
Konya Üniversitesi
Biz açıkca ifade edelim, Konya Üniversitesi bu haliyle geçti ve bu iyi oldu, çünkü çok yönlü bir gelişim olanağı olmuş oldu. Şimdilik daha çok yüksek lisans öğrencisi alacakmış, bu yönüyle de Türkiye'nin sayılı nitelikli üniversitelerinin arasına girebileceğinin sinyanlleri veriliyor, umarım öyle olur.
Burada önemli olan, Konya'nın bir üniversitesi daha oldu. Yıllarca Konya'da ikinci üniversitenin hayalini kuduk. Ben ilk gazetecilik yıllarımda bu konular gündeme geldiğinde hiç gereçekleşmeyeceğini düşünürdüm bu hayallerin ama şimdi gerçekleşti. Ne yapmak gerekir, evet bunun tadını çıkartmak gerekir. Emeği geçen herkese teşekkür etmek gerekir. Kurulan üniversitenin öncelikle Konyamıza, daha sonra ülkemize ve insanlığa hayırlar getimesinin temenni edilmesi gerekir. Biz de öyle yapıyoruz ve herkese de bunu tavsiye ediyoruz.
Konya Türkiye'nin önemli eğitim merkezlerinden birisi haline geliyor, şu anda 4 tane üniversite var, öyle anlaşılıyor ki bir tanesi de teknik üniversite olmak üzere iki devlet üniversitesi daha kurulacak. Bunlar güzel gelişmeler, güzel gelişmeler olduğundan da eleştirmek yerine sevinmek ve emeği geçenleri kutlamak en doğru harekettir diye düşünüyorum.
Şimdi bu üniversitenin rektörü kim olacak, üniversite nereye yapılacak, hangi programlarda hangi esvapta öğrenci kabul edecek? Önemli konular bunlar. Bizce Konya Üniversitesi (KÜ) Meram'a kurulmalıdır. Meram Belediye Başkanı Sayın Serdar Kalaycı uygun arazilerin olduğunu ve tahsisi gerçekleştirebileceklerini ifade ediyor. Meram KÜ'yü hak etmektedir. Keşke bir Ahmet Keleşoğlu daha bulunabilse ve bu üniversitenin kampusunun yapımı hemen başlayıp bir an önce tamamlanabilse. Rektör seçiminde de Konya'yı tanıma, Konya'ya vizyon katma gibi hususlar öncelikle dikkat edilmesi gereken kriterler olmalıdır diye düşünüyorum. Rektör seçimi bir üniversitenin gelişimi için çok önemli olmaktadır. Bir rektör hem üniversiteyi hem şehri olduğu yerden alıp bambaşka ufuklara taşıyabilmektedir.
Tabi burada asıl önemli olan; Konya'daki üniversitelerin gelecekte de var olabilmesi için Konya ve Türkiye ile sınırlı kalmayacak bir öğrenci profili üzerinde kafa yorulmalıdır. Özellikle Ortadoğu, Kuzey Afirka, Balkan Ülkeleri ilk etapta hedef bölge olarak belirlenebilir. Bu çoğrafyadan öğrenciler kazanılması için programlar geliştirilmelidir, stratejiler buna göre belirlenmelidir. Yoksa dar bir alana sıkışılır ve belirli bir süreden sonrada kısır bir döngünün içine girilir ve bu üniversiteler kazanım olmaktan çıkarlar. Ayrıca KÜ yılalrca bitirilmeyen bir kampus inşaat çöpülüğüne dönüştürülmemeli ve hemen müthiş bir mimari tasarım yapılarak işe başlanmalı ve kampus bir an önce bitirilmelidir. KÜ'de dünyada ilk 500'e girecek bir standart geliştirmelidir. Bu çerçevede konumlandırılmalıdır. Konya Üniversitenin Konya'nın gelecek vizyonu olduğu unutulmamalıdır.
Prof Dr Sami Güçlü
Bakanken ben kendilerini çok eleştirmiştim, o dönemde kendisi ile yaptığım bir söyleşide bana açık yüreklilikle siyasetin acemisi olduğunu ifade etmişti, geçenlerde yine kendileriyle söyleşi yaptım evet artık siyasetin ustası olmuş Sayın Sami Güçlü, bunu gördüm. Sayın Sami Güçlü ile konuşmak insana tat veriyor, konuştuğu konulara çok hakim, kesinlikle yapmacık davranmıyor, yüreklice mensubu olduğu partiyi de eleştirebiliyor. Entelektüel derinliği olduğunu hissedebiliyorsunuz. Konuştuğu konulara derinliğine hakim olduğu izlenimi uyandırıyor insanda. Rakiplerine hakaret etmiyor, saygı duyuyor. Ben Sayın Sami Güçlü ile konuşurken siyasetin nezaketli bir şekilde yapılabileceğini de görüyorum. Siyaseti saçma bir dava uğruna, kişisel çıkar uğruna yapmadığı hissini uyandırıyor, hiçbir akçeli konunun içinde yer almıyor. Niye yalan söyleyeyim ben Sayın Sami Güçlü ile konuşurken sıradan bir milletvekiliyle konuşuyorum hissi yaşamıyorum, kendisinden bir sürü şey öğrenebileceğim bir insanla sohbet ediyorum hissi yaşıyorum. Siyasetin nasıl yapıldığı çok önemlidir, çünkü siyasetin yapılış şekli aynı zamanda devletin yönetiliş şeklini ortaya koymaktadır. Bunun için umutluyum, Türkiye'de bu tür siyaseti geliştirebilen, yönledirebilen şahsiyetlerimiz var olduğu sürece gündemde ne tartışılırsa tartışılsın iyiler ve iyilikler kazanacaktır. Hak kazanacaktır, haklı kazanacaktır. Bu tür siyasetçilerin çoğalmasını diliyoruz.
Terör ne yazık ki bitmemektedir ve şaşırtıcı bir şekilde de artmaktadır. Nasıl oluyor ve neden böyle oluyor da terör azalmak yerine artıyor. Hükümet bu konuda suçludur çünkü Başbakanın net bir şekilde teröre karşı bir tavır içerisine girdiğine dair bir işaret görülmemektedir ama benim anlayamadığım bizim ordumuzda nasıl bu kadar ciddi zafiyetlerin yaşanabildiği konusudur. Biz Konya'dan baskın olacağını anlayabiliyoruz ama binlerce askerin olduğu Hakkari Çukurca'daki Kavşak bölgesine teröristler gelip 6 askerimizi şehit edebiliyor, orada ki birliklerimiz bunu anlayamıyor. İnanmak zor ama bu gerçek bu şekilde işlemektedir. Ben o bölgeyi biliyorum, Kavşak Şemdinli, daha doğrusu Dağlıca ile Çukurca'nın arasında bir bölgedir. Karayolu yeni yapılmaktadır o bölgeye ve Çukurca'dan Şemdinliye kadar kara yolu yapılması için hummalı bir çalışma yapılmaktadır. Rakım zannediyorum 3000'dir ve o böllgede binlerce askerimiz bulunmaktadır. Çukurcanın hemen üst tarafında Komando taburu yer almaktadır, biraz daha Irak'ın iç bölgelerinde Darsinki denilen öncü karakolomuz bulunmaktadır. Yine Çukurcanın Şemdinliye doğu olan üst tarafında üst bölgelerimiz vardır o bölgede ben üç adet obüs topu görmüştüm. Obüs topları
Yazık olur bu millete, yazık olur kazanımlara, yazık olur şanlı Türk Ordusuna... Ben Ordu mensuplarının içinde ihanet içerisinde olanların olabileceğine dair ifadeyi aklıma bile getirmek istemiyorum ama son baskınlar insanlarımızın içine ciddi şüpheler katmaktadır. Bu milletin içinden çıkan ordusunun millete ihanetini bizim milletimiz hiç birşekilde bağışlamaz, bunu hekes bilsin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.