
Kimin İçi Yanmıyorsa!
Memleketinden kilometrelerce uzakta, vatan, millet uğruna nöbet beklerken, hain bir kurşunla, yaşamının baharında, yere düşen bir delikanlı tanırsınız değil mi? Otuz yıl geçmiş, can almışız, can vermişiz. Hangi anne, yavrusunun cansız bedeniyle karşılaşmak ister? Hangi çocuk, babasının tabutuna sarılmak ister? Düşmana korku veren bir ordumuz var. Ne yazık, neredeyse bir savaş halinde gibi kaybımız artıyor. Karşıda, şekli şemalı belli, düzenli bir ordu yok oysa. Otuz yıl öncesine göre çok şey değişti. Ancak, kararlılıkla mücadele söylemi hiç değişmedi. Tekrar oturup, bu söylemin içeriğini ve tesirini gözden geçirmenin zamanı çoktan gelmedi mi? Güçlü, kuvvetli, teknik yönden üstün, bütçesi büyük askerimiz, bir süne zararlısı ile mücadele ediyor, zararlının enstrümanları, hareket tarzı, beslenme alışkanlığı, azdığı zamanlar belli, aslında ordumuzla değil aynı sıklette, aynı lig, aynı kategoride bile değil. O halde (OHAL değil) bize bu zararlıyı tasallut eden kimdir? Ve yıllarca, bu zararlıya karşı nasıl olur da, neticeye yönelik bir gelişme, değişme, tecrübe, sonuç elde edilemez? Terör, bir tek can almasa bile, toplumda, kurumlar arasında, siyasette güven ve itibar kaybı oluşturduğu zaman, kendini yine de başarılı hisseder. Bu ortam ve şartlar, onun varlığı için mümbit bir havadır. Karmaşa, örgüte değil, örgüte ihale verenlerin arzusudur oysa. Terör, zihin ve ruhunu bir bedenle buluşturmak istediği zaman, en müsait bedeni arar bulur. Bugün, Doğu ve Doğu halkı, terör için uygun bir fiziki yapı görünümünde. Orası biterse, kendine başka bir beden arayacağı muhakkak. Bu nedenle, sorunun aslında, iki farklı tarafı olduğunu unutmamak gerekiyor. Eksen kayması, dış politikadaki değişim, açılım, Mavi Marmara süreci derken, politikada başlayan tasfiye süreci hızla devam ediyor. “Hükümeti bitirme planları var” diye, köşelerde kalemler, avazı çıktığı kadar bağırıyor. Bağırmayanlar, dolaylı yoldan bu süreci biletini hükümete kesiyor. Bu topraklarda ve coğrafyada, istikrarlı ve sağlam bir yapının olması kimin işine gelmiyorsa, terör, onun için vazgeçilmez bir oyuncaktır. Komplo filan olduğuna inanmıyorum; bölmek, pasifiz etmek, zenginliklere çöreklenmek, sömürmek isteyen birileri kullanıyor terörü. Bu Amerika’nın yeniden keşfi filan değildir. Kimin içi yanmıyorsa, aynı soruya muhataptır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.