yeniden düşüncesinin önemli olduğu, çok geniş bir coğrafyayı etkileyebilecek medeniyet merkezlerinin yeniden inşa edilebileceğini göstermiş oldu.
 
 Ben neticede kendini bilmez bir zavallının Sayın Ahmet Davuroğlu’na karşı hakarete varan açıklamasının tarihte önemli bir yol ayrımı olduğunu düşünüyorum. Bir tarafta geçmişi ile ata yurduyla, Asya’yla, Avrupa’yla, Afrika’yla, Balkanlarla bağımızı koparta ucube mantık, bir tarafta ise bu güçlü bağların bugün çağa “yenidünyayı biz kuracağız” diye seslediğini bize gösteren bir medeniyet temsilcisi görüyorum ve biz Medeniyet temsilcisinin yanında yer alıyoruz, yapmak istediğimiz bunu ilan etmektir…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hamdi Bağcı Arşivi