
Konuma Göre Ahlak ve Namus
Muhakkak ki dostum kendisine sarkan bu insana önce onun kalın kafasının basmayacağı ince hakaretlerle dolu sözler söyleyip, ardından gerçek karakterini yüzüne vurmasını da bilirdi. Ama dediğim gibi önemli bir gerçek vardı konum…
Aynı arsız davranışları kendi statüsünde başka birinden görseydi ve şikâyet etseydi yer yerinden oynar, kıyametler kopar elemanın işine son verilirdi. Herkes birden namus abidesi kesilir, iş yerinde böyle bir ahlaksıza haddini bildirirdi. Lakin şartlar böyle değildi ve karşısındakinin sosyal gücü buna izin veremezdi.
“Kız kuyruk sallamıştır” gibi sözler dökülecekti insanların dudaklarından. Söylemekten bile hayâ ettiğim ve oldukça çirkin bulduğum bu kelimeler, günlük konuşma diline çoktan girip adeta tabu haline gelmiş durumda. Bu tür konuşmaları da yazık ki hemcinslerine ilk bayanlar yapıyor. Haset mi, kadının kadını çekememesi mi bilmem ama ilk ağır eleştiri bayanlardan geliyor.
İnanç hassasiyeti taşımayan ahlak anlayışı, toplumun temelinde korkuyla şekillenirken itibarlı insanlarda ise güçle ayakta kalıyor.
Bugün siyasetten, bürokrasiye, medyadan yargıya, hatta hemen hemen tüm iş kollarında bu tür örneklere rastlamak mümkün. Namusun namussuzların egemenliğine girdiği bir dünyada itibarın tüm ahlaksızlıkları örtebildiğini görmek ne acı…
Geçmiş dönemde Baykal’a ya da yenilerde MHP’nin en güçlü iki adayının başına gelen olaya dikkat edin. Tüm politik duyguları ve komplo teorilerini bir kenara bırakarak değerlendirin. Baykal’ın Nesrin Hanımla bu tür ilişki yaşandığı bilinmiyor muydu ?.Yada MHP’li vekillerin parti içinde ve çevresinde çapkınlıkla adı hiç mi anılmamıştı .?Fakat kasetler ortaya çıkıp bu iddialar söylenene kadar bu davranışları yargılanmamıştı. Gözünü sevdiğim teknolojisi ilerleyip, farklı hesaplarla görüntüler yayınlanınca işin rengi değişti. Dün kaset aktörlerinin peşinde onlara alkış tutanlar bugün sert bir tepkiyle olayı değerlendirdiler. Bilinen bir gerçek güm yüzüne çıkınca komplo, skandal ve istifa sözcükleri sıralanırken özünde görülmesi gereken gerçekler irdelenmedi bile.
“Ben aday olmayacağım” deyip 24 saat sonra aday olan ve kendi genel başkanını bir nevi satan Kılıçdaroğlu’nun tavrı yada MHP’li çapkın adayların aralarındaki konuşmaları değerlendirilmedi. Kanımca olayların bu yönünü incelemek daha önemliydi. Çünkü bilinen bir gerçeğin göz önüne serildiğinde koparılan yaygara, hem samimiyetten hemde gerçeklikten çok uzak…
Bu yapıdaki insanların yaygınlaşması toplumda ayrı cinsler arasındaki güvenin azalmasına neden oluyor ve kuşkuyu körüklüyor. Ne denilebilir ki Ahlakın yüreklerde başlayıp , vicdanla sürdürülen ve akabinde sosyal güçle şekillenmeyen bir kavram haline gelmesi umuduyla
Selam ve Dua ile
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.